Reluctantly traducir turco
203 traducción paralela
Very, very reluctantly, I have given him a charge.
İstemeye istemeye ona bir suçlamada bulundum.
- Reluctantly.
- İstemeden de olsa...
I want you to know that I'm doing this reluctantly.
Bunu isteyerek yapmadığımı bilmeni istiyorum.
- Reluctantly, my dear.
- İstemeyerek, canım.
- Reluctantly, I may add.
- İstemeyerek de olsa. - Demek öyle.
That was why I reluctantly suggested that our friends, the police, ought to be told.
Bu yüzden polise haber vermemiz gerektiğini düşündüm.
Reluctantly?
İsteksizce?
I'm reluctantly willing to die for the fatherland, but not in a traffic accident. We're late, Brandt.
Ülkem için seve seve ölmeyi göze alırım ama trafik kazasında ölmeyi değil.
But apparently, with public appeal... and funds reluctantly I agree.
Ama görünüşe göre, kamu ilgisi... ve bağışlarıyla... istemeyerek kabul ediyorum.
We must have agreed to leave- - you reluctantly, perhaps.
Gitmeye karar vermiş olmalıyız- - sen gönülsüzdün, belki de.
Reluctantly, he agreed.
"Senatör kerhen razı oldu."
Request reluctantly approved.
Talep isteksizce kabul edildi.
( The Doctor reluctantly sits down. )
( Doktor isteksizce oturur. )
Very reluctantly, I know.
Çok isteksizce, evet biliyorum.
And now that the director has distracted the audience with these totally extraneous vignettes, he reluctantly returns to the plot and another new character.
Ve şimdi de yönetmen seyircilerin ilgisini böyle dağıttıktan sonra, hikayeye dönüyor ve yeni bir karakterle tanışıyoruz.
Between now and then, we reluctantly jam all airwaves with the exception of your telephone communications.
O zamana kadar, telefon hatları hariç, tüm yayın frekanslarını kapatacağız.
So I took the job, however reluctantly.
İşi hernasılsa, gönülsüzce aldım.
Let it read that this competency hearing was ordered by Commodore Stocker and reluctantly called by myself.
Bu oturum Komodor Stocker tarafından istendi ve istemeyerek çağrı yaptım.
We reluctantly do this job as our duty, but we're against capital punishment and war.
Üzerimize vazife olan bu işi istemeyerek de olsa yapacağız ama hepimiz idam cezasına ve savaşa karşıyız.
No, I just reluctantly play a part in the top position here.
Hayır, ben sadece istemeyerek de olsa amir olarak vazifemi yerine getiriyorum.
You see, people attended the raising of the colors reluctantly.
Anlıyorsunuz ya, insanlar bayrak törenine isteksizce iştirak ettiler.
Reluctantly, I might add, because, frankly, it's not in my line.
Üzülerek söyleyeyim kesmeyebilirdim, çünkü açıkçası benim işim değildi.
We all enter this reluctantly, but the die is cast.
Hepimiz isteksizce girdik, ama zarlar atıldı bir kere.
Reluctantly, I sent funds to Wagner in Bayreut.
İstemeden, Wagner'e Bayreut'ta yardım ettim,
We speak of this with the Military Command e the Military Command it decided, reluctantly, to accept our order of to negotiate with the Soviet Union to be able to arrive at the final destination that it was Washington and London.
Üst komutanlıkla konu hakkında münazara ettik. Sonunda üst komutanlık, istemeyerek de olsa nihai noktaya gelmek üzere, yani Washington'la Londra'ya Sovyetler Birliği'yle görüşmelere başlama talebimize razı geldi.
Only reluctantly did they agree to join their British allies on the road to Rome.
Sadece zoraki de olsa İngiliz müttefikleriyle Roma yolunda buluşmayı kabul ettiler.
Reluctantly, uncomprehendingly, the Dutch go.
Flemenkler ağırdan alarak, idrak etmeden gitti.
Well, only very reluctantly.
Yani aşırı derecede soğuk.
I shall be compelled - very reluctantly... to produce her.
Öte yandan eğer o mektup okunursa istemeye istemeye, o kadını ortaya çıkarmak zorunda kalacağım.
Mother Veroslava Antic, born Ciric, married him reluctantly.
Anne Veroslava Antic, Ciric doğumlu, kocasıyla gönülsüzce evlendi.
You should know I came here reluctantly.
Buraya gönülsüz geldiğimi bilmelisin.
Now, I've accepted this, uh, police protection reluctantly and only at the continued insistence of concerned individuals.
Şu anda, ben bunu, ee, polis korumasını isteksizce ve ilgili insanların sadece sürekli ısrarı üzerine kabul ettim.
Now, these orders were issued, sir... and soldiers like myself and these men here... have had to carry them out, however damned reluctantly!
Bu emirler verildi efendim ve benim gibi insanlar ve buradaki şu adamlar her ne kadar istemeden de olsa emirleri yerine getirmek zorunda kaldılar!
And, reluctantly, Toranaga agreed.
Ve Toranaga istemeyerek de olsa kabul etti.
Papa came up the road, very reluctantly.
Papa istemeye istemeye bu yola çıktı.
You claim you were dragged here reluctantly, yet you seem very prepared.
Buraya gönülsüz geldiğinizi söylüyorsunuz ama oldukça hazır görünüyorsunuz.
Reluctantly, she is beginning to abandon... all hope of recovering Leonard Zelig.
Gönlü varmasa da Leonard Zelig'i iyileştirmek konusundaki... ümitleri tükenmeye başlamıştır.
I respond reluctantly which makes you crazy.
İstemsizce tepki veriyorum ve bu seni deli ediyor.
That I would do reluctantly, because you have been a good pupil...
Evet ama bunu çok gönülsüzce yaparım. Çünkü sen iyi bir insansın...
You came reluctantly, didn't you?
Buraya gönülsüzce geldiniz, değil mi?
The company's intervention would count for little with me it does seem, however, to count with the prosecution and I am going to go along reluctantly with the plea bargain arrangement.
Şirket araya girerek bir şeyi göz önünde bulundurmamı istedi görünüşe göre, her nasılsa, davalının durumu için isteksizde olarak, suçun itirafı ile ceza indirimine gideceğim.
tray from it reluctantly.
ne kadar istemesekde, böyle olmak zorunda.
I reluctantly consented to their boarding for the closing reception.
Kapanış resepsiyonu için, istemeden de olsa gemiye ışınlanmalarına izin verdim.
I have been, reluctantly, forced to conclude that Cmdr Shelby, our expert on the Borg, is an ideal choice for first officer.
Ben, zar zor da olsa Borg uzmanımız Komutan Shelby'nin şu an Baş Subay pozisyonu için, ideal seçim olduğunu düşündüm.
The Alphan representative has agreed, however reluctantly, to let you mediate the dispute.
Alphalı delege gönülsüzce de olsa... bu anlaşmazlığa arabuluculuk etmenizi kabul etti.
Dr Farallon has attended only reluctantly.
Dr.Farallon gönülsüzce katıldı.
Reluctantly, I assure you.
İsteksizce, seni temin ederim.
This February 2nd, at 7 : 20 and 30 seconds Punxsutawney Phil the seer of seers prognosticator of prognosticators emerged reluctantly but alertly in Punxsutawney, PA and stated in groundhog-ese : "I definitely see a shadow."
Bu 2 Şubat, saat 7.20yi 30 saniye geçe Punxsutawneyli Phil kahinlerin kahini tahmincilerin tahmincisi istemeden ortaya çıkan ama uyanık Punxsutawney'de köstebek dilinde sundu Kuşkusuz bir gölge görüyorum.
This February 2nd, at 7 : 20 and 30 seconds Punxsutawney Phil, the seer of seers prognosticator of prognosticators emerged reluctantly but alertly in Punxsu- -
Bu 2 Şubat, saat 7.20yi 30 saniye geçe Punxsutawney'li Phil kahinlerin kahini tahmincilerin tahmincisi istemeden ortaya çıkan- -
However, because she committed no crime against our republic... I must reluctantly vote no.
Ancak cumhuriyetimize karşı işlenmiş bir suçu olmadığından hayır oyu veriyorum.
Reluctantly, he takes her to his lofty garret above the city.
İstemeden de olsa, kızı şehri tepeden gören çatı katındaki evine götürür.