Rule no traducir turco
914 traducción paralela
Rule no. 1 :
1 numaralı kural...
Hey! Rule no. 2 : the hunter knows everything about his victim, name, address, habits.
Avcı, kurbanı hakkında ismi, adresi ve alışkanlıkları gibi her bilgiye sahip olur.
Rule no. 3 : the victim does not know who his hunter is.
3 numaralı kural kurban, onun peşinde olan avcının kim olduğunu bilmez.
Rule no. 4 : the winner of every single hunt has the right to a prize.
4 numaralı kural her bir avın galibi bir ödül alır.
Say, there's no rule that a G-man can't kiss an old friend goodbye, is there?
Hey, bir g-men'in vedalaşırken eski arkadaşını öpmemesi için kural yok değil mi?
Say there's no rule that says a G-man can't kiss an old friend goodbye, is there?
Derlerki g-menler eski dostlarını öpemez diye bir kural yoktur, doğru mu bu?
As a rule, it is inadvisable to make an overcall on two of a four-card suit or to overcall with a no-trump bid without a double-stopper in the suit bid by the opponent.
Kural olarak, iki majörden de dört kart içeren ellerde üste konuşma yanlış olur. ... ya da rakibin elinde çift durdurucu olmayan kozsuz artırımlarda üste konuşma önerilmez.
Now, when the Foundation launched our vessel, it very wisely followed an old rule of the sea, no women aboard.
Vakıf gemimizi suya indirdiğinde denizlerin eski bir kuralını benimsediler : Gemide kadın olmaz!
● There is no rule for that.
- Bunun kuralı yoktur.
A rule as old as baseball. - No women.
Beysbol kadar eski bir kural.
I'm a physician yet not I nor any of my colleagues, no matter how learned have ever found a substitute for those words as a rule for human relationship.
Ben bir psikiyatristim. Ben ve meslektaşlarım bile hiç bir şekilde, insan ilişkilerini böyle özetleyen bir cümle kuramayız.
I don't care what you do with whisker-puss but if you rule there's no Santa, start looking for the chicken farm now.
Şu yaşlı beyaz sakallı adamla ne yaptığın umrumda değil, ama eğer Noel Baba yok diye bir karar alırsan. Tavuk çiftliğinden iş aramaya başlasan iyi olur.
You go on back in there and tell them that you rule there's no Santa Claus.
Oraya dön ve onlara... Noel Babanın var olmadığı söyle.
And when the Foundation first launched its vessel, it wisely followed an old rule of the sea. No women aboard.
Vakıf gemiyi suya indirdiği zaman denizlerin en eski kuralını uyguladılar.
I'm no exception to the rule.
Ben de bir istisna değilim.
We have no choice except to submit or to rule them.
Onlara itaat ya da emretmekten başka şansımız yoktur.
Mexico, large modern city, is no exception to the rule.
Büyük, modern bir şehir olan Mexico da bir istisna değil.
The rule is no escort for less than five wagons.
Kural şu, beş arabadan azına eskort yok.
No, it is you, yourself, who shall rule over that castle.
Hayır, o kaleye hükmedecek kişi sensin.
I rule a small country which is not my own for which I have some loyalty but no feeling.
Kendi ülkem olmayan küçük bir ülkeyi yönetiyorum. Biraz sadakat hissediyorum, ama sevgi değil.
No Grandi gets hooked. Understand? That's the rule.
Grandi ailesinden kimse uyuşturucu bağımlısı olamaz, tamam mı?
No, not as a rule.
Hayır, her zaman değil.
There's no rule.
Kesin bir şey yok.
Under his protection, I will rule Israel, and I'll have no mercy on any who oppose me.
İsrail'i, onun koruması altında yöneteceğim, ve bana karşı çıkan hiçkimseye acımayacağım.
In the Israel that I rule, there is no sanctuary for a pagan harlot.
Benim yönettiğim İsrail'de, bir pagana huzur yoktur.
Sir, I know of no rule which says prosecution may not call the defense witness so long as it does not later impeach her testimony.
- Efendim, kuralları ben de biliyorum, Savcının savunmanın tanığını kürsüye çağırması bir sakınca yaratmaz.
Rule 60 of the Federal Bureau of Prisons Manual : "An inmate cannot be permitted to operate a business, no matter how legitimate, while in prison."
Federal Cezaevleri Bürosu el kitabı, kural 60 : "Bir mahkûmun cezaevindeyken, kanuni olsun olmasın, bir iş kurmasına izin verilemez."
No, Jerry. I've an ironclad rule. I wouldn't sleep with Christopher Columbus on the first date.
İlk randevuda Kristof Kolomb bile olsan, seninle yatmam.
Rule one, no mineral or vegetable.
Kural bir, mineral veya sebze yok.
Rule two, no make-believe things like, pink dragons and stuff.
Kural iki, pembe ejderhalar gibi gerçek olmayan hiçbir şey yok.
Rule three, no disappearing.
Kural üç, ortadan kaybolmak yok.
Rule four, no cheating.
Kural dört, hile yok.
Now, I fully realize, madam, that it is a golden rule of the trust that there shall be no hanky-panky between the sexes.
Cinsiyetler arasında aşna fişne olmamasının vakfın altın kurallarından biri olduğunun farkındayım.
"He that hath no rule over his own spirit..... is like a city that is broken down, and without walls."
"Kendini denetleyemeyen kişi yıkılmış sursuz kent gibidir."
"He that hath no rule over his own spirit is like a..... city that has broken down and without walls."
"Kendini denetleyemeyen kişi yıkılmış sursuz kent gibidir."
What kind of stone-hearted rule makes no allowance for the physically impaired?
Ne kadar taş kalpli bir uygulama..... fiziksel engellilere hiçbir tolerans göstemiyorlar.
But man is never happy with what he has and the Miaos were no exception to this rule!
Ama insan dene yaratık elindekiyle asla yetinmez. Bay Miyav da bu kuralı bozmayacaktı.
There's no such rule that I should give her my bed!
Odamı verdiysem yatağımı da verecek değilim ya!
There's no such rule that I must give my bed!
Yatağımı da verecek değilim ya!
There's no rule against it.
Engelleyen bir yasa yok.
There were no massacres under his rule.
- Soykırım olmadı.
There's no rule about smoking here, is there?
Burada sigara içme yasağı yok, değil mi? Hayır.
Rule one : no pooftahs.
Kural bir, ibnelik yasak.
Rule two : no member of the faculty Is to maltreat the abos In any way whatsoever
Kural iki, hiçbir hoca yerlilere kötü davranamaz etrafta biri varsa.
Rule three : no pooftahs. Rule four :
Kural üç, ibnelik yasak.
Rule five : no pooftahs.
Kural beş, ibnelik yasak.
Rule six : there is no rule six. Rule seven : no pooftahs.
Kural altı, kural altı yok!
Well, we've no time for suchlike as a general rule.
Bu tür şeyler için yaşlandık artık.
Our first rule... is no religious quarrels among ourselves.
İlk kuralımız... aramızda hiçbir dini kavganın olmaması gerektiğidir.
Regular battery inspection, rule number 8. No Lice.
Batarya düzenli bit muayenesi olacak, Kural 8.
There's no rule against it, right?
Kurallara ters bir durum olmaz, değil mi?
nothing 25771
noel 174
no comments 23
no it isn't 59
nope 8135
not allowed 48
normal 592
note 183
noth 18
nora 980
noel 174
no comments 23
no it isn't 59
nope 8135
not allowed 48
normal 592
note 183
noth 18
nora 980
no one cares 99
no response 122
novak 48
nooo 196
noelle 93
nostalgia 21
no i haven't 34
no message 40
norma 481
north 417
no response 122
novak 48
nooo 196
noelle 93
nostalgia 21
no i haven't 34
no message 40
norma 481
north 417