Salmon traducir turco
1,702 traducción paralela
Smoked salmon!
- Somon balığı.
With a mind to the King's satisfaction. Broiled salmon, tomatoes, capers, wine.
Kralı tatmin edecek bir şekilde, ızgara somon, domates, geber otu, şarap.
Kevin. If I don't get this perfectly cooked piece of Copper River salmon to David Beckham at table three, you'll have to hire me as your personal chef.
Kevin eğer bu mükemmel pişmiş nehir alabalığı parçasını masa 3'te oturan David Beckham'a götürmezsem,... bana özel aşçın olarak iş vermek zorunda kalacaksın.
There's some grilled salmon in the fridge.
Dolapta biraz kızarmış somon var.
I heard they have the best curried meatballs and smoked salmon naan in town.
Şehirdeki en muhteşem köfteyi ve somonu yapıyorlarmış.
1 salad, 1 smoked salmon, and 1 vegetable pasta.
1 salata, 1 somon füme, ve 1 sebze makarna.
Enjoy Your Dinner. Little Tip - - The Salmon's Her Favorite.
Küçük bir ipucu vereyim, somon onun favorisidir.
Maria. Maria. Do we have wild salmon?
Maria... somon balığı var mı?
Salmon or beef.
Somon ve biftek.
I just really wanna stay for dinner'cause the salmon looks so tasty.
.. somonlar güzel gözüktüğü için belki de yemeğe kalmak istiyorumdur.
She's booked us a box, and a smoked salmon supper!
Yerimizi ayırtmış hatta yemek için tütsülenmiş som balığı bile istemiş.
Like a salmon.
Bir somon balığı gibi.
I need two salmon, three salade composée, and three filet.
İki somon balığı, üç karışık salata ve üç tane de filetom var.
Firing two orders, seared salmon.
Somon balığı siparişlerini ben hazırlarım.
In those days, if five yuppies smoked a bowl after their poached salmon, well, it was Z's weed, guaranteed.
O'nun otundan çektiğinizde kafanızın uçması garantiydi.
Red salmon.
Kırmızı somon.
The loch is loaded with salmon to eat and there's plenty of water for him to grow and move around in.
Gölde yenecek alabalık dolu ve büyüyüp hareket etmesi için bolca su var.
"Now I even know other fish, like pike and salmon."
Artık diğer balıkları da biliyorum, turna balığı ve somon gibi.
Uh... but right now, I'm actually working on a glazed salmon with risotto. - Oh.
Ama şu anda, somonlu risotto'yu öğrenmeye çalışıyorum.
Could you just tell her that Nathan's here with the salmon?
Nathan'ın somon balığını getirdiğini söyler misiniz?
- It's a salmon with risotto.
Risottolu somon balığı.
You can bring your glazed whatever the... - Salmon.
O risottolu bilmem neyi...
- Salmon tomorrow, okay?
- Somon balığı. ... yarın getirebilirsin, tamam mı?
There is salmon, and cherry pie in there.
Som balığıyla kirazlı turta var.
Is this salmon from the deli or did you prepare it yourself, Mikko?
Bu somon balığını dışarıdan hazır mı aldın, yoksa kendin mi pişirdin, Mikko?
I would have put a little less salt in the salmon.
Ben somon balığını pişirirken içine çok az tuz katarım.
- Salmon?
- Salmon?
Fishing for salmon.
Salmon yakalıyorduk.
I like salmon better!
Somon balığını daha çok severim!
... and 100 feet downstream a huge salmon jumped out of the water.
... 3000 metre derinlikten bir som balığı yüzeye sıçradı.
- We have salmon, if you want salmon.
- Somon istersen var.
- I don't want salmon.
- Somon istemiyorum.
See if they got a grizzly bear ripping apart a salmon.
- Bak bakalım alabalık tutan bozayıları var mı?
They make a cedar-plank salmon that is - -
Çok yazık. Bir sedir tahtada somon yaparlar...
I don't know if you like salmon.
Somon sever misin bilmiyorum.
Salmon is one of the best fish in terms of the omega-3s.
Somon, Omega 3 açısından en iyi balıklardan biri.
Now have him put the salmon, the swordfish, the king mackerel, and the tuna in the downstairs freezer and the trout, sea bass, snapper, and bluefish in the butler's pantry. Salmon, swordfish, king mackerel, tuna downstairs.
Somonu, kılıçbalığını, uskumruyu ve ton balığını aşağıdaki dondurucuya, alabalık, levrek, sarıkanat ve lüferi kilere koysun.
So your plan was to chat up Persephone's to make sure you don't lose your special table and to order tons of swordfish and salmon to keep your skin glowing and to happily discuss with Quentin whether or not dad should be resuscitated?
Yani planınız Persephone's'dekileri yağlayıp, iyi masanızı kaybetmemek mi? Ve cildinizin parlaması için bir ton kılıçbalığı ve somon ısmarlamak mı? Ve Quentin'le babamın hayata döndürülüp döndürülmemesini konuşmak mı?
Tuna and trout and snapper and salmon and - -
Ton, alabalık, sarıkanat, somon.
My wife is waiting for this salmon.
Karım bu somon balığını bekliyor.
Like a salmon or a coral?
Somon mu mercan mı?
We are going with the salmon, so just back off!
Somon balığı ayarladık, yani geri çekil!
Have we ever seen Chloe Jamison in salmon before or do you think it'll clash too much with the red carpet?
Chloe Jamison'ın somon rengi giydiğini gördünüz mü? Yoksa kırmızı halıya uymaz mı?
I made this beautiful mango reduction wild salmon.
Harika bir mango soslu somon yaptım.
You know, I seared the salmon to perfection.
Somonu kusursuz bir şekilde kızarttım.
Probably with 10 years of that overcooked salmon.
O çok pişmiş somonla on yıl geçirince tabii.
I made a soup, and there is salmon and salad.
Çorba, somon balığı ve yeşil salata var.
And also where do chicken salmon is not enough.
Balık yetmezse tavuk da var.
- Salmon is enough.
- Somon yeter demiştim
For Heaven's sakes, I don't want salmon.
Tanrı aşkına somon istemiyorum.
Sure, the salmon...
- Somon yeter eminim -