English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ R ] / Report

Report traducir turco

31,331 traducción paralela
All right, fan out, stay on the coms, and report if anything seems out of place.
Pekala, dağılın, telsizleriniz açık olsun garip bir şey görürseniz hemen haber verin.
Nate, Amaya, report back to the Waverider.
Nate, Amaya, Dalgagüdücü'ye dönün.
I need to read your report - on one of the husks.
Derilerden biri için hazırladığın raporu okumam gerekiyor.
- That's the finished Edward Clariss report.
- Edward Clariss'in raporunun tamamlanmış hali.
Yesterday, you came in and you asked for Edward Clariss'report, but I didn't tell you who that husk belonged to, so that means you stole a sample when you showed up to my crime scene.
Dün gelip benden Edward Clariss'in raporunu istedin ama ben sana o derinin kime ait olduğunu söylememiştim. Demek ki suç mahallinde deriden bir parça çaldın.
Well, Julian had me write up a carbon dating report.
- Julian bana karbon tarihi raporu yazdırdı.
Then a DNA sequencing report.
Sonra bir de DNA dizileme raporu yazdırdı.
I had to give a witness report on the attack, and I thought I would make it a lunch date. Yeah, cool.
Saldırıyla ilgili ifade vermem gerekiyordu bu vesileyle beraber yemek yiyebiliriz diye düşündüm.
I read every news report I can get my hands on.
Bulabildiğim tüm haber bültenlerini okudum.
You want me to make a report to missing persons?
- Kayıp ihbarında bulunmamı mı istiyorsun?
Including those RPGs that he took from Amertek if this report's right.
Eğer bu rapor doğruysa buna Amertek'ten aldığı RPG'ler de dahil.
Progress report, Walter?
Ne durumdasın Walter?
I'd like to report two murders.
İki cinayet bildirmek istiyorum.
Toxicology report showed that it was a lethal mix between fentanyl and crystal meth that was used to kill our previous eight victims.
Toksikoloji raporu önceki sekiz kurbanı öldüren ölümcül fetanil ve kristal met karışımı olduğunu gösteriyor.
Ammo report.
Mühimmat kontrolü.
I read the police report.
Polis raporunu okudum.
Yeah, I sent out to get Jason Kemp's police report, but it's... you know, getting paperwork out of Peru is worse than FEMA.
Jason Kemp'in polis raporunu ele geçirmek için yolladım ama biliyorsunuz, Peru'dan belge çıkarmak FEMA'dan çıkarmaktan daha beter.
That coroner report from Peru, Jason Kemp.
Peru'dan, Jason Kemp'ten adli tabip raporu.
Luche, report.
Luche, rapor ver.
Report to my office for briefing in 30 minutes.
Otuz dakika sonra brifing için ofisime gel.
Yes, report.
Evet, rapor ver.
Status report.
Durum raporu.
I also jazzed up his weather report a little bit.
Hava durumu raporunu biraz ilginç hâle getirdim.
= according to the police report, =
- Polis raporlarına göre,
= All students please report to the sports field. =
Bütün öğrenciler, lütfen spor sahasına rapor verin.
= Please report to the assembly quickly. =
Lütfen acilen rapor vermek üzere toplanın.
You didn't make your report.
- Raporunu hazırlamadın.
And you have put me in a terrible position, Brandon, because if I report this, which I am ethically and professionally required to do, I will be responsible for completely destroying your future!
Ve beni korkunç bir duruma soktun sen Brandon çünkü bunu rapor edersem, ki etik ve profesyonel olarak bunu yapmam gerekir, geleceğini tamamen mahvetme sorumluluğunu alacağım!
Well, I did find something odd in the arrest report that a lead detective on Kyle's case... Detective Gray... was called in to question Patrick Molloy after he was arrested.
Tutuklama raporunda garip bir şeye rastladım, Kyle'ın davasına bakan Dedektif Gray, Patrick Molloy tutuklandıktan sonra sorgulamaya çağrılmış.
This is the forensics report.
Adli tıp raporu.
Okay, so this forensics report is really disturbing.
Pekala, bu adli tıp raporu oldukça rahatsız edici.
Um, I think I might know why the prosecutor didn't want Kyle's lawyer to see the forensics report.
Sanırım o Savcı'nın, Kyle'ın Avukat'ının, Adli Tıp raporunu neden görmesini istemediğini buldum.
" Report to General Bradley with California United Forces and turn over your prisoner.
" General Bradley ile California Birleşik Kuvvetlerine rapor verin ve tutsağınızı teslim edin.
They're off to report back.
Rapor vermek için dönecekler.
Hey, think I found that General Bradley we were supposed to report to.
Hey, rapor vermemiz gereken General Bradley'i bulduğumu düşünüyorum.
All teams, stand by for sat link and position report. _
Tüm ekipler, uydu bağlantısı ve yer bildirimi için hazır olsun.
- Damage report!
- Hasar raporu!
We don't report to you!
Size bağlı değiliz!
- You need to fill out a missing person's report?
Kayıp şahıs raporu doldurman gerek. Olay da bu ya.
We've had a report, ma'am, from the Juvenile Offenders Centre.
Islahevi merkezinden bilgi geldi efendim.
Do you want us just to go over anything for you so that you can report back that I'm incompetent and that I miss things as a doctor and as a mother?
İşine yarayacak bir şey duymayı bekliyorsun. Böylece rapor verebilirsin. Anne ve doktor olarak bir şeyleri gözden kaçırdığımı, yetersiz olduğumu söylersin.
So why don't you go back and report that to them and just back off of me?
Neden gidip rapor vermiyorsun? Böylece yakamdan düşersin.
Doctors Torres and Robbins report to you.
Dr. Torres ve Dr. Robbins sizin emrinizde çalışıyor.
What is that report, Doctor?
Belgede ne var Doktor Hanım?
You know, you weren't there when Ella's forensic report pointed us at Roberta.
Ella'nın raporu bize Roberta'yı gösterdiğinde yanımızda değildin.
It will have to be less than $ 10,000 in each withdrawal, otherwise they will file a Currency Transaction Report with FINCen,
Her para çekişin, 10 bin dolardan az olmalı. Yoksa para transfer raporu isterler.
Activities Report, but that would take weeks to go through and I think we would...
Bunun geçmesi haftalar sürer. En azından yaşarız.
I still don't have that report.
- Rapor hâlâ elime geçmedi.
Bomb squad's preliminary report, hot off the presses.
Bomba imhanın ilk raporu şimdi çıktı.
The report we read didn't mention anything about a propellant.
Okuduğumuz raporda roket yakıtıyla alakalı bir şey yazmıyordu.
You kept your report cards?
Karnelerini mi sakladın sen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]