Says it's urgent traducir turco
228 traducción paralela
- He says it's urgent.
- Acil diyor.
He says it's very urgent.
- Çok acilmiş.
I've told him you didn't wish to be disturbed, sir, but he says it's very urgent.
Kendisine rahatsız edilmek istemediğinizi söyledim efendim. Ancak çok acil olduğunu söylüyor.
And he says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He says it's very urgent.
Çok acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Önemli olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Acilmiş.
Says it's most urgent. Stay with him, Sergeant.
Çok acil olduğunu söylüyor.
Says it's very urgent.
Çok acil olduğunu söylüyor.
- He says it's very urgent.
- Çok önemliymiş.
He says it's very urgent.
- David mi?
He says it's very urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acele olduğunu söyledi.
The officer says it's urgent.
Subay acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Acil oldugunu söylüyor.
No, but he says it's urgent.
Hayır. Fakat acil olduğunu söyledi.
- She says it's most urgent.
- Çok acil diyor.
Says it's very urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
Mr. President? Soviet Ambassador. He says it's urgent.
Sayın Başkan, Sovyet Büyükelçisi, çok acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
She says it's quite urgent.
- Acil olduğunu söyledi efendim.
She says it's urgent.
Çok acilmiş.
He says it's a matter of urgent personal business.
Çok acil ve kişisel bir konu olduğunu söyledi.
A policeman has come to see you. He says it's urgent.
- Bir polis sizi istiyor, acil olduğunu söyledi.
Says it's urgent.
Acil olduğunu belirtiyor.
She didn't say, but she says it's urgent.
Adını söylemedi, ama dediğine göre acilmiş.
John says you have to leave now. He says it's urgent.
John hemen ayrılmanız gerektiğini söyledi.
Well, anyway, call her back- - she says it's urgent.
Denise'i ara. Önemli olduğunu söyledi.
- He says it's urgent.
- Acilmiş.
She says it's urgent.
Acilmiş.
- He says it's urgent.
- Acil olduğunu söylüyor.
Bowden she says it's urgent.
- Bay Bowden... acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent!
Acilmiş!
He says it's absolutely urgent.
Kesinlikle acil bir durum olduğunu söylüyor.
- Says it's urgent.
- Acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Acil diyor.
He says it's urgent.
- Acil olduğunu söylüyor.
Says it's urgent.
Acil olduğunu söyledi.
She says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
- She says it's urgent.
- Çok acil diyor.
She says it's extremely urgent.
Çok acil ve önemli olduğunu söylüyor.
- He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
- She says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
She says it's rather urgent.
Çok acilmiş.
He wants to speak with the president, says it's urgent.
Başkanla konuşmak istiyor. Acil olduğunu söyledi.
Harry Wah is here. He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
Says it's urgent.
Acilmiş.
He says, "No, but it's urgent."
"Hayır, ama acil" diyor.
He says it's urgent.
Çok önemli diyor.
Your secretary's got your wife on the line. She says it's urgent.
Sekreteriniz karınızın aradığını ve acil olduğunu söylüyor.