Roomie traducir turco
265 traducción paralela
Hey-hey, roomie. Top of the mornin'to ya.
Hey, oda arkadaşım Günaydın.
You think I'd be his roomie if it were?
Öyleyse, sen onun oda arkadaşı mı olmayı düşünüyorsun?
Only my roomie.
Sadece oda arkadaşıma.
Miss Buns, I wonder if you'd be a gentleperson and take my roomie for a stroll?
Bayan Popo, bir iyilik yapıp oda arkadaşımla... - biraz yürür müsünüz?
No autographs yet? I'm savin'the first spot for my roomie, but he hasn't come by to sign as yet.
İlk imzayı oda arkadaşım atsın istedim ama henüz uğramadı.
They're beautiful, roomie.
Çok güzeller, arkadaş.
- As in bumped off, by your little roomie.
-'Temizlendi'gibi, küçük oda arkadaşınız tarafından.
Hey, right here, roomie.
Tam buradayım, oda arkadaşım.
I'm gonna miss you, roomie.
Seni özleyeceğim, oda arkadaşım.
My roomie!
Arkadaşım!
Kind of roomie you pray you don't get.
Alamıyacağın birşey için dua etmek gibi.
I gotta call Olaf, my roomie.
Oda arkadaşım Olaf'ı aramalıyım.
Come on in, you roomie!
İçeri gel, ev arkadaşım benim!
Hello, Burnsy, It's your old roomie, Dink.
Selam Burnsie, Ben eski oda arkadaşın Dink.
Hey, roomie.
Selam oda arkadaşım.
What if, as he comes up for parole, he gets into a brawl, a knockdown-dragout with his old roomie?
Ya şartlı tahliye görüşmesine geldiklerinde kavgaya karışırsa? Eski koğuş arkadaşıyla şöyle kıran kırana dövüşürse.
Morning, roomie.
Günaydın, ev arkadaşım.
I'd love to let you play, roomie, but this is for your own good.
Oynamana izin verirdim ev arkadaşım. Ama bu senin iyiliğin için.
- [Jesse] Hey Rochelle. - Hey roomie.
Burada olduğumuzu anlamadı bile.
You know? I mean, my roomie is kind of "challenging", too.
Benim oda arkadaşım da zor bir insan.
You all know my roomie, Kathy.
Oda arkadaşım Kathy'yi hepiniz tanıyorsunuz.
I have a sucky roomie, too.
Benim de oda arkadaşım kötü.
Well, if I find werewolf No.2 out on patrol tonight, you might have a roomie in there.
Bu akşam devriyede ikinci kurdu bulursam sana oda arkadaşı gelebilir.
Hey, roomie.
Hey, oda arkadaşım.
Okay, new roomie, you listen up and listen good.
Peki arkadaş, aç kulağını iyi dinle.
No problem roomie.
Önemli değil ev arkadaşım.
Come on in, roomie!
İçeri gel, oda arkadaşım!
I'm Hunter, your roomie.
- Evet. Ben Hunter, oda arkadaşınım.
- Great... roomie.
- Merhaba, Joey. Nasıl gidiyor? - İyidir ev arkadaşım.
Well, after 14 fun-filled days of sitting in your cells smelling your roomie's farts, a man is ready to forgive everybody for everything, just to come up for air.
Hücrelerimizde oturup, oda arkadaşlarımızın osuruğunu kokladığımız eğlenceyle dolu, 14 gün sonra sırf hava alabilmek için bile, bir insan her şeyi affetmeye hazırdır.
'Quiet street, quiet building, so quiet roomie a must.'
" Sessiz bir mahalle, sessiz bir apartman.
- You don't want a roomie.
- Oda arkadaşı istemezsin sende.
If that's the name of my roomie, he's gone.
Eğer yandaki hastaysa, gitti.
Hey, hey, roomie.
- Selam ev arkadaşım.
- Roomie?
- Ev arkadaşı mı? Evet.
- Hi, Ross! Hey, roomie!
- Selam ev arkadaşım!
Even from your roomie?
Ev arkadaşını bile mi?
- Evening, roomie.
- İyi akşamlar, oda arkadaşım.
- What do you mean, "roomie"?
- "Oda Arkadaşım" derken?
- Morning, roomie. - Hey!
Günaydın, ev arkadaşım!
- Yeah, you bet, roomie.
- Evet, ev arkadaşım.
Well, I think the reason people laughed is that it's a play on the word "roomie."
"Ev arkadaşı" ile kelime oyunu yapıldığı için güldüler.
- I'll see you later, roomie.
Böyle yapma.
I wasn't talking about you, roomie.
Senin için konuşmuyordum, oda arkadaşım.
If she comes in here and she tries to talk to your roomie, kill her.
Buraya gelip, oda arkadaşınla konuşmaya çalışırsa, öldür onu.
- Yes, roomie?
- Evet, canım benim?
Back in Korea University my roomie was in Chinese medicine
Kore üniversitesindeyken oda arkadaşım Çin tıbbı okuyordu.
- No problem, roomie.
- Sorun değil, oda arkadaşım.
Morning, roomie.
günaydın, ev arkadaşı.
Living alone would've driven you nuts, and I'm sure Deb enjoys having a new roomie.
Yalnız yaşamak seni delirtirdi ayrıca eminim Deb oldukça eğlenceli bir ev arkadaşıdır.
Oh, oh- - how are you?
Ana fonksiyonlarıma yayılmaya başladı. Sen iyi misin Roomie?