English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ R ] / Roadkill

Roadkill traducir turco

171 traducción paralela
Roadkill?
Yolda ezilmiş hayvan?
Roadkill stew sounds mighty good right now.
Yolda ölmüşün yahnisi kulağa çok hoş geliyor.
You finding a lot of roadkill this year, sheriff?
Duyduğum kadarıyla bu sene otoyolda çok fazla derdiniz olmamış Şerif!
They're roadkill, right?
Ne yapacakları belli, değil mi?
I was just thinking how much better that stuff looked when it was roadkill.
O şeyin yolda ölüyken ne kadar güzel göründüğünü düşünüyordum.
When I'm finished with you, you're gonna look like roadkill!
Seninle işim bittiğinde, yolda ezilmiş sıçana döneceksin!
Breathing exhaust fumes, using a spatula to scrape up roadkill.
Egzoz gazı solumak. Yollardaki hayvan leşlerini spatulayla kazımak.
Well, I guess its back to scraping up roadkill.
Yolları temizlemeye dönüyorum.
- We need a roadkill. Show everybody we're back in the game.
Oyuna döndüğümüzü göstermek için, bize bir kurban lazım.
I may not be a smart dog, but I know what roadkill is.
Zeki bir köpek olmayabilirim ama araç çarpması sonucu ölmenin ne olduğunu bilirim.
- You're roadkill. - What are you guys talking about?
- Siz neden bahsediyorsunuz?
I'm roadkill here, guys.
Yolum buraya kadarmış beyler.
One Roadkill.
Bir tane de Park'ta Ölüm.
Now that's what I call roadkill.
İşte ben yol kazası diye buna derim.
Well, I was shoveling roadkill for the county.
Şey, ben... yolda ezilen hayvanları topluyordum.
Oh, my God, she's fashion roadkill.
Aman Tanrım! Podyumda ölen manken.
- You would have been roadkill.
- Ezilebilirdin.
I am just the roadkill on the Dawson-and-Joey highway. Okay.
Ben Dawson-Joey Otobanı'nda ezilen kurbanlardan biriyim.
I feel like roadkill.
Üstümden tır geçmiş gibi.
Try declawing scavenged roadkill for three sacred talons.
Üç tane kutsal pençe için çöpleri eşelediğini düşün.
- Yes, roadkill remover.
- Evet, yolda ölenleri toplayacak birini arıyoruz.
I guess I would... take all the splintered wood... and the shattered glass and the twisted metal... and i'd mix it with my blood and my guts... and i'd create this giant... mixed media roadkill sculpture.
Sanırım. Bütün ağaç parçalarını.. ve kırılmış camları ve yamulmuş metalleri toplarım... ve onları kanımla ve cesaretimle karıştırıp... dev bir..
Knew him, till someone turned him into roadkill.
Onu tanırdım, biri caddede ona çarpana kadar.
It looks like roadkill.
Otobanda ezilmiş hayvana benziyor.
Let's go, and say a prayer for the roadkill.
Gidelim. Yolda öldüreceğimiz hayvanlar için dua et.
I read that one in Vermont got caught serving roadkill.
Vermont'ta bir tanesi hayvan leşi veriyormuş. Bu ne biliyor musun?
- out of self-defense. - We don't serve roadkill at my place.
Benim lokantamda sokaktan hayvan vermiyoruz.
Love child with the lead guitarist of Roadkill.
Roadkill'in gitaristi ile olan ilişkisinden.
I've seen roadkill with faster reflexes.
Daha hızlı refleksler görmüştüm.
I feel like roadkill.
Kendimi ezilmiş gibi hissediyorum.
Collected roadkill.
Yolda ölen hayvanları toplamak.
We can't make a deal, you're eating roadkill goulash over at Lompoc.
Lompoc'ta gulâş yiyorsan bir antlaşmaya varamayız.
How can I count roadkill when I'm driving the whole time?
Bunca zamandır sürerken sapa yolu nasıl bilebilirim?
So what are you, a roadkill pirate?
Nesin sen? Ölümlü kaza korsanı mı?
Yeah, kind of like what we used to do with Aunt Pearl's roadkill ravioli.
Evet, Pearl Hala'nın berbat İtalyan mantısıyla yaptığımız gibi.
Neil Perry, on the other hand, stuffs roadkill.
Diğer taraftan Neil Perry yolda ölen hayvanların içlerini dolduruyor.
Not exactly the same as stuffing roadkill, is it?
Ölü hayvan doldurma işine hiç de benzemiyor, değil mi?
Yeah, the one who stuffs roadkill?
Evet, şu yolda ölen hayvanların içini dolduran adam mı?
I had this friend once that used to display roadkill in his living room.
Eskiden bir arkadaşım vardı. Salonuna yolda ölen hayvanları asardı.
- I'm sorry, but she's - roadkill.
- Üzgünüm ama o... - ÖImüs.
He's a Mexican guy who was on roadkill with me, working off a DUI.
Meksikalı bir adam. Sarhoş araba sürerken yolda bir hayvana çarptı.
It's more like roadkill now, but, uh, better it than you, right?
Şimdi pestile döndü, ama senin dönmenden iyidir değil mi?
Half of his meals Come from roadkill.
Yemeklerinin yarısı leşlerden oluşuyor.
Well, better to kill us than get a little roadkill on the car, huh?
Küçük bir hayvanın ölmesindense bizim ölmemiz daha iyi, değil mi?
- People picking up roadkill.
Ezilen hayvanları toplayan insanlar.
Sixty percent of that's from roadkill.
Bunun yüzde 60'ı, ezilen hayvanlardan geliyormuş.
People eat roadkill?
İnsanlar ezilen hayvanları mı yiyor?
The motherfuckers around here eat roadkill.
Buradaki pislikler, ezilmiş hayvanları yiyorlar.
- Looks like roadkill.
- Ver onu.
Print ads in all the papers, radio spots across the dial... billboards littering the interstate like roadkill... and the nail that is going to close the coffin...
Bütün gazatelerde reklamlarımız çıkacak, radyolarla da anlaştık,
I'm roadkill.
Ben ezilmiş bir hayvanım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]