Rejected traducir turco
2,394 traducción paralela
The Alexandria office is anxious to cooperate. Check for rejected applicants.
Alexandria ofisi işbirliği yapacak.
We'd take the groups down by staging the sale of black market weapons. Used a prototype the DOD rejected.
Kara borsa silah satışı yapan bir grubu çökertmek için DOD'un reddettiği bir prototip kullandık.
Practices of the unscrupulous money changers stand indicted in the court of public opinion, rejected by the hearts - and minds of men. - Oh, there's Mother.
Vicdansız döviz tacirlerinin yaptıkları kamuoyumuzun muhakemesindedir ve insanlarımızın düşüncesinde kalpten reddedilmiştir.
He kept a candle burning, she rejected him a second time, and then he takes them both out.
- Şansını tekrar dener, kız tekrar reddeder, - ve sonra adam onu ve kendini öldürür.
They've just all been rejected.
Sadece hepsi reddedildi o kadar
Beth was rejected by her husband...
Beth kocası tarafından reddedildi...
They rejected me every time.
Her seferinde beni geri çevirdiler.
I rejected the existence of God, but I deceived in.
Tanrının varlığını inkar ettim. Yanılmıştım
- Oh, the one that you so summarily rejected?
Kısaca reddettiğin teklif mi?
Now you've rejected your mother.
Şimdi anneni reddettin.
She rejected me.
O beni reddetti.
Nyborg rejected that proposal, and now five Danish soldiers are dead.
Nyborg bu önerimize karşı çıkmıştı,.. ... şimdiyse beş Danimarka askeri öldü.
He rejected her, and she killed him.
Uther onu geri çevirince, Morgan da onu öldürdü.
- When Morgan returned here, when her father rejected her, why didn't you speak for her?
Morgan buraya geri döndüğünde babası onu reddettiğinde neden ona yardım etmedin?
Rejected her.
Reddetti.
I'm sorry I rejected you.
Seni geri çevirdiğim için özür dilerim.
When Rachel gets rejected, Cuddy will be upset.
Rachel reddedildiğinde Cuddy üzülecek.
Maybe the victims represent a man who's abused or rejected her, and... She's devolving emotionally with every kill.
Belki de kurbanlar, onu istismar eden ya da reddeden bir adamı temsil ediyordur ve her cinayeti ile duygusal olarak daha da kötüye gidiyordur.
You should not have rejected me so long ago.
- Hepiniz. - Yeter!
That's very kind of you, but gift rejected.
Bu çok kibar bir davranış ama hediye geri çevrildi.
Need I remind Cardinal Da Costa that Portugal rejected the proposed expedition not once, but twice?
Hatırlatmama gerek var mı Kardinal Da Costa? Portekiz, keşif önerilerini bir değil iki kez reddetmişti.
She has already once rejected their betrothal.
Evliliklerini daha önce bir kez reddetti.
She rejected me.
Beni reddetti.
She rejected you. How'd that make you feel?
Seni reddettiğinde kendini nasıl hissettin?
I used to look for any excuse not to like a guy, so that I could reject him before he rejected me.
Ben de eskiden senin gibiydim. Birinden hoşlanmamak için bahane arardım. Böylece o beni reddetmeden önce ben onu reddedebilirdim.
After three or four months, I had made over 200 that were all rejected.
Üç ya da dört ay sonra, yaptığım 200 taneyi de reddetmişlerdi.
My sons... in their own way, have rejected me... lost faith in me, deserted me.
Oğullarım kendi yöntemlerince, beni reddettiler, bana olan inançlarını kaybettiler, beni terk ettiler.
Make him know what it's like to feel rejected. To be hated.
Reddedilmenin, nefret edilmenin nasıl bir şey olduğunu öğrensin.
Yeah. I just got rejected by a five.
- Az önce beş numara bir kız tarafından reddedildim.
You have any idea how many times I have been rejected by a pretty girl?
Güzel bir kız tarafından kaç kere reddedildiğim hakkında bir fikrin var mı?
Hey, at least you weren't rejected by the nerdiest guy in Chicago.
En azından bir Chicago'da yaşayan bir inek tarafından reddedilmedin.
In a way, he rejected her because she was so like him.
Ayrıca onu reddediyordu, çünkü, aynı kendisi gibiydi!
Thermostatic override rejected.
Termostatik yetki alma reddedildi.
Hence, they are much more likely to experience a sense of rejection and a great emotional upset when they perceive themselves as being rejected by other people.
Bundan dolayı, reddedildiklerini algıladıklarında diğer insanlara göre bir ret duygusu ve büyük bir duygusal çöküntü yaşamaları çok daha muhtemeldir.
He transfused blood from subject'A'to Subject'B'and there was no immune response. But when he transfused from'B'to'A', subject'A'died. Their body rejected the blood.
- A deneğinden B deneğine kan nakli yaptı, bağışıklık tepkisi olmadı ama B'den A'ya kan nakli yapınca A deneği öldü, vücudu kanı reddetti.
And the rejected ex-boyfriend.
- Eski sevgili var bir de.
My kid is the only person in history to get rejected by a cult.
Mükemmel, tarihte bir tarikattan şutlanan ilk kişi oğlum oldu.
Rafael remains the most viable backup, but Lisa rejected him.
... Rafael en güvenilir yedeğimiz. Ama Lisa onu reddetti.
Statement... rejected.
- Beyanat... reddedildi.
Statement... rejected.
Beyanat... reddedildi.
Gibbis has rejected any personal autonomy, and he's waiting for the next batch of invaders to oppress him and tell him what to do.
Gibbis kişisel özerkliğini reddetti ve ona ne yapacağını söyleyecek işgalcileri bekliyor.
My second novel was just rejected.
İkinci romanım reddedildi.
No one likes being rejected, Father, but that seems a bit drastic to me.
- Kimse reddedilmeyi sevmez Peder.
He went to visit Monique and she rejected him after she led him to believe she had interest in him.
Monique'i ziyarete gitti. Kadın da onu reddetti. Adamın ilgisini üzerine çekerek onu buna inandırdıktan sonra.
Talks between the five-nation Suez committee and Colonel Nasser failed dramatically last night when the Egyptian president rejected the proposals put to him? by Australian prime minister Robert Menzies.
Mısır devlet başkanına, Avusturalya başbakanı Robert Menzies tarafından teklif edilen önergenin reddedilmesiyle, dün gece, beş üIkenin Süveyş heyeti ve Albay Nasser arasındaki görüşmeler dramatik bir biçimde başarısızlığa uğradı.
Look, she came on to me first and I rejected her.
Bak, önce bana asıldı ve reddettim.
As a teenager, she rejected the old games and roamed past the roses sulking.
Genç kızken, böyle oyunlar oynamayı reddetti Somurtarak bu güllerin arasında gezindi durdu.
- Was my application rejected?
- Başvurum red mi edildi?
We have rejected another aggression from the United States.
Amerika'nın bir saldırısını daha püskürttük.
This is how it goes when he was young glaciers Rui Xi was to marry was rejected but now he also likes ice with Rui Xi so just say something about her glaciers will certainly go
Ne demek istiyorsunuz? Geçmişte Hikawa, Mizuki'ye çıkma teklif etmiş ancak reddedilmişti. Ama şimdi bile ona karşı bir şeyler hissediyordu.
Rejected?
Reddedilmiş!