Sapphire traducir turco
391 traducción paralela
" the size of a hen's egg, the Stuart sapphire...
" tavuk yumurtası büyüklüğündeki yakutu, İkinci James'in...
Sir, that ring - it's a black star sapphire. Very rare.
Efendim, bu yüzükteki, siyah safir taş çok nadir bulunur.
The black star sapphire that Dexter was wearing when she was killed it didn't belong to her. - Huh?
Dexter'ın parmağındaki siyah safir yüzük var ya - ona ait değilmiş.
Black star sapphire.
Siyah safir taş.
It will take a sapphire and an emerald together to match your blue-green eyes.
Gözlerindeki mavi-yeşil renge ancak bir safirle bir zümrüt beraber ulaşır.
There's a sapphire sky above us
Safir gökyüzü üzerimizde
A sapphire with a star is love
Yıldızlı bir safir aşk
The one with the oriental sapphire.
Şu şark safiri olan.
An oriental sapphire set in platinum.
Platin kaplama şark safiri.
- A sapphire is a sapphire.
- Safir safirdir.
An oriental sapphire.
Şark safiri.
I have a bargain for you, an oriental sapphire.
Sizin için bir teklifim var, şark safiri.
An oriental sapphire.
Bir şark safiri.
It's an oriental sapphire.
Şark safiri.
STEFANO : The Sapphire Grotto is there.
Sapphire Mağarası şurada.
My dear wife, my lady, I bought some mules for your coach, and for you, lovely Inezillia, a sapphire ring.
Sevgili eşim, leydim, arabanız için birkaç katır satın aldım, ve sizin için sevgili Inezillia, safir bir zil satın aldım.
- Along a river of sapphire pools.
- Safir havuzlardan oluşan bir nehre.
Mama, do I have sparkling sapphire eyes that dazzle, too?
Anne, Benim de gözlerim safir gibi parlıyor mu?
Do you think I should have a diamond, or a ruby, or maybe a sapphire?
Sence hangisini almalıyım? Elmas mı, yakut mu yoksa safir mi?
Does the codename Sapphire mean anything to you?
Safir kod adı size bir şey ifade ediyor mu?
Furthermore, a chocolate eclair costs less than a sapphire.
Üstelik çikolatalı pasta safirden daha ucuz!
Sort of sapphire?
Safir mavisi mi?
That's my sapphire!
O benim safirim!
IS THAT A REAL SAPPHIRE?
- Gerçek safir mi?
What's that thing, um, up there that looks like a star sapphire?
Yıldız şeklinde safıre benzeyen şey ne?
It's a Paradorian sapphire, Excellency.
Bir Parador safiri, Ekselans.
- We're gonna ty one more place, the Sapphire Lounge.
Bir yer daha deneyeceğiz, Sapphire Lounge.
Sapphire earrings, Parisian perfume, cashmere sweaters. Please go.
Safir küpeler, Paris'ten gelme parfümler kaşmir hırkalar...
- Well, first, Chuck... we went to this lovely little jewelry store... where I allowed Michael to purchase me... a very lovely ruby, diamond and sapphire collection... and a matching car.
- İlk önce Chuck..... Michael ile beraber bana alması için..... o küçük ve de sevimli mücevher dükkanına gidip..... safir, yakut ve elmas koleksiyonundan birşeyler alıp..... arabaya geçtik.
I bet it's filled with rubies, sapphire, pearls.
Bahse girerim yakutlar, safirler, incilerle doludur.
Imagine water cascading off cliffs the height of Mount Everest, thundering through rainbows straight into an ocean the colour of sapphire wine.
Suyun, Everest dağı yüksekliğindeki kayalıklardan, gürleyerek, gökkuşağının içinden geçip doğruca safir şarabı rengindeki okyanusa döküldüğünü düşünün.
Through the sapphire sky
# Güneş iyice yükseliyor
"The Prince of Antioch." Oh, hey, he's the guy who owns that famous sapphire.
Ben normalde bu kadar çok şey içmem.
Yes, that's my reward in all this, that and a certain sapphire.
Annem Kraliçe Camilla. Çok komik. Senin hiç prens olduğunu düşünmemiştim.
Well, let's start showing a little more respect for the man who's preventing a war. I oughta get a reward, like the Sapphire of Antioch. Look!
Nestor senin gibi bir kıza sahip olduğu için çok şanslı.
The sapphire's probably gone by now. So is he.
Gerçek savaşçı kuralları geçerli olacak.
'Star sapphire, beautiful thing.
Büyük bir safir taşı vardı. Çok güzeldi.
Ma'am, even an amateur gemologist like myself knows the black sapphire is extremely valuable.
Bayan, benim gibi amatör bir kuyumcu bile siyah safirin çok değerli olduğunu bilir.
And that's..... a star sapphire.
Ve bu da yıIdız şeklinde bir safir.
This is sapphire but there's a lot of gold on it as well
Safir taşlı ama altın miktarı da çok fazla.
Royal blue, rust, sapphire, turquoise, violet and wine.
Mavi, pas rengi, safir, turkuaz, menekşe moru, şarap rengi.
What is it, a sapphire?
Nedir bu, safir mi?
Sapphire pinkie ring?
Küçük parmağında safir yüzük mü var?
He gave me a beautiful pair of sapphire earrings - to mark the occasion.
Yıl dönümümde bana nefis safir küpeler aldı.
Once you've seen one sapphire, you've seen them all.
- Bence hiç gerek yok. Safir taşlar birbirine benzer.
It's Edwardian, beautifully worked... with mine-cut diamonds and an actual colour Burmese sapphire.
Edward döneminden. Çok güzel işlenmiş. Pırlanta ve gerçek Burma safiri var.
Uh, you're like a Burmese sapphire all by yourself.
Sen zaten safir gibisin. Buna ihtiyacın yok.
Sapphire blue ocean, cloudless sky...
Yakut mavisi okyanus, bulutsuz gökyüzü...
I think I saw Sapphire.
Sapphire'i gördüm.
And you're here to steal the Sapphire of Antioch. You mean it's here in the castle of Antioch?
Oh, Nestor, seni yaramaz seni.
Yeah? So, why didn't you grab the sapphire?
Nasıl yaptın, Herkül?