Ruby traducir turco
3,410 traducción paralela
Ruby Jeffries?
- Ruby Jeffries?
Ruby asked me out for a drink and I couldn't say no.
Ruby içmeye çağırdı ben de hayır diyemedim.
Listen close, Ruby.
İyi dinle, Ruby.
How badly do you want to beat Ruby Jeffries for mayor?
Ruby Jeffries'i seçimde yenmeyi ne kadar çok istiyorsun?
No one wants to see Ruby Jeffries go away more than I do.
Kimse Ruby'nin gitmesini benden fazla istemiyordur.
And with Ruby's help, they made a shocking discovery.
- Zelena! - Bana neler oluyor?
Until Ruby made yet another discovery. ( Whispers ) Kathryn? It was certainly cause for celebration.
Geçmisi bir kez degistirdigimde, ikimiz farkli sartlar altinda tanismis olacagiz.
Ruby doesn't get to swoop in and take him.
- Ruby'nin üzerine çullanıp onu alması gerekmiyor.
"Hey, Ruby."
"Selam, Ruby."
Thanks, Ruby.
- Teşekkür ederim, Ruby.
Ruby!
- Ruby!
Ruby, I've been trying to reach you all day.
Ruby, bütün gün sana ulaşmaya çalıştım.
Where's Ruby?
- Ruby nerelerde?
Ruby, I don't know what to do.
- Ruby, ne yapacağımı bilmiyorum.
I... I was planning to have this picnic with Ruby.
Ben, ben bu pikniğe Ruby'yle gelmeyi umuyordum.
Ruby is one lucky woman.
Ruby şanslı bir kadın.
It's like I think if I don't mention Ruby's leaving, she won't.
Sanki Ruby'nin gidişinden söz etmezsem... gitmeyecekmiş gibi.
It's one thing to blow off my calls for Ruby but for a picnic with Lemon?
Hadi Ruby için benimle konuşmaktan kaçtın da Lemon'la pikniğe... gitmek de nerden çıktı?
And to be honest, me being with Ruby, I... Well, I owe that to you.
Ve dürüst olmam gerekirse, ben Ruby'yle olmamı... sana borçluyum.
I think that's why I'm acting so crazy with Ruby and afraid of her leaving...'cause I know that we, we have something real.
Sanırım bu yüzden Ruby konusunda... çılgın gibi davranıyorum ve O'nu kaybetmekten korkuyorum... Çünkü aramızda gerçek bir şey olduğunu biliyorum..
We got a receipt from Ruby's Diner at Newark.
Tommy'nin babasının gerekçesi çürüdü. Newark'taki Ruby's Diner'daki fişi aldık.
I'm sorry, Ruby, but look.
Kusura bakma Ruby ; ama baksana bir şey olmamış.
I already know Ruby.
Her şeyi biliyorum zaten Ruby.
Ruby, I know you.
Ruby, seni tanıyorum.
Are you awake yet, Ruby?
Kalktın mı bakalım Ruby?
Ruby, Ruby.
Ruby, Ruby.
Ruby!
Ruby!
Ruby.
Ruby.
Ruby, wake up.
Ruby, uyan.
Ruby, it's all right. No.
Ruby, her şey yolunda.
Ruby, all we know for sure is that you broke out and ran through the woods.
Ruby, tek bildiğimiz dün gece kafesten kaçıp ormana daldığın.
What is it, Ruby?
Ne oldu Ruby?
It had to be something else, Ruby.
Başka bir şey olmalı Ruby.
I know who you really are, Ruby, even if you've lost sight of it.
Nasıl biri olduğunu biliyorum Ruby sen artık farkında olmasan bile biliyorum.
There's no proof Ruby had anything to do with what happened.
Olanlara Ruby'nin neden olduğuna dair en ufak bir kanıt yok.
The only way we're gonna get the mob to stand down is if we prove Ruby had nothing to do with Billy's death.
Kalabalığı sakinleştirmenin tek yolu Ruby'nin Billy'i öldürmediğini kanıtlamak.
Ruby's hood.
- Ruby'nin başlığı.
Who would want to hurt my Ruby?
Ruby'mi kim incitmek isteyeblir ki?
This isn't about Ruby. It's about me.
Bu Ruby'le ilgili değil, benimle ilgili.
Ruby didn't kill Billy.
Billy'i öldüren kişi Ruby değildi.
He stole her cloak and killed Billy in cold blood to make it look like a wolf, all to get you to think I wasn't leading this town as I should.
Ruby'nin başlığını çalıp Billy'i öldürerek bunu kurdun işi gibi göstermeye çalıştı. Her şey, bu kasabayı yönetemiyormuşum gibi göstermek içindi.
Ruby?
Ruby?
You act like you don't even want Ruby Jeffries out of our lives.
Ruby Jeffries'i hayatımızın dışında istemiyormuşsun gibi davranıyorsun.
Why do you care so much about getting rid of Ruby Jeffries?
Neden Ruby Jeffries'den kurtulmayı bu kadar kafana taktın?
Ruby doesn't get to swoop in and take him.
Ruby elini kolunu sallayarak gelip onu elde edemez.
Whoa, hold on. Don't slam the door. Ruby's still sleeping.
Bekle biraz, kapıyı bırakma, Ruby hâlâ uyuyor.
Ruby ( Yawning ) : Oh, hey.
Selam.
Ruby : Oh, hey, Zoe. Levon and I put all that election nonsense behind us.
Baksana, Zoe, Levon ve ben,... bütün şu seçim zımbırtısını bir kenara koyduk.
Ruby, you wear defeat very well.
Ruby, yenilgiyi hazmetmişsin gibi duruyor.
Uh, Ruby, no.
Tamam, Ruby sorun değil.
Ruby.
- Ruby.