Savages traducir turco
1,005 traducción paralela
Father, our good friends have perished here at the hands of the savages.
Kutsal Babamız, en sevdiğimiz dostlarımız bu vahşi bozkırda can verdiler.
What charming savages.
Çekici yabaniler.
That's the savages'idea everywhere.
Vahşiler her yerde böyle düşünür.
Bloodthirsty savages from the wilds of America!
Amerika'dan gelen kana susamış vahşiler!
We were only able to film these virtual savages with the help of a friend from Las Hurdes, who acted as intermediary.
Bu, neredeyse vahşi olanı, Hurdesli arkadaşlarımızdan birinin aracılığı sayesinde filme çekmeyi başardık.
I looked forward with some trepidation to a life among the savages.
Yabani hayatı dört gözle bekliyordum.
But when I found you were one of those savages... returning to your native heath, my grateful eyes could hardly believe it.
Ama bu yabani hayatta yerlilerin arasında sizi bulunca, gözlerime inanamadım.
The savages in these parts are fierce cannibals.
Bu bölgedeki vahşiler yamyamdır.
Do you mean the savages?
Yani vahşiler mi?
Cliffs, savages and the taboo.
Yamaçlar, yerliler ve tabu.
Awful savages they are too.
Üstelik vahşiler.
Are you savages, you Southerners?
Siz Güneyliler, barbar mısınız?
Have you seen the great white queen of the savages?
Adam kayırmanın önemini yok etmek istemeyiz. Vonnie, bu da benim yeğenim Bobby. Bobby, Bobby.
Savages!
Vahşiler!
- The few men you send won't stop 2,000 bloodthirsty savages.
- Senin göndereceğin birkaç adam 2,000 kana susamış savaşçıyı durduramaz
At least we can be grateful when those savages found the plane... they didn't disturb her.
Vahşiler uçağı bulduğunda annene zarar vermedikleri için... şükretmeliyiz.
- Dreadful savages, aren't they?
- Vahşi insanlar, ne olacak?
I've seen things that make the history of savages read like Pollyanna legends.
Zalimlerin tarihinin, bunların yanında Pollyanna hikayeleri gibi kaldığı şeyler gördüm.
It has the added advantage, sir, of being one of the first refinements of savages.
Dansın bir önemli özelliği de... vahşi toplumlarda da var olmasıdır.
Because the owners are not savages.
-... maden sahibi neden fazlasını ödesin? - Çünkü maden sahibi canavar değildir.
The company will bring civilization to a waste of territory which is now in the hands of savages.
Şirket şu anda vahşilerin elinde olan bölgeye uygarlık getirecek.
A few thousand savages have stopped the march of American civilization.
Birkaç vahşi Amerikan uygarlığını durdurdu.
Those heathen savages sure cleaned us out.
Bu vahşi kafirler eminim bizi soyup soğana çevirdiler.
I felt as a missionary must feel... when one day he finds there's no need to travel into the jungle... to find converts... because the savages are coming to him.
Ben de bir misyoner gibi din değiştirecek kişileri ormanda aramaya gerek kalmadığını çünkü o vahşilerin ayağına geleceğini düşündüm.
We live like savages at our place.
Evde kalmış kızlar gibi bütün gün oturuyoruz.
I seem to remember reading somewhere that among some obscure tribe of savages orange pips were looked upon... as a symbol of death.
Bir yerlerde okuduğumu hatırlıyor gibiyim. Bilinmeyen bir vahşi kabile içinde portakal çekirdeklerine bir ölüm simgesi - olarak bakıIıyormuş.
Stinking little savages.
Kokuşmuş küçük vahşiler.
I've been in jungles and around savages so long,
Ormandaydım ve etrafım vahşilerle doluydu.
In what kind of hole, with what kind of savages?
Ne çeşit bir delikte, ne çeşit vahşilerle beraber?
- White savages?
- Beyaz yabaniler?
Even these savages entrusted to my care. - I feed them and clothe them...
Şu vahşiler bile.
I leave it to you. How can I, one Ione man, be responsible for all these savages?
Yalnız bir adam bütün bu vahşilerle başa çıkabilir?
The Allies aren't savages.
Müttefik kuvvetler canavar değil ya.
The rotten savages!
Pis vahşiler!
Do you want to stay here and grow up like savages?
Burada kalıp yabaniler gibi mi büyümek istiyorsunuz?
Gives you something to think about while pawing the savages here.
Bu yabanilikle boğuşurken insanın aklını dağıtıyor.
Most urgent of all was to secure myself from wild beasts and savages.
Ancak en önemlisi vahşi yaratık ve hayvanlardan kendimi korumam gerekiyordu
They anchored here to take on water and abandon us when they surprised and killed the savages.
Buradan su almaya karar verdiler, yamyamları öldürünce de bizi burada bırakmak istediler.
Inormation, also, as to the savages who do, on occasion, visit this place.
Ayrıca bilgi olarak söylemeliyim ki, yamyamlar ara sıra, bu adayı ziyaret ederler.
Fifteen years ago, they were savages.
Vahşiydiler.
Marshal, we're among savages. I'll feel for you!
Komutan vahşilerin arasında kalmışsın.
You've been a long time in this place of savages. You don't understand.
Anlamıyor musun, bazen isyan ediyorum.
We're not savages, señor.
- Biz vahşi insanlar değiliz bayım.
They are savages, Captain.
Onlar vahşi, Yüzbaşı.
Under this veneer we're all savages.
Bu kapakların altında hepimiz vahşiyiz.
There are savages, and savages.
Vahşilik vardır ve vahşilik vardır.
We're not savages.
Biz vahşi değiliz ki.
Oh, I said, "If they're mad enough to buy impressionist paintings..." it only proves that they're savages. "
Ben de dedim ki : "Eğer empresyonist tablo alacak kadar delilerse bu onların yabani olduğunu kanıtlar."
You're savages, all of you.
Birer vahşisiniz, hepiniz.
- Little savages.
- Ah şu veletler.
What savages!
Ne kadar çağdışılar!