Reins traducir turco
474 traducción paralela
The enemy of the human kind reins over us... "
İnsan türünün düşmanı bizde hüküm sürer...
Hold your reins properly in a firm hand.
Yuları, elinle sıkıca tut.
Give me the reins, Here is a mandate.
- Arabanı kanun namına alıyorum. İşte belgelerim.
Grab the reins, George, with the left hand.
Dizginleri tut, George, sol elinle.
- Pull the reins!
- Dizginleri çekin!
A Tsar can only rule if he holds the reins.
Çar ancak dizginleri tutarsa yönetebilir krallığı.
A State without reins is as uncontrollable as a horse without a bridle.
Dizgini olmayan bir eyalet başıboş kalır aynı yuları olmayan bir at gibi.
I'm pleased to hand over the reins to steadier hands.
Dizginleri emin ellere teslim etmekten haz duyuyorum.
I thought you would if I held the reins loose.
Gemileri yakacağını düşünmüştüm.
You touch those reins and I'll slap you in the guardhouse!
- Sizi durdurmak zorundayım. - Buna cesaret edemezsin.
But tonight, for a change, you will handle the reins, and sit in the driver's seat, too.
Ama bu gece, değişiklik olsun diye dizginler senin elinde olacak ve sürücü koltuğunda oturacaksın.
Do you mind if I take the reins?
Dizginleri bana bırakmaya ne dersin?
- I'll take the reins.
- Dizginleri ben alayım.
- Drop the reins.
Dizginleri bırakın.
He bucked his bridle, tore off his reins and fled.
Yularını attı, dizginlerini kopardı ve kaçtı.
The reins were still tied there but the horse was gone.
Dizginler hala bağlıydı ama atlar gitmişti.
The solitary reins of absolute power must be wrenched from the Tsar and returned to the feudal princes.
Tek başlı mutlak güç ; çarın elinden, feodal prenslere yeniden paylaştırılmak üzere alınmalıdır.
Give me those reins, you fool!
Ver şu dizginleri, aptal!
Some slack in the reins.
Dizginleri biraz gevşet.
Hangs on to the reins like a subway strap.
Dizginleri, metroda bir yere tutunur gibi tutuyor.
He cut my reins.
Dizginleri kopardı.
He wouldn't run away with his reins down.
Kaçacak olsaydı bunu daha önce yapardı.
- Not with his reins down.
Hayır, kaçmadı.
Why not relax the reins a bit?
Neden dizginleri biraz salmıyoruz?
You don't need reins with Avatar.
Avatar'a binmek için dizgine ihtiyacın yok.
You tied up a rented horse by the reins?
Kiralık atı bağlamadın mı yoksa?
Ruano, take the reins!
Ruano, dizginleri al!
Hey. Sparrow. hang on to them reins.
Hey, Sparrow, yulara sıkı tutun.
It was his mother who held the reins of power.
İktidarın dizginlerini elinde tutan annesi oldu.
You wouldn't be thinking of grabbing those reins and running off?
Dizginlere asılıp kaçmayı düşünmüyorsun herhalde?
Run to the cart and grab the reins.
Arabaya koş ve dizginleri kap!
I turned Bo around and, taking the reins in my teeth, charged them boys firing two Navy Sixes.
Bo'yu geriye döndürüp, dizginlerimi dişlerimin arasına aldım, ateş ederek o adamları kovaladım.
Now don't jerk them reins around that way... you'll give that horse a leather mouth.
Dizginleri öyle çekiştirmeyi bırak... atın ağzını acıtacaksın.
Grab the reins!
DizginIeri yakaIa!
Grab the reins!
YakaIa!
Give your nature the reins for once in your life.
Hayatınızda bir kere dizginleri doğaya bırakın.
Blessed by the Holy Church, the army has the reins of power forever.
Kutsal kilisemiz tarafından kutsanmış olan ordumuz, iktidarın dizginlerini ilelebet ele geçirmiştir.
" Today, women from every walk of life know they are oppressed and want to join forces to take the reins of our liberation. We must revolt at home, at work and in the streets against the capitalist system that oppresses us and the ideologies that enslave us.
" Günümüzde hayatın her kesiminden kadınlar zulüm gördüklerini biliyor ve özgürlüğümüzün dizginlerini ellerine almak için bizi ezen kapitalist sisteme ve bizi esir eden ideolojilere karşı evde, işte ve caddelerde ayaklanıyorlar.
Go on, take the reins.
Hadi, dizginleri al.
Drop the reins.
Dizginleri bırak.
They're trained to go around that track but then you've got to sort of hold them in because, if you let the reins out they'll just run around without any control at all
Bu yolu yaymak için eğitilmişler o zaman onları zaptetmenin yolunu bulmak zorundasınız Çünkü dizginleri bırakırsanız kontrolsüz bir şekilde etrafta dolaşırlar.
- Take the reins!
- Dizginleri tut!
I was dreaming that I was winging in the ox reins.
Rüyamda öküzün yularına asılıyordum.
- Mr. Zweig, you take the reins.
- Bay Zweig, arabayı siz kullanın.
" Try my reins and my heart.
"yoIuma ve kaIbime bak."
They chased me till I got tired of it, then I just whirled my horse, Bo, around, took the reins in my teeth and rid right at them villains.
Canım sıkılana kadar peşimdeydiler. Atım Bo ile bir dönüş yaptık, dizginleri dişlerimin arasına aldım ve heriflerin üzerine yürüdüm.
Who holds the reins?
Dizginler kimin elinde?
Look at my hands, rough and rugged from holding the reins!
Şu ellere bak, dizgin tutmaktan nasırlaştı.
Come on! Get me those reins.
Hadi, yürüyün bakalım.
They're shy of strangers until they get to know them better... so hold the reins gently but firmly, OK?
Daha iyi tanıyana kadar yabancılardan çekinirler. Bu yüzden dizginleri nazikçe ama sıkı tutun.
Take the reins in both hands.
Dizginleri iki elinle tut.