English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ R ] / Really nice

Really nice traducir turco

6,650 traducción paralela
It was really nice.
Çok hoştu.
- You have a really nice place here.
Burada gerçekten güzel bir yere sahipsin.
It was really nice to see you, Valerie and Mickey.
Seni ve Mickey'yi gördüğüme çok sevindim.
That's really nice.
Çok hoş.
That was really nice you having sex with me just now.
Şu an benimle sevişmen ne kadar hoş.
I have really nice coffee beans.
Gayet hoş bir kahvem var.
- That's really nice. - Yeah, it was back up, cleaned up, perfect.
Evet, resim yerindeydi, tertemiz, mükemmel durumda.
You got a really nice place. It's big.
Evin çok güzelmiş.Kocaman.
For what it's worth, sir... it would have been really nice having you in the family.
Ne olursa olsun ailemize girmeniz gerçekten güzel olurdu efendim.
This is a really nice neighborhood.
Burası gerçekten iyi bir yer.
That was actually really nice.
Çok hoştu gerçekten.
Pamela, nice to meet - Really nice to meet you.
Çok memnun oldum.
Okay, look, I know how badly you really want to get back to work, but I must admit that it's been really nice having you here, and I'm sad that you're leaving.
İşe geri dönmeyi ne kadar çok istediğini iyi biliyorum ama şunu söylemeliyim ki seni burada misafir etmek gerçekten çok güzeldi, gidecek olmana üzülüyorum.
This is in really nice shape, probably some old retired guy keeping it up.
Oldukça iyi görünüyor, belki de yaşlı ve emekli bir adamındı.
And they took me out to this really nice dinner, and they made me eat caviar and drink champagne, and... and then there was the birthday cake.
Ve beni harika bir yemeğe götürdüler Yemek ve şampanya ısmarladılar doğum günü pastası bile vardı.
You look really nice.
- Çok hoş görünüyorsun.
It'd be really nice.
Çok güzel olurdu.
We had a really nice swim.
- Çok iyi yüzdük.
Well, it was really nice meeting you.
Eee, Seninle tanıştığıma gerçekten mutlu oldum.
I just wanted to have a really nice family dinner.
Sadece gerçekten iyi bir akşam yemeği hazırlamak istedim.
Don't you think it's time to have a really nice family dinner?
Sence ailece hoş bir akşam yemeği.. .. yemenin vakti gelmedi mi?
It's really nice to finally meet you.
Nihayet sonunda tanışabildik.
It's really nice to meet you.
Tanıştığımıza çok sevindim.
Looks really nice in here.
Burası güzel olmuş.
Yeah, it's really nice.
Evet, gerçekten güzel.
Well, I found this in front of your neighbor's yard, and it's a really nice piece.
Bunu komşumuzun bahçesinde buldum, gayet güzel bir şey.
It's really nice to meet you.
Tanıştığıma çok memnun oldum.
There's a really nice woman that ran that ranch.
Bu at çiftliğini idare eden çok güzel bir kadındı.
Yeah, it's really nice.
Evet, gerçekten hoş.
Uh, we kind of got robbed... but we're with a really nice policeman.
Soyulduk sayılır ama şu an yanımızda çok nazik bir polis var.
Well, I'm very positive, it's got a really nice shape to it.
Ben gayet pozitifim, gayet iyi bir şekle sahip.
Really nice... proportions.
Gayet iyi... orantılı.
So your new lab is really nice.
Yani yeni laboratuvar gerçekten güzel.
It was really nice meeting you, Ms. Reese.
Sizinle tanışmak gerçekten güzeldi, Bayan Reese.
I thought you did a really nice job on the design.
- Tasarımda harika bir iş çıkardığını düşünüyorum.
Really nice.
Gerçekten hoş biri.
But you've been really nice to me. And-and kind.
Ama bana çok iyi ve kibar davrandın.
- Yeah. - It was really nice.
- Gerçekten güzel.
You look really nice.
Gerçekten çok hoş görünüyorsun.
Because I know we're gonna go someplace really fancy And I'll bring you back a nice entree.
Sakın bir şey atıştırma çünkü çok kaliteli şeylerin olduğu bir yere gideceğiz ben de sana gelirken güzel yemekler getiririm.
I... I don't know, really, but the son's nice.
Tam bilmiyorum ama oğlu iyi biri.
- Really pretty, nice view.
Gerçekten güzel manzara.
Uh, I... well, just, you know, wanted to say it was so nice to meet you, and I'm really looking forward to reading that article.
Tanıştığıma memnun olduğumu söylemek istedim o kadar. Yazıyı okumak için sabırsızlanıyorum.
Look, you're a super nice guy and I really appreciate you letting me stay with you while I'm in town, but I'm sorry, I'm going to have to destroy your relationship.
Çok hoş birisin ve evinde kalmama izin verdiğin için minnettarım ama üzgünüm, ilişkini mahvedeceğim.
You're nice and wonderful. you're really forsaking both.
Acele etmezsen öldüreceğim bak. Bilinci kapanmış demek...
Oh, wow. That's really nice, Lou.
Ne kadar hoş Lou.
He's a nice guy, but when you're on the street, it's really easy for a guy like him to get hurt, you know?
O hoş biri ama sokakta olduğunda, birisinin ona zarar vermesi çok kolay, biliyor musun?
Oh, the girls really did a nice job. Aw...
Kızlar iyi iş çıkarmış.
But I'll just start being really like nice and polite, like I really want this to work.
Ama bunun gerçekten işe yaramasını istiyormuşum gibi iyi ve kibar olacağım.
I mean, all it really takes is one lunatic, one Pol Pot, one Nero, one apple-wielding, overworked, unappreciative, but genuinely kind of a nice guy who has access to that kind of power to make it all go away.
Demek istediğim, hepsinin sonunda delilik var, bir Pol Pot, bir Nero, bir elma kullanımı, fazla mesailer, minnettarsızlıklar, ama herşeyi göze alarak bu tipteki bir gücü kabul ettikleri için genelinde hepsi iyi çocuklardı.
I really like it when you say nice things to me.
Sen böyle hoş şeyler söyleyince benim hoşuma gidiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]