Redemption traducir turco
977 traducción paralela
no sin is beyond redemption.
Her şekilde, bu affedilemez bir günah.
" Lord God, bless this act of redemption!
" Yüce tanrım, kurtuluşu niyaz eyle!
This girl's death shall be my redemption.
Bu kızın ölümü benim kurtuluşum olabilir. Sen delirmişsin.
There are always opportunities for redemption.
Kurtulmak için daima fırsatlar vardır.
This will be my redemption.
Bu da benim kefaretim olacak.
That, sir, is a list of bills due for redemption this week.
Efendim bu, bu hafta kurtarılacak borçların listesi.
Is redemption impossible?
Nedamet imkânsız mıdır?
We bless thee for our creation, preservation... and all the blessings of this life... but, above all, for thine inestimable love... and redemption of the world by our Lord Jesus Christ... for the means of grace -
Bizi yarattığın esirgediğin ve bu hayatta verdiğin tüm lütuflar.. ... ama hepsinden öte Yüce İsa aracılığı ile müjdelediğin affedilme ve cennete kavuşma ümidiyle dünyaya göstermiş olduğun sonsuz şefkat için önünde eğiliyoruz.
Redemption through sweat and tears.
Terleyip gözyaşı dökerek günahlarımdan kurtulacağım.
Must be Christian, thanks to the redemption through work, accompanied by repentance and penance. "
Pişman olunmuş ve kefareti ödenmiş çalışmalar sayesinde Hristiyanlık devam edecektir.. "
SANCTU ARY OF REDEMPTION
DÜŞKÜNLER YURDU
No, we'll be visiting the Sanctuary of Redemption, the Evangelical Residence, and the Orphanage of Saint-Innocent, as well.
Hayır, bir de Düşkünler Yurdunu,.. ... Evangelist Evini,.. ... ve Saint-Innocent Yetimhanesini ziyaret edeceğiz.
Man is powerless to offer you redemption.
İnsanoğlu sana kefaret sunmaktan acizdir.
Because he has visited and wrought the redemption of his people.
Çünkü o göçtü ve insanlarının kurtuluşuna çalıştı.
The working people are the motherland's humble people... who are standing here and in the whole country will follow Perón, as he has risen the flag of redemption and justice for the working masses.
Çalışan halk, ana vatanın alçak gönüllü insanlarıdır. Perón, kurtuluş ve çalışan kitleler için adalet bayrağını yükseltirken onlar burada duruyor ve tüm ülkede onu izliyorlar.
He's now here in Rome to make a film,... a Western version of the Redemption!
Şu anda yeni çevireceği film için Roma'da. Film, İsa'nın kurtuluşunu western tarzında ele alıyor.
My poor, misguided friend, you are a sinner in need of redemption.
Benim zavallı, yanlış bilgili dostum, sen bağışlanma ihtiyacı olan bir günahkârsın.
Your redemption then.
O zaman seni kurtarmak için.
Crucified a thousand times by your sins, he came for your redemption.
Sizin günahlarınız için çarmıha gerildi, O, sizin kurtuluşunuz için geldi.
Friend is beyond redemption.
Friend artık kurtarılamaz durumda.
But it is not here on earth that the sinner may find his redemption.
Ama burada, dünyada günahkarlar kefaretlerini ödeyemezler.
- Oh, with apologies, Father, this poor soul is well past redemption.
Hayır, özür dilerim peder. Korkarım artık bu zavallı ruhu kurtarmak için çok geç.
The hour of your redemption is here.
Kurtulma zamanınız geldi.
We got to move toward redemption.
Kurtulusa dogru ilerlememiz gerekiyor.
" We got to move toward redemption.
" Kurtulusa dogru ilerlememiz gerekiyor.
Since we are prepared to lay down our lives in the pursuit of this enterprise, we must seek final absolution from God now, lest we be denied the redemption of the blessed last sacrament at the moment of death.
Bu kurtuluş arayışına hayatlarımızı koyduğumuzdan... Tanrı'dan günahlarımızı bağışlamasını istiyoruz... Ölüm anında... ruhlarımız reddedilmesin diye son kutsal ayinimizi yapıyoruz.
Our lives would be diminished beyond redemption.
Hayatlarımız geri dönüşü olmayacak şekilde mahvolur.
Confession and redemption.
Günah çıkarma ve arınma.
What he means, Quayle, is this is your chance for redemption.
Demek istediği, Quayle, bu senin kurtulman için bir şans.
For me, there is no redemption.
Benim için kurtuluş yok.
What redemption can you expect? Well, none.
İsa'dan nasıl affedilmeyi bekliyorsun?
I haven't been to Church in 30 years, but we'd go to communion together... Redemption, it'd be great!
Eğer kiliseye gidersem gerçi 30 senedir gitmiyorum ama komünyona beraber gidersek, günah çıkarırsam...
This redemption thing feels good.
Harika olur... Bu Af olayı çok güzel.
And on the other hand, as a metaphor for the problem of redemption.
Ve diğer yandan kefaretle ilgili bir metafordu.
The redemption, the Trinity.
Kefaret, "doğruluk, merhamet, hoşgörü" üçlüsü.
God is speaking to me... and he tells me to open my eyes and lead you to redemption!
Tanrı benimle konuşuyor... o gözlerimizi açmamızı ve bize kurtuluş için yol göstereceğini söylüyor.
Without you, there can be no redemption.
Sen olmadan kurtuluş da olmaz.
Is this quest for redemption from remorse? Or are you scared my sitting on your car will cause a dent?
Bu pişmanlık belirtisi içten mi geliyor yoksa arabanın kaportasını göçerteceğimden mi korkuyorsun?
Buying redemption.
Af satın alıyorum.
Redemption's not for sale today.
Bugün af satılık değil.
- Public opinion. - Well, the redemption.
Dr. Juckenack'ı sanki sıcak patatesmiş gibi yere düşürdüler.
On entertainment channel 3 you can hear music from that group "Gene Ryack and the Redemption!"
Yayınımızın üçüncü kanalında ünlü Rock'n Roll guruplarından "Gene Ryack ve Kurtarma" yı dinleyebilirsiniz.
- Well, I'm beyond redemption.
- Günahlarım affedilmenin çok ötesinde.
" who will bring redemption?
"kefaretinizi kim getirecek?" diye.
We're waiting for God to return and raise his servants to redemption.
Tanrının geri gelip, kullarını kurtaracağı anı bekliyoruz.
- Redemption.
- Rehabilitasyonumu.
There is redemption.
Kefaret var.
'There is redemption!
Kefaret var!
If you turn Steve away you will be rejecting your own redemption.
Steve'i geri çevirirsen kendi kurtulusunu reddetmis olursun.
I'm willing to dedicate my life to your redemption.
Senin bana ihtiyacın var!
Thou wilt be condemned into everlasting redemption for this.
Ve onunla evlenmeyeceğini.