English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ R ] / Red hair

Red hair traducir turco

812 traducción paralela
No, it's a red hair.
Hayır, kırmızı bir saç.
Say, who is that girl with the gorgeous red hair?
Şu göz kamaştırıcı kızıl kim?
And if she had red hair, that would be a great help.
Ve kızıl saçlı olması, çok yardımcı olurdu.
Some folks I know don't like red hair.
Bazı erkekler kızıl saçı sevmezler.
I love red hair.
Kızıl saçı severim.
Who's the girl with you, the one with the red hair?
Yanındaki kız kim, kızıl saçlı olan?
No, the one with the red hair.
Hayır, kızıl saçlı olan.
Oh, the red hair.
Kızıl saçlı mı?
Oh, the red hair!
Kızıl saçlı mı?
A girl with red hair, a crooked nose, and a nice figure.
Kızıl saçlı bir kız, eğri burunlu ve güzel vücutlu.
- The girl with red hair and legs!
- Kızıl saçlı kıza ve bacaklarına!
The guy with red hair.
Adam kızıl saçlıydı.
Described as female, white, 5'4 ", age 30, red hair.
Cesedin eşkâli : Kadın, beyaz, 1.62 cm boyunda, 30 yaşında ve kızıl saçlı.
I would like to see a woman with red hair.
Kızıl saçlı bir kadın görmek isterim.
She belongs to the chief with the red hair.
Kızıl Saçlı Reise ait olduğunu söyledi.
There was a boy with freckles and red hair... and I thought he was the beginning of the world... but he never paid me any mind.
Çilli ve kırmızı saçlı bir çocuk vardı... onun benim herşeyim olduğunu sanırdım ama o bana bakmazdı bile.
She's 5'6 ", weighs 120 pounds, red hair...
1,68 boyunda, 54 kilo, kiziI saçli...
A beautiful creature from the old aristocracy, with long red hair and a superb figure.
Eski aristokrasiden kalma şahane bir yaratık vardı. Uzun kızıl saçları ve harika bir vücudu vardı.
Wild for long red hair.
Uzun kızıl saçlı serseri.
If a girl about 5'6 " tall with red hair shows up, don't let her on a plane, she robbed the Bank of England.
Kırmızı saçlı 1.60 boyunda bir kız gelirse, onu uçağa bindirmeyin İngiltere Merkez Bankasını soydu.
He's got red hair and an ugly mug.
Kızıl saçlı, çirkin biriydi.
Handsome lady. Kind of tall, with red hair.
Uzun boylu, kızıl saçlı güzel bir bayandı.
Where is the Katy With her light red hair? Sweet as the roses
Neredeymiş Katy ışıldayan kızıl saçları yazları açan güller kadar tatlı.
I mean, if he had very attractive red hair?
Yani, çok... -... çekici ve kızıl saçlı olsa?
She has red hair and almost white eyes.
Kızıl saçları ve nerdeyse beyaz gözleri var.
But I don't remember any girl with red hair and white eyes.
Ama kızıl saçlı beyaz gözlü bir kız hatırlamıyorum.
Then there was a Carrot Fitch, red hair.
Bir de Havuç Fitch vardı, kızıl saçlı.
Hey... did you ever see a scarecrow with red hair?
Hey... hiç kızıl saçlı bir korkuluk gördün mü?
He has red hair which is not his own, and his name is Hugo, but don't give him that money until after you've landed.
Kızıl saçlı, kendi saçı değil. Adı Hugo, ama kıyıya çıkana kadar ona bu parayı vermeyin.
I like you and your red hair.
- Kızıl saçlılardan hoşlanan birisi olarak.
She had flame-red hair, pitch-black eyes, ruby lips and no teeth.
Parlak kızıl saçları, simsiyah gözleri, kırmızı dudakları vardı ama hiç dişi yoktu.
She's smaller than Anne, with red hair.
Anne'den daha küçük, kızıl saçlı.
What lovely red hair you've got.
Ne kadar güzel kızıI saçların var.
- Your lovely red hair was cut?
- O güzelim kızıI saçların mı kesildi?
Then they probably sit here... and stare at each other's blue and red hair... while they goose each other and say dirty words.
Sonra burada oturup... Mavi ve kırmız saçlarını izliyorlar... Birbirlerine kötü söz söyleyerek, sevişirken.
It struck me your hair is bright red in the sunshine.
Dikkatimi çekti. Saçlarınız güneş ışığında parlak kırmızı oluyor.
My wife has brown hair with red in it!
Benim eşimin saçları kahverengi, arada kırmızılar var.
I hope the kid has brown hair with red in it!
Umarım çocuğumun da arada kırmızıları olan kahverengi saçı vardır.
Your hair is too red, your legs are too thin, you have lips like a cat.
Saçların ne kadar kırmızı, bacakların ne kadar ince, Dudakların aynı kedi dudağı.
I tell a girl she has hair like a tortured midnight lips like a red couch in an ivory palace and I'm lonely.
Bir kıza, gece gibi saçları, fildişi bir saraydaki... ... kırmızı sedir gibi dudakları olduğunu...
Search for a maid of sixteen... with hair of sunshine gold... and lips red as the rose.
Onaltısında, saçları günışığı gibi parıldayan, dudakları gül kadar kırmızı genç bir kız ara.
She is indeed most wondrous fair, gold of sunshine in her hair, lips that shame the red, red rose.
Aslında ne kadar güzel Gün ışığı gibi parıldayan saçlar gülleri utandıran kırmızı dudaklar.
Your hair will turn red!
Saçın kırmızı olacak!
Where does he get such power? To turn my hair red, to cure the queen? Where does he get such power?
Bu gücü nereden buluyor?
To turn my hair red, to cure the queen?
Saçımı kırmızı yapıp kraliçeyi iyileştirmesi.
You turned Makovan's hair red.
Makovan'ın saçını kırmızı yaptın.
Big staring eyes, red frizzy hair and she was fat, really fat.
Kırmızı kıvırcık saçları, kocaman gözleri... ayrıca, o şişmandı ; gerçekten çok şişmandı.
Oh forgotten of the time, that you get dressed of red, you take jewels of gold and you loose your hair until the hips, that you make up your kohl eyes,
Ah sen, beline kadar inen saçların dökülürken... kırmızı elbiseler giydiğin... altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun. Gözlerine sürme çekerdin.
You know that shock of white hair and these beady red eyes?
Şu iğrenç beyaz tüyleri ve boncuk gibi yuvarlak kırmızı gözleri biliyor musun?
But it's not because your hair's red
# Saçlarınız kızıl diye #
She was wearing a red cape and I remember her hair was long and black...
Kırmızı bir kapşonu vardı. ... ve hatırladığım kadarıyla saçları uzun ve siyahtı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]