Riviera traducir turco
377 traducción paralela
Well, for eight years I reclined there, on the Riviera, on my background... ... and I waited for the major artist to emerge... ... and say something of enduring importance.
Sekiz yıl Riviera'da içimdeki yazarın çıkmasını ve derin bir şey söylemesini bekleyerek sırt üstü yattım.
That affair, the coming of winter... a chance to go to the Riviera... it all led to my leaving Paris... for Monaco... where I was to run the elevator at the Hotel de Paris.
Bu durum, kışın gelişi ve Riviera'ya gitme şansının doğması tüm bunlar Paris'ten ayrılıp Monako'da Hotel de Paris'de asansörcü olarak çalışma fırsatını doğurmuştu.
Those June nights on the Riviera... when we sat underneath the shimmering skies... moonlight-bathing in the Mediterranean.
Riviera'daki haziran gecelerinde... pırıl pırıl gökyüzüne bakarak oturur... Akdeniz mehtabını seyrederdik. Genç ve tasasızdık.
The Riviera's lovely.
Riviera harikadır.
Take the Riviera, for instance...
Riviera'dan mı bahsediyor,..
There she is... Acapulco Beach... the Riviera of Mexico.
İşte burası Acapulco sahili.
We shall honeymoon on the Riviera and then go on to Italy afterwards.
Balayımızı Riviera'da geçirip oradan da İtalya'ya geçeceğiz.
Good idea! I move in here, he goes to the Riviera
Ben buraya taşınırken, o da Eze'de inşaat işlerine başlayacak.
What do you think? Will Maria d'Amata come with me to the Riviera?
- Nedersiniz, Maria Riviera'ya gelirmi?
Once a year, on the French Riviera one of the most beautiful seashores on God's earth the international set gathers the way an annual fungus gathers on a beautiful tree
Uluslararası sosyete yılda birkez kelebeklerin güzel bir agaç üzerinde toplanması gibi, tanrının yarattığı en güzel sahillerden biri olan Fransız Rivieara'sında toplanır.
But together they ruled the Riviera by permission of the copyright holder, Lulu McGee
Ama birlikte sosyete yazarı Lulu McGee'nin marifetiyle Riviera'yi idare ediyorlardı.
In June you were on the Riviera with a gigolo.
Haziran'da yanında bir jigoloyla Riviera'daydın
Next morning, I was the most famous woman on the French Riviera.
Ertesi sabah, Fransız Riviera'sındaki en ünlü kadındım.
If there's any crime on the Riviera... we're the first to be suspected by the police.
- İlk kuşkulanacak bizleriz.
But he'd think all this flying around... from Palm Springs to St. Moritz to the Riviera- - He'd think it was all foolishness.
Palm Sprigs'ten buraya St Morizt'e ve Riviera'ya gelmeyi aptallık olarak görüyordu.
Just why did you come to the Riviera anyway?
Neden Riviera'ya geldiniz?
I have a feeling that tonight you're going to see one of... the Riviera's most fascinating sights.
Riviera'nın nefes kesen manzaralarından birini göreceksin.
And I found this : a list of everyone on the Riviera with jewelry worth stealing.
Bir de bunu, Riviera'da çalınacak mücevheri olan herkesin listesini buldum.
The Riviera?
Riviera?
I think I'll skip the Riviera this summer and stick around here a little longer.
En iyisi bu yazı Riviera'da geçirmek. Buradan uzak kalmak.
I'm off to the Riviera.
Riviera'ya gidiyorum.
And after the Riviera, I thought I'd go on to Athens.
Riviera'dan sonra, Atina'ya gitmeyi düşünüyorum.
Everybody is back from Deauville, the Riviera...
Herkes Deauville'den döndü, Riviera...
Send him to Switzerland, to the Riviera, anywhere.
Onu İsviçre'ye, Riviera'ya, herhangi bir yere yolla.
Will I ever be happy again as I was at the beginning of that wonderful summer on the Riviera just a year ago?
Eskisi gibi mutlu olmayacak Riviera'daki o muhteşem yaz başlangıcında olduğumuz gibi sadece bir yıl önce?
Only this time to the Italian Riviera.
Bu sefer İtalyan Rivierasına.
On the Riviera.
Riviera'da.
That I shall go to the Riviera.
Riviera'ya gideceğim.
I've never been further than the Riviera.
Riviera'dan öteye gidemedim.
You familiar with the French Riviera?
Fransız Riviyerası'nı biliyor musun?
Nobody who was there will ever forget the way the French Riviera was that season.
O sezon orada olanların hiçbiri Fransız Riviyerasını unutamayacaktı.
I saw what they meant by the French Riviera.
Fransız Riviyerası'yla ne kast edildiğini bizzat yaşadım.
Monique was 13 when the last Americans left the Riviera.
Son Amerikalı Riviyera'dan ayrıldığında Monique 13 yaşındaydı.
I wouldn't say it was a summer on the Riviera.
Muhteşem olduğunu söyleyemem.
A clerk's dream ; a girl with a Riviera tan and a Lagonda?
Bir memurun hayali ; Bronz tenli bir kız ve süper bir araba.
He wants to go to the Riviera, but I kinda lean towards Niagara Falls.
O, Riviera'ya, ben de Niagara Şelaleleri'ne gitmek istiyoruz.
He took her down to the Riviera.
Birlikte Riviera2ya gitmişler.
The one with that chap on the Riviera.
Şu arkadaşıyla Cote d'Azur'da kalan kız.
Sahara, Riviera, Desert Inn, the Sands and the Flamingo.
Sahara, Riviera, Desert Inn, Sands ve Flamingo.
- Riviera.
- Riviera.
Sahara, Riviera, Desert Inn the Sands and the Flamingo.
Sahara, Riviera, Desert Inn Sands ve Flamingo. Kimse bizi görmeyecek.
Sands, Sahara, Flamingo, Desert Inn, Riviera.
Sands, Sahara, Flamingo, Desert Inn, Riviera.
We're at the Hotel Riviera.
Riviera Oteli'ndeyiz.
- He's at the Riviera.
- Riviera'da.
I'll be at the Riviera with Mr. Santos.
Ben Riviera'da Bay Santos'layım.
I'm at the Riviera.
Riviera'dayım.
It's the only way I get to drive expensive cars and live on the Riviera.
Pahall arabalar siiriip Riviera'da ya § amamln tek yolu bu.
Anyway, I hate the Riviera.
Zaten Riviera'dan nefret ederim.
No Riviera for us on our holidays
Riviera'da geçmez bizim tatillerimiz.
Where has she gone, the Riviera?
Nereye gitti, Riviyera'ya mı?
On the Riviera?
Riviera'ya mı?