Regrets traducir turco
1,987 traducción paralela
She regrets it now. She says her house is haunted by a professor who turns her clothes inside out and steals yogurt.
Her ne kadar inkar etse de evinde, elbiselerini ters yüz edip yoğurdunu çalan bir üniversite profesörü olduğunu söylüyor.
It is too late for regrets.
Pişmanlık için çok geç.
You don't have any regrets, right, dragon?
Bana hiç bir pişmanlığın olmadığını söyleme yaşlı ejderha.
But at 81, in failing health, living all alone in a great big house with lots of memories, some regrets, no doubt, when she heard something, whatever it was, she was ripe to run with it.
Ama 81 yaşında, sağlığı bozulunca, bir çok anıyla büyük bir evde yaşamaya başlayınca, Bazı üzüntüler, şüphesiz, bir şey duyunca, ne olursa olsun, tutunmak için üstüne atladı.
I sent my regrets.
Üzüntülerimi bildirdim.
I have so many regrets.
Pişmanlık duyduğum çok şey var.
I have nothing but regrets.
Elimde pişmanlıklardan başka bir şey yok.
You should learn to live with your regrets.
Pişmanlıklarınla yaşamayı öğrenmelisin.
Tommy, I have no regrets.
Tommy, pişman değilim bundan.
Regrets that he spent.
Harcadığı için üzgün olmalı.
And this is for "Miss Otis Regrets."
Bu da "Miss Otis Regrets" için.
The only people who can change this country's fate are the ones like you who have no regrets in pushing forth.
Ancak senin gibi kişiler bu ülkenin kaderini değiştirebilir.
Yeah, I need to get through. Cardiff, Wales Airport regrets to announce that due to inclement weather, all flights today have been canceled.
Kötü hava koşulları sebebiyle bugünkü bütün uçuşlar iptal edilmiştir.
One of the greatest regrets of my life is that we were unable to have children.
Hayatımdaki en büyük pişmanlıklardan biri çocuk sahibi olamamak.
No regrets, none whatsoever.
Hiç pişman değilim.
I have no regrets.
Pişman değilim.
- Any regrets? - None.
- Hayır, hayat çok kısa.
Tell her that I don't have any regrets'cause it gave me you.
Bana seni verdiği için hiç bir pişmanlık duymadığımı söylerdim.
A small-town girl, doesn't appreciate home... so she leaves, but then she regrets it.
Evini beğenmeyen küçük bir kasabalı kız oradan ayrılıyor ama sonra pişman oluyor.
I always dreamed of surfing pro. I don't wanna look back on life and have any regrets.
Hep sörf hayali kurdum ve şimdi pişman olmak istemem
So when that final buzzer of life goes off you'll have no regrets.
Böylece son düdük çalıp da hayat bittiğinde hiç pişmanlık duymazsınız.
Have no regrets when life's final buzzer sounds.
Hayat son düdüğünü çaldığında pişmanlık duymadan.
They're still angry, but I have no regrets.
Hatta hala kızgınlar ama pişman değilim.
No regrets, right?
Pişmanlık yok değil mi?
Any regrets?
Pişmanlık duyduğun bir şey var mı?
I've no regrets
Pişmanlığım yok.
I bet he regrets it deep down.
Eminim içten içe pişmandır.
I have no regrets.
Ben keşke demiyorum.
no first date regrets?
Yaptıklarından pişman mısın?
You will receive an official apology for your detention here, but in the meantime I hope you can accept my sincere personal regrets.
Gözaltına alınmanız için resmi bir özür alacaksınız ama bu arada umarım samimi pişmanlıklarımı kabul edersiniz.
No regrets and no way out.
Pişmanlık da yok, çıkış da.
Well, you can add it to your list of regrets.
Bunu pişmanlık listene eklersin.
I want you to know that in our last few hours together... Omar expressed his regrets to me. Not the least of which was his treatment of you.
Bilmeni isterim ki, birlikte geçirdiğimiz son birkaç saat içinde Omar, sana karşı olan davranışları sebebiyle son derece pişman olduğunu bana açıklamıştı.
And then no regrets.
Sonrasında da pişmanlık olmaz.
When you make a mistake in the field... the key is to focus on solutions, not regrets.
Sahadayken bir hata yaparsanız, anahtar çözümlere odaklanmaktır, pişmanlıklara değil.
No time for regrets in this life.
Şu kısacık hayatta pişman olmaya vakit yok.
- So you have no regrets.
- Yani pişman olmadınız mı?
There's a difference in mistakes and regrets.
Hatalarla ve pişmanlıklar arasında fark vardır.
No regrets, love.
Pişmanlık yok, canım.
Well, you must be having a lot of regrets now.
Ozaman şuanda büyük pişmanlıkların olmalı.
No. No regrets.
Hayır.Hiç pişman değilim.
Stop. I have no regrets.
Hiç pişman değilim.
And I'm doing it again, because not only do I not have any regrets,
Yine yapacağım, sadece pişmanlığım olmadığı için değil,
Today Robert asked me if I had any regrets, and I said no.
Bugün Robert bana hiç pişmanlığımın olup olmadığını sordu, ona hayır dedim.
A private assortment of images, fears, loves, regrets.
Ölüyorum. Görüntülerin, korkuların, aşkların pişmanlıkların özel bir karışımı.
Never be afraid in love, or be ashamed, but give it all you've got, like on that stage, never have remorse or regrets, just her "I do", I hope.
Asla aşık olmaktan korkmayın, yada utanmaktan, ama tüm benliğinizi verin, tam da şuanda olduğu gibi, asla pişmanlıklarınız veya keşkeleriniz olmasın, sadece ona sahip olun "kabul ediyorum" a, umarım.
All right, guys, today I want to talk to you about regrets.
Pekâlâ çocuklar, bugün pişmanlık hakkında konuşmak istiyorum.
Betrayal. Regrets.
ihanet.
The man himself regrets the duties of the senate prevent his attendance, but he would see us properly addressed, his words delivered by pleasing tongue of trusted wife.
Kendisi senatodaki işlerinden ötürü aramızda olamadığı için çok üzgün. Ama güzel dileklerini dillendirme şerefini biricik karısına verdi.
Well, we all have regrets.
Hepimizin bazı pişmalıkları var.
What's the most wonderful in life? If someone who has sinned regrets and re-starts.
Hayatta birinin kötü birşey yapıp sonra... pişman olmasıdır.