Rosebud traducir turco
193 traducción paralela
You know, the poem in the book where you marked the place with a rosebud?
Hani kitapta gül goncasıyla işaretlediğin şiir?
Oh, my poor, delicate, little rosebud.
Zavallı, narin gonca gülüm benim.
"Rosebud." That's all he said?
Rosebud.
Yes, "Rosebud." Just that one word.
Sıkı adam. Evet, "Rosebud." Sadece bu sözcük.
Here's a man who could've been president who was as loved, hated and talked about as any man in our time, but when he dies something is on his mind called Rosebud.
- Neydi? Başkan olabilecek bir adam... ... zamanımızdaki herhangi birisi kadar sevildi, nefret edildi, çok konuşuldu, ama ölürken zihnindeki bir şey Rosebud'ı çağırdı.
Rosebud. Thompson. Yes.
Rosebud.
Get in touch with anybody who knew him or knew him well.
Ama sizce ölümünün hemen üstüne... Rosebud'ı öğren. Onu tanıyan ya da iyi tanıyan herkesle temas kur.
About Rosebud or anything else.
İki numaralı Bayan Kane. Ne Rosebud ne de herhangi bir şey.
When she used to talk about Mr. Kane, did she ever mention Rosebud?
Bay Kane hakkında konuşurken hiç Rosebud'dan bahsetti mi?
She never heard of Rosebud.
Rosebud'ı hiç duymamış.
You're not Rosebud, are you? What?
- Rosebud siz değilsiniz, değil mi?
Rosebud, and your name is Jennings, isn't it?
- Ne? Rosebud, ve adınız da gerçekten Jennings, değil mi?
That "Rosebud"?
- istediğini bulabilseydik... - Şu "Rosebud" mı?
About Rosebud, Mr. Bernstein.
Bay Bernstein, Rosebud konusunda...
Miss Emily Norton was no rosebud.
Bayan Emily Norton "Rosebud" değildi.
You know, Mr. Thompson, I was thinking this Rosebud you're trying to find out about....
Biliyor musunuz Bay Thompson, düşünüyordum da Şu sırrını çözmeye çalıştığınız "Rosebud"...
You were about to say something about Rosebud. Do you happen to have a good cigar?
Rosebud tan bahsediyordunuz.
What do you know about Rosebud? "Rosebud"?
- Dert etmeyin. - "Rosebud" hakkında ne biliyorsunuz? - "Rosebud"?
His dying words : "Rosebud."
Son sözleri : Rosebud.
Rosebud?
Rosebud?
I'll tell you about Rosebud.
Size Rosebud'ı anlatırım.
Rosebud.
- Rosebud. - Evet.
And that's what you know about Rosebud?
Rosebud hakkında bütün bildiğiniz bu mu? Evet.
Charles Foster Kane?
- Charles Foster Kane? - Ya da Rosebud.
What's Rosebud?
Rosebud nedir?
If you'd discovered what Rosebud meant, I bet it would've explained everything.
Rosebud'ın ne olduğunu bulsaydın bu bahse girerim herşeyi açıklardı.
Maybe Rosebud was something he couldn't get or something he lost.
Rosebud, belki de hiç ele geçiremediği ya da kaybettiği birşey.
I guess Rosebud is just a piece in a jigsaw puzzle.
Sanıyorum Rosebud yapbozun bir parçasıydı.
He probably thought I had big melting eyes and a rosebud mouth... and a figure like Miss Long Beach, the dream of the fleet.
Muhtemelen o da benim gonca gibi ağzım, yumuşacık gözlerim olduğunu Bayan Long Beach gibi birini düşünmüştür, kısacık bir rüya.
You're on the Rosebud Ridge above Little Bighorn River.
Little Bighorn Irmağı yakınlarında Rosebud sırtındasın.
And then we pressed the rosebud in the book.
Sonra da gül goncasını kitabın arasına koymuştuk.
A bouquet of American beauties, with the lovely Holly as the centre rosebud singing Only a Rose.
Bir buket Amerikan güzeli, Güzel Holly gül goncası gibi aralarında Gül şarkısını söylüyor.
whoa.
Dur, Rosebud.
Give me a Rosebud, will you?
- Bir Rosebud verir misin?
You are the boat of a leaf and an opening rosebud.
Sen bir kayık tabak yaprak ve açan bir gül goncasısın.
A rosebud.
Bir gül goncası.
"You are not a teacher to me, but the rosebud of my flower garden."
"Sen, benim için öğretmen değil, gül bahçemin goncasısın." [GÜLERLER]
Your rosebud.
Gonca gülünü.
I should've warned you about Rosebud.
Seni Rosebud konusunda uyarmalıydım.
- She's a rosebud.
- O bir gonca.
Rosebud.
- Rosebud.
As a small boy, he had a bat named Rosebud.
Küçükken adı Rosebud olan bir sopası varmış.
# Each little rosebud is sleeping
# Küçük gül goncaları uyuyor
Rosebud's his sled.
Rosebud'ın kızağı.
In the midst of the roses, one perfect rosebud.
Güllerin orta yerinde, bir mükemmel gonca.
Guillaume de Lorris is using the rosebud, of course... as an image.
Guillaume de Lorris, goncayı, tabii ki bir simge olarak kullanıyor.
Rosebud.
Rosebud.
Rosebud, dead or alive.
Güzel.
It will probably turn out to be a very simple thing.
Rosebud, ölü ya da diri. Büyük ihtimalle basit bir şey çıkacak.
"Rosebud"?
Rosebud?
"Rosebud."
Rosebud.