Rapidly traducir turco
1,205 traducción paralela
They detected trace amounts of ibotenic acid in more than half the residents tested..... though these levels have dissipated rapidly.
İncelenen hastaların yarısından fazlasında, ibotenik asidin izine rastlandı. Ama seviyeler hızlı bir şekilde düştü.
[Thinking, Rapidly] Eat the pudding.
Pudingi ye.
Violence is increasing rapidly.
Şiddet her yerde çoğalıyor.
I suggest you gentlemen invent a way to put a square peg in a round hole. Rapidly.
Kare şeklindeki kartuşu yuvarlak bir deliğe monte etmenin bir yolunu bulun hemen.
They're rapidly pumping out the dry, dock, and soon the mystery, behind the sinking of the Wolf will be revealed.
Kurt denizaltısının batmasının ardındaki sırrın açığa çıkması için denizaltı içindeki su hızlıca boşaltılıyor.
One step beyond this plateau and I would begin to age as rapidly as Zordon is now.
Bu platodan dışarı bir adım attığımda tıpkı Zordon'un şu anda olduğu gibi yaşlanmaya başlarım.
So rapidly?
Bu kadar çabuk mu?
The pleats in the trunks enable the plants to expand rapidly and suck up rain falling in a sudden storm before it evaporates in the heat and disappears.
Gövdedeki kıvrımlar sayesinde bitki hızlı büyüyor ve ani bir yağış olduğunda suyu, ısı onu buharlaştırmadan emiyor.
Arid lands around the world, not only here in South Africa, but in Australia and Arizona, all respond to rain by rapidly producing dazzling displays of colour.
Dünyanın her yerindeki, sadece Güney Afrika'daki değil Avustralya ve Arizona'daki kurak topraklar da hızlı şekilde göz kamaştırıcı renk cümbüşünü oluşturarak yağmura cevap verir.
Your mental abilities are rapidly maturing.
Zihinsel yeteneklerin, hızla gelişiyor.
Captain, I am detecting a substantial magnetic mass moving rapidly toward the port bow.
Kaptan, büyükçe manyetik bir şey hızlanarak bize doğru geliyor.
It is approaching rapidly on a collision course.
Hızlanarak, bizimle çarpışma doğrultusunda hareket ediyor.
His pattern is degrading rapidly.
Kalıbı hızla küçüldü.
By allowing the ship to serve as an energy conduit across the wound the life-form should be able to regenerate itself more rapidly.
Gemi ile yaranın etrafını bir enerji ağı ile çevrelerseniz yaşam formunun kendini yenilemesi daha hızlı olacaktır.
Your central nervous system is showing a temporal flux, but it's rapidly returning to normal.
Merkezi sinir sistemin zamansal değişim gösteriyor, ama hızla normale dönüyor.
They lay their eggs within a minute after death occurs. And they breed more rapidly in a hot, humid environment.
Ölüm gerçekleştikten birkaç dakika sonra yumurtalarını bırakır ve sıcak ve rutubetli ortamda çok çabuk ürerler.
Since my breakfast burrito is congealing rapidly, I will be blunt.
Kahvaltım çok çabuk soğuduğu için kısa ve öz konuşacağım.
The Angel is approaching rapidly!
Melek hızla yaklaşıyor
His harmonics and sync ratio are rapidly catching up with Asuka's.
Uyumluluk ve senkronizasyonu neredeyse Asuka'yı yakalayacak.
He is losing strength rapidly.
Gücünü hizla kaybediyor.
The mother desert has sickened rapidly.
Çöl ana, hızlı şekilde hastalanmış.
The grand adventure of cosmic exploration is accelerating rapidly taking us into realms that once were the stuff of science fiction like the mysterious black hole.
Kozmik keşiflerin büyük macerası hızlanarak bir zamanlar bilim-kurgu olanları gerçeğe dönüştürüyor gizemli karadelikler gibi.
An exhilarating team sport currently growing rapidly in popularity is basketball.
Her geçen gün daha fazla popüler olan soluk kesici bir takım sporu da... basketboldur.
But she's recovering rapidly as we speak, thanks to her youth.
Ama genç yaşı sayesinde şu anda hızla iyileşiyor.
I'm losing power rapidly.
Hızlı bir şekilde, güç kaybediyorum.
The patient's brain function is diminishing rapidly.
Hastanın beyin fonksiyonları, hızlı bir şekilde yavaşlıyor.
Your neural patterns were degrading rapidly.
Nöro numuneleriniz, hızla dağılıyordu.
The effects are degrading rapidly. Spontaneous bleeding in the mouths and intestinal tracts. blood in the urine.
Etkilenme hızlı gelişiyor, ağız ve sindirim kanalında iç kanamalar, idrarda kan.
However, Earth's final days are approaching rapidly!
Yine de, Dünya son günlerine hızla yaklaşmakta!
Very rapidly.
Çok hızlı.
Mr. Kerrigan, I am rapidly running out of patience.
Bay Kerrigan, çok hızlı bir şekilde sabrımı yitiriyorum.
Look, thermal changes in the hull could've caused the metal to expand and contract rapidly, causing reverberations.
O sese neyin yol açtığını da bilmek istiyorum. Gövdedeki ısı değişiklikleri metalin genleşip, daralmasına sebep olmuş. Bu da o sesleri çıkartmış olabilir.
- Rapidly.
- Çok hızlı.
A few light snow showers which quickly turn to light rain... unless that rain comes down even harder tonight... accompanied by rapidly decreasing temperatures... getting down to around freezing by midnight.
- Tüh be. Yağan kar hafif bir yağmura dönüşecek. Yağmur bu gece çok şiddetli olmasa da, düşen hava sıcaklıklarıyla birlikte geceyarısına doğru don oluşabilir.
I have come to the end of my rapidly fraying rope.
Giderek incelen ipimin ucuna geldim.
Well, whatever this thing was, it ate those leaves and is rapidly evolving into something reptilian.
Neden söz ediyorsun? Bu şey her neyse o yaprakları yemiş ve şimdi sürüngene benzer bir şeye dönüşüyor.
And Virtual Reality is developing rapidly.
Sanal gerçeklik çobuk gelişme gösteriyor.
An unidentified high energy object from Terminal Dogma... is approaching rapidly!
Bilinmeyen bir yüksek enerji kaynağı Terminal Dogma'dan yaklaşıyor!
I believe the subtext here is rapidly becoming a... a text.
Sanırım derin anlamda, hızla gerçek anlama dönüşüyor.
It's spreading rapidly.
Hızla yayılıyor.
This disorder seems to be spreading rapidly among the crew.
Kargaşa mürettebat arasında hızla yayılıyor.
And from her blood test last night and her sed read this morning, It also seems to be growing rapidly.
Dün akşamki kan testine ve bu sabahki SED testlerine de bakılacak olursa oldukça hızlı yayılıyor.
Now, what is cancer but normal cells growing rapidly out of control, usually caused by some damage to their DNA?
Ya kanser, DNA'yı değiştirip, sağlıklı hücrelerin çok hızlı üremesine neden olmuşsa?
When threatened, a balloonfish can rapidly inflate its body with water or air.
Tehlike anında balon balığı vücudunu hızlı bir şekilde su veya havayla şişirir.
The Chinese, rapidly advancing, recaptured the northern capital,
Çinliler, hızla ilerleyerek kuzeydeki başkenti yeniden ele geçirdiler.
Well, I'd be older, so I could tell the world about this wonderful woman who I am rapidly falling in love with.
Daha büyük olur ve bütün dünyaya bu güzel kadına ne kadar cabuk asık oldugumu haykırırdım.
That girl has a cancer that could spread very rapidly.
Kızın bacağında tümör var. Çok hızlı bir kanser.
What should be the most wonderfull day of my life is rapidly turning into just Sunday with a spectacular amount of food.
Hayatımın en muhteşem günü olması gereken gün aniden inanılmaz derecede pahalı yiyeceklerle dolu sıradan bir Pazar gününe dönüşüyor.
The Ning'tao is manoeuvring rapidly.
Ning'tao hızlı manevra yapıyor.
I learned quite rapidly.
Oldukça hızlı öğrendim.
That moment is rapidly approaching.
Şirket satılana kadar... hisselerin hiç kıymeti yok. Fakat zaman yaklaşıyor.