English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ R ] / Recording

Recording traducir turco

4,318 traducción paralela
Three guys died on a recording about 13 years ago,
13 yıl önce üç adam çekim sırasında öldü.
Come on, you're about to sign a big recording contract, boy.
Ne olacak ki, büyük bir plak şirketiyle imza atmak üzeresin evlat.
And she's always with you when you're recording.
Kayıt aşamalarında her zaman seninle birlikte.
You're recording a CD?
Kayıt yapıyor musun?
I'm working in the studio. I'm recording.
Stüdyoya gireceğim, kayıt yapmamız gerek.
I'm sorry, I'm recording this for posterity.
Pardon, bizden sonrakilere kalsın diye kayda geçiriyorum.
I'm recording this conversation and will report it directly to security.
Bu konuşmayı kaydediyorum ve doğrudan güvenliğe bildiriyorum.
It's not recording.
Kayıt etmiyor.
They could be recording.
Kaydediyor olabilrler.
- In the booth, recording her theme song.
- Stüdyoda, tema şarkısını kaydediyor.
When that's on, you know it's recording.
Bu yandığında, kayıtta olduğunu anlarsın.
And I'm recording my song with a European orchestra, and they're studying me in school.
Ve şarkımı Avrupalı bir orkestra ile kaydediyorum, ayrıca beni okulda inceliyorlar.
It's not recording.
Kaydetmiyor.
And it wasn't long before we started recording more than bushels of grain.
Ve tahil kilerlerinden fazlasinin kaydini tutmaya baslamamiz da fazla uzun sürmedi.
I don't even remember recording this... or you're thinking this must be some kind of joke.
Aslında bunu kaydettiğini bile bilmiyorsun... ya da bu kesin bir şakadır diyorsun.
And by meticulously recording all incoming data as time went by... or should I say... as time stood still because the same full moon appeared in the sky every night.
Ve her şeyi titizlikle zamanında kayda almamız gerekiyor... ya da zaman durduğunda... mı demeliyim çünkü her gece aynı Ay gökyüzünde duruyor.
That was supposed to be a private recording.
Özel bir kayıt olacak zannetmiştim.
Are you recording this?
Konuşmalarımızı kayıt mı ediyorsunuz?
No, no, I'm just recording how long your deputy's deprived me of my bathroom privileges.
- Hayır, sadece Şerif Yardımcısı'nın beni tuvalet hakkımdan ne kadar süre mahrum bıraktığını kayıt altına alıyorum.
This is a recording of the relevant part.
Bu da ilgili kısmın kaydı.
Jack, this phone is still recording.
Jack, bu telefon hâlâ kayıt yapıyor.
I just heard a recording of his voice on a phone left behind by Chloe O'Brian.
Chloe O'Brian tarafından bırakılan bir telefonda kaydedilmiş sesini duydum onun.
We will need to verify this recording.
Bu kaydı teyit etmemiz gerek.
Okay, we're recording.
Tamam, Kaydediyoruz.
Recording 1315.
Kayıt 1315.
It's a recording of scary voices.
Ses kaydı yapmak içindi.
That means someone's recording our conversation.
Demek ki, birileri bizim konuşmalarımızı kayıt altına alıyormuş.
- For that recording of Sir Christopher?
- Sör Christopher'ın ses kaydı için?
He was rigged up to this monitor when he did it, so in effect it's a... it's a recording of the last moments of his life.
Yaptığında, bu ekrana bağlıydı, yani gerçek şu ki yaşamının son anlarının kaydı burada.
But you send me back that recording as insurance.
Ama o kaydı bir sigorta olarak bana yolla.
It's a little tape recording your son was gonna use as leverage.
Oğlunun koz olarak kullanacağı küçük bir ses kaydı.
I'm recording a podcast.
Ben internet yayıncısıyım.
Starting in roughly 1400 BC, they began recording and cataloguing the apparitions of comets.
Yaklaşık M.Ö. 1400'de başlayarak kuyrukluyıldızların geçişlerini kayıt altına aldılar.
You add to that the cost of recording, mixing, mastering, marketing, promotion, he's in it for about two mil.
Kayıt, mix, dengeleme, pazarlama, tanıtım toplamda 2 milyon eder.
Alien 1 : Are you recording this?
- Bunu kaydediyor musun?
Are you recording me?
Sesimi mi kaydediyorsun?
Don't look. But I think they're recording us.
Sakın bakma ama sanırım bizi kayda alıyorlar.
I heard there was a problem with the CCTV recording.
Kamera kayıtlarıyla ilgili bir sorun olmuş diye duydum.
I want to hear that recording.
O kaydı dinlemek istiyorum.
Here is a copy of the recording.
Kaydın bir kopyası.
If something happens to me, then give my lawyer recording to Genny.
Bana bir şey olursa, avukatım kaydı Genny'ye verecek.
I just started recording the crime scene here.
Suç mahallini kaydetmeye yani başladım daha.
There's a recording of the confession on a phone?
Telefonda itirafının bir kaydı mı var?
Oh. What was on the recording?
Videoda ne vardı ki?
Cameras and recording equipment off, please.
Kameralar ve kayıt ekipmanları kapatılsın lütfen.
He's recording every word.
Her kelimesini kaydediyor.
You've been recording our conversations.
Konuşmalarımızı kaydediyordun.
Come the real thing, we won't need the recording.
Gerçeği geldiğinde, kayda ihtiyacımız olmayacak.
Camera recording.
Kamera açık.
He works at a recording studio, as what?
Kayıt stüdyosunda ne olarak çalışıyor?
It's the earliest-known device for recording sound.
Bu ( phonautograph ) bilinen en eski ses kayıt cihazı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]