English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Say no

Say no traducir turco

22,207 traducción paralela
Didn't we say no witnesses?
Tanık olmayacak demedik mi?
Please don't say no.
Lütfen olmaz deme.
You can't say no, isn't it?
Ve sen buna itiraz etmiyorsun öyle mi?
But if you come along... I won't say no.
Ama eğer sen de gelirsen itiraz etmem.
What if I say No?
Ya hayır dersem?
They get upset when I say yes, but don't believe me when I say no.
Evet dediğimde sinirleniyorlar hayır desem inanmıyorlar.
How can she say no?
Nasıl reddedebilir?
If I say no, will you give up?
Hayır dersem vaz mı geçeceksin?
And if I say no?
Peki hayır dersem?
Well, I'm not gonna say no to that.
Buna hayır diyemem.
I would say no. Honestly, if a dishwasher came to me and said
Bir bulaşık makinesi gelip şöyle dese
"I'll ask for a threesome and if they say no, play it off as a joke."
Kabul etmezlerse de şaka ayağına yatarım. "
I'll ask you some questions about science, and if you propose, I promise to say no.
Ben sana bilim hakkında sorular sorarım ve evlenme teklif edersen söz veriyorum reddedeceğim.
Taki, I say no more mushrooms!
Taki! Gaipten sipariş uydurma demedim mi sana!
No, not really.
Hayır, pek sayılmaz.
No, Your Honor.
Hayır, Sayın Yargıç..
Should take him no more than, say, nine minutes, to be safe.
Dokuz dakikadan fazla vaktini almaması lazım diyelim ne olur ne olmaz.
You-you say that you're this special intellect who works for the government, but I-I doubt that, because no one with half a brain could think that that dinner was a success.
Bana devlet için çalışan özel zekâya sahip biri olduğunu söyledin ama bundan şüpheliyim, çünkü beynin yarısını kullanan biri bile o akşam yemeğinin bir başarı olduğunu düşünemezdi.
- No, Paige... Pastor Tim and Alice... did they say something?
Rahip Tim'le Alice, bir şey mi dediler yoksa?
I need to know if each of you can say the same. ♪ desde que te fuiste ♪ ♪ las cosas no andan mal ♪
Herkesin aynı şeyi söyleyebildiğini bilmem lazım.
Not quite, no.
Pek sayılmaz, hayır.
The Alonsos are no longer in Pamplona, a far as I can tell.
Belirli zamanlar, resim sayısı.
It is not a satisfactory response on my part to say I have no fucking idea.
Hiçbir fikrimin olmadığını söylemek benim oralarda tatmin edici bir cevap değil.
♪ You're no picnic, trust me ♪
# Kolay sayılmazsın sende #
♪ Now it's time to say goodbye ♪ No.
# Geldi zamanın etmenin veda #
You have no say in this.
Bu hususta hiçbir şey söyleme.
When I say, "now," run away no matter what and bring the car and wait by the door.
"Şimdi" dediğim anda dışarı çıkıp deponun önündeki arabayı getir.
No more questions, Your Honor.
Başka sorum yok sayın yargıç.
No one's counting the crowd in Rock Valley.
Rock Valley'deki kalabalığın sayısını kimse saymıyor.
In that case, Emma, I say I have no choice but to shoulder my burden.
O halde Emma, iş başa düştü demekten başka çarem yok.
I'm sure it was a mistake but, according to precedent, if a sovereign turns their back on a regiment, they will no longer form part of the household cavalry.
Eminim yanlışlıkla olmuştur ama örneklere göre eğer hükümdar alaya arkasını dönerse bu onların artık ev süvarisinden sayılmadığı anlamına gelir.
Uh, no, your honor, but code section 3-7-2 is pretty clear that if appointed, I would hire Mr. McBride to pursue the case which he's already started.
Hayır Sayın Yargıç ama yasada 3-7-2 kısmında izin verildiği üzere eğer atanırsam, davayı takip etmesi için zaten en başta davayı açmış olan Bay McBride'ı görevlendireceğim.
No, no, say it.
Söyleyin.
You know, I-I've always been insecure that no one cares about what I have to say, but she made me see...
Söyleyeceklerimi kimsenin umursamayacağı konusunda daima güvensizdim ama o kadın anlamamı...
No, I won't say that.
Hayır, bunu söylemeyeceğim.
- No further questions, Your Honor.
Başka sorum yok sayın yargıç.
All the people saying that there's a video out there, all the people that are saying that they saw a video, there's no nice way to say it, they're liars.
Bir video olduğunu ve onu izlediğini söyleyen herkes en basit tabirle yalan söylüyor.
Normally, I say, "no, I'm not ticklish."
Neden? " Normalde" Hayır, gıdıklanmam " derim.
Oh, no, Your Honor, I don't.
Hayır Sayın Yargıç, yok, kusura bakmayın.
No, Your Honor.
Yok Sayın Yargıç.
No further questions, Your Honor.
Başka sorum yok Sayın Yargıç.
- To me can not it say "no."
- Bana "hayır" denmez.
Count Beklemishev You can not say "no."
- Kont Beklemişev'e "hayır" denmez.
Flagrant error the count can not say "no."
Bir gaf yaptınız, Kont'a "hayır" denmez.
- No need to say anything.
- Hiç bir şey söylemeniz gerekmiyor.
But no matter what I say or how hard I try and drill it into your skulls, you're not going to stop trying.
Ama ne dersem diyeyim bunu kafanıza sokmakla ne kadar uğraşırsam uğraşayım asla durmayacaksınız.
No, I'm not gonna say that.
Hayır, demeyeceğim.
No. He won't know you're involved, unless you say shit.
Senin de bu işe karıştığını bilmeyecek tabii gidip bir bok demezsen.
You do as I say when I say it, otherwise, I can no longer consider you one of us.
Ben emir verdiğimde yapacaksın yoksa seni bizden biri olarak kabul edemem.
No. I am hardly perfect.
Hayır. ben mükemmel sayılmam.
No matter what I say, she won't go.
Ne dersem diyeyim gitmeyecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]