Recycling traducir turco
608 traducción paralela
I was just checking out the recycling bins.
Sadece kullanabileceğim bir şey var mı diye bakıyordum.
It's recycling.
Bende sevdiklerime vermek için kabul ediyorum.
Besides, nobody is interested in recycling this story.
Ayrıca bu hikayeyi kurcalamanın kimseye bir faydası olmaz.
The food production... and recycling plants have been very badly damaged.
Besin üretimi... ve yeniden kazanıp birimleri de çok ciddi hasar görmüş.
- Maybe they never heard of recycling.
- Belki de geri dönüşüm diye bir şey duymamışlardır.
At a prophylactic recycling centre...
Bir prezarvatifleri geri kazandırma merkezi.
Salvage and recycling centers are paving the way... for the future.
Geri dönüşüm ve kurtarma merkezleri... bizlere geleceğin yolunu gösteriyorlar.
As long as it's recycling the air, let it be. Come on. Ten to one it's a short.
Yeterki hava sirkülasyonu devam etsin.haydi 10 dan 1 e bu kısa.
Think of me when they start recycling your parts.
aklına gelirim.
I " m in recycling. I had to drop something off here.
Geri dönüşüm işi yapıyorum, falan filan işte.
Well, a lot of places now are into recycling, honey.
Zamanımızda birçok yer geri dönüşüm yapıyor, kızım.
Mac's arranged for a boat to dock in an old recycling plant.
Mac eski bir fabrikanın rıhtımında bir tekne ayarladı.
I sell them at the recycling centre. It gives me a bit for gas and food.
Tekrar kullanım merkezinde satar, karşılığında yakıt ve yiyecek alırım.
I know a man who sells stuff at the recycling centre.
Bit pazarında bir satıcı tanıyorum.
We have no opinions on politics, religion, science starving people, nuclear holocaust or recycling.
Politika, din, bilim, aç insanlar nükleer tehlike ya da artık geri dönüşümü hakkında fikrimiz yok.
So, recycling... is our way of giving Mother Earth a big hug.
Evet dönüşüm dediğimiz şey onun bize verdiği şeylere karşı Toprak Ana ya dört elle sarılmaktır.
We went from royalty to recycling.
Krallığı bırakıp, hurda işine başladık.
The ultimate recycling program.
En büyük geri kazanım programı.
You seem to be kind of, like... recycling a lot of these books you've read.
Bunca kitabı geri dönüştürüyor gibisin sanki.
- What do you mean by recycling? - Like, you're kind of reading -
Geri dönüştürme derken neyden bahsediyorsun?
Recycling, Mogge.
Dönüşüm, Mogge.
I hope you're into recycling.
Umarım geri dönüşüme uygunsundur.
It's right next to recycling.
Yeniden çevrim odasının yanında.
They fixed the air recycling system and I can go back to my regular quarters.
Hava dönüşüm sistemini tamir ettiler. Artık daireme dönebilirim.
I just got offered a job managing a recycling plant in Detroit.
Detroit'teki bir arıtım fabrikasında bir müdürlük işi önerildi bana.
35-year-old recycling worker fell 15 feet off a catwalk onto a machine.
35 yaşında fabrika işçisi 5 m.den bir makinenin üstüne düşmüş.
I-I-I know some traders who'd be interested in recycling building products.
Bazı tüccarların yeniden dönüşümlü yapılarla ilgilendiğini biliyorum.
Full circle to find the truth. Gates's company owns a recycling plant near here.
Gates'in şirketinin buraya yakın bir şubesi var.
Does the word "recycling" mean anything to you?
"Yeniden Kazanım" sana bir şey ifade etmiyor mu?
Didn't you hear me say that the signal in the satellite feed is recycling down to extinction?
Sana, uydunun içinde saklanan sinyalin yavaş yavaş yok olacağını söylediğimi duymuş muydun?
Recycling, right?
Yeniden kullanıma sokuyoruz.
When you went to recycling... -... did you see him? - I saw the Baker's shepherd.
Sen geri dönüşüme giderken gördün mü Marty?
They're recycling all leftovers ok?
Yemek artıkları yeniden değerlendiriliyor tamam mı?
Daily reports, oxygen consumption logs, recycling figures.
Günlük raporlar, oksijen tüketim kayıtları, geri dönüşüm rakamları.
We tap into the recycling system and purify it.
Yeniden dönüşüm sistemine girip saflaştırıyoruz.
Perhaps you should check the air recycling system.
Belki de hava dönüşüm sistemini kontrol ettirmelisin.
See, we use computers now because the family is very much into recycling.
Bak, biz çok bilgisayar kullanıyoruz çünkü bu ailenin geri dönüşümle çok işi var.
Well, I'm not paying the 5 cents for that stupid recycling thing.
Eee, bu aptal geri dönüşüm şeyine 5 sent vermeyeceğim.
He's off saving the rain forest or recycling his sandals or some shit.
Yağmur ormanlarını kurtarıyordur veya sandaletlerini onarıyordur.
If I waited, it would have been drawn into the air recycling system.
Bekleseydim hava temizleme sisteminin içine karışacaktı.
Recycling.
Geri dönüşüm.
We're trying to earn money by recycling.
Geriş dönüşüm yaparak para kazanmaya çalışıyoruz.
Oh, recycling is useless, Lis.
Geri dönüşüm hiç bir işe yaramaz, Lise.
Dad, you're not supposed to have fun recycling.
Baba, geri dönüşüm yaparken eğlenemezsin.
Does your plant have a recycling program?
- Var. Santralinizde geri dönüşüm yapıyor musunuz?
Recycling?
Ge-ri-dö-nü-şüm mü?
You never heard of recycling?
Geri dönüşüm sözcüğünü hiç duymadınız mı?
I normally don't laugh at people's misfortunes but on behalf of the recycling community :
Normalde başka insanların talihsizliklerine sevinmem ama geri dönüşüm cemiyeti adına, ha!
That's about all the recycling I can handle today.
Bugün yapabileceğim tüm geri dönüşüm bu kadar.
Are you from the scrap iron recycling program?
- Siz hurdacı değil misiniz?
- There's some problem with the air recycling system.
- Hava geri dönüşüm sistemiyle ilgili bir sorun var.