Scholarship traducir turco
2,321 traducción paralela
His best friend were the scholarship kids. You know, parents are cops, Teachers.
En iyi arkadaşlarını burslu çocuklardan seçmişti ailesi polis ya da öğretmen olan çocuklar.
Remember Henry's mom said He became friends with the scholarship kids Whose parents were teachers and cops?
- Henry'nin annesi Henry, ailesi polis ve öğretmen olan burslu çocuklarla arkadaş demişti.
So if you could make sure that there's a seat for me in v.I.P., Preferably next to an injured cute player, But not one on scholarship.
Yani, VIP bölümünde benim için bir koltuk ayırabilirsen yaralı tatlı bir oyuncunun yanını tercih ederim ama lütfen burslu olmasın.
If he doesn't play, he'll never get a scholarship.
Eğer futbolu sevmezse, asla burs kazanamaz.
With no scholarship, he can kiss college goodbye.
Burs kazanamazsa, üniversiteye el sallayabilir.
After the filming of this movie, I'll be going to America with a scholarship.
Bu filmin çekimleri bittikten sonra, bir bursla Amerika'ya gideceğim.
Mm-hmm. Derrick's already in because he got a football scholarship.
Derrick kabul edildi bile, çünkü bir futbol bursu var.
Lisa, your mother convinced me to take a closer look at your record, and upon further reflection, I have decided to offer you a full scholarship to Cloisters Academy.
Lisa, annen notlarını yakından incelemem konusunda beni ikna etti ve detaylı incelemelerden sonra sana Cloisters Akamedisi'nde karşılıksız burs vermeye karar verdim.
There was no scholarship.
Bana burs falan verilmedi.
The first prize is a scholarship till the 12th grade.
Birincilik ödülü 12. sınıfa kadar burs.
In loving memory, I established the Mr. Astor endowment, which this year supports the united mutant scholarship fund.
Onun anısına, bu sene Astor vakfı olarak mutantlara bir burs sağlama kararı aldık.
How are you doing me a favor by taking my scholarship, Vince?
Benim bursumu elimden alıp bana nasıl iyilik yapıyorsun, Vince?
I took your scholarship?
Bursunu mu aldım?
So bye-bye, scholarship.
Ne olmuşu burs gitti işte.
We're gonna get this thing worked out, and by the time we're done, we're gonna give you a scholarship to any school you want to go to in this country.
Seninle çalışmaya devam edeceğiz, ve işimiz bittiğinde ise, sana bu ülkede istediğin okuldan futbol bursu alacağız.
We're gonna get you a scholarship to any school you want to go to in this country.
Sana bu ülkede istediğin okuldan futbol bursu alacağız.
- Oh. 'Cause I think my boy about to get a scholarship, huh?
Çünkü oğlumun bursu almasını istiyorum.
Show off a 60-yard arm, win yourself a scholarship.
60 yardlık bir pas gönderirsen, bursu kaparsın.
I won the amory blaine handsomeness scholarship to Princeton and then attended Harvard business school where I was voted "most."
Amory Blaine yakışıklılık bursunu kazanarak Princeton'a gittim ve Harvard Yüksek Ticaret Okuluna gittim. Orada "en" seçildim.
Part of my Princeton scholarship included work for the linguistics department.
Princeton bursumun bir parçası da dilbilimi bölümü için çalışmaktı.
Well, for starters, everyone I ever dated in high school turned out to be either gay or a girl dressed as a guy to get a journalism scholarship.
İlk olarak, lisede çıktığım her kişinin ya eşcinsel olduğu ya da belgeselcilik bursu alabilmek için erkek gibi giyinen kızlar olduğu ortaya çıktı.
You attended the university of Maryland on a partial competitive jazz dance scholarship.
Maryland Üniversitesine rekabetçi jazz dansı kısmi bursuyla gitmişsin.
And that's the only one that really counts, because that's the only one that comes with scholarship money.
Ve tek önemli olan da o, çünkü paralı burs için tek seçenek.
And then I was, you know, hoping it would help promote my scholarship foundation, so... but since you're not involved, I figure, why...
Ve sonra, bilirsin işte benim burs fonuna yardımı dokunur ama artık senin de ilgin kalmadığından.
When Tricia was at Johns Hopkins She was on a scholarship.
Tricia Johns Hopkins'de okurken burslu okuyordu.
Uh, and if he keeps a 4.0 this year, he gets a full scholarship to Stanford.
Eğer bu sene 4.0'ı korursa Stanford'a tam burslu girecek.
He told the police that he was afraid he was going to lose his scholarship.
Polise bursunu kaybetmekten çok korktuğunu anlatmış.
Scholarship material.
Tam burs alacak bir öğrenci.
School sends away one of our boys to the institute on a scholarship every year.
Okul her sene bizim çocuklardan birini burslu olarak enstitüye gönderiyor.
Four years of advanced math on scholarship, then two years of accounting.
Tam burslu dört yıllık üst düzey matematiğin ardından iki yıl da muhasebe okudum.
Earned him a juvenile record and a scholarship to M.I.T.
MIT'ye en geç öğrenci olarak girerek burs kazanmış.
Mom, she's getting a scholarship.
Anne, o burs alacak.
You're getting a scholarship.
Burs alacaksın.
So you're here on scholarship.
Burada burslu okuyorsun.
I went to college with volleyball scholarship. Obviously it is good at all which sport is played.
Üniversitede bir numaraymış Tüm sporları da yapmış
I could never afford a school like lancer if I weren't on scholarship.
Bursum olmasa Lancer gibi bir okulu hayatta karşılayamazdım.
Ok, it says my scholarship was canceled.
Orada bursumun kesildiği yazıyor.
My scholarship is not fringe, it's central to my life.
Benim bursum emeklilik falan değil. O benim hayatımın merkezi.
The scholarship cutbacks have hurt a lot of students.
Burs kesintileri birçok öğrenciye zarar verdi.
Oh, look, there's a scholarship for students with the last name of van Valkenberg.
Bak, soyadı Van Valkenberg olanlar için bir burs varmış.
I'm dropping of my scholarship papers for Mr. Rabin.
Bay Rabin için burs belgelerimi bırakmaya geldim.
You're applying for a scholarship?
Sen bursa mı başvuruyorsun?
There's a scholarship for cheerleading?
Amigoluk için verilen bir burs mu var?
Look, if they don't accept me, I'll get cut from the squad, lose my new scholarship, and end up working the grease gun at jiffy lube.
Bak, beni kabul etmezlerse, takımdan atılırım, yeni bursumu kaybederim ve tez zamanda gres yağı tabancası işine başlarım.
Save the cheerleaders, save the scholarship.
Amigo kızları kurtarırsan, bursu da kurtarırsın.
Besides, it's only 165 days till exams and I really want to win the scholarship this year.
Ayrıca, sınavlara sadece 165 gün var. Ve bu yıl birincilikle burs kazanmak istiyorum.
Coach said I needed to pay my way the first semester and after that he'll give me a scholarship.
Koç, ilk sömestr kendi yöntemimle ödemem gerektiğini ondan sonra bana bir burs vereceğini söyledi.
But I received a scholarship all four years.
Ama tüm dört yıl boyunca burs aldım.
- I got a scholarship.
- Burslu öğrenciyim.
Know what happens to scholarship students caught cheating on exams?
Kopya çeken burslu öğrencilere ne olur, biliyor musun?
Merit scholarship winner.
Merit bursunu kazanmış.