Scouts traducir turco
1,566 traducción paralela
They were in Cub Scouts together.
Birlikte yavrukurt olmuşlar.
I had no idea that the Girl Scouts were responsible for the crop circle phenomenon.
Ekim çemberi fenomeniyle, izci kızların bir bağlantısı bulunduğunu bilmiyordum.
What about blowing our cover as talent scouts?
Yıldız avcısı olduğumuz yalanı ortaya çıkınca ne olacak?
I mean, who are we, the Girl Scouts?
Kimiz biz, Kız İzciler mi?
This stuff gets back to the scouts.
Bunlar basketbol gözlemcilerinin kulağına gidiyor.
Pretty soon the scouts will, too.
Bunu yakında basketbol gözlemcileri de fark edecek.
That'kid'sent in a tape that impressed the scouts so much that they made him a finalist.
Bu "çocuk" gözlemcileri oldukça etkileyen bir video kaydı yolladı ve bu da onu finalist yaptı.
You don't want the scouts to see you like that.
Gözlemcilerin seni bu şekilde görmesini istemezsin.
Lot of scouts will be there, though.
Maça bir sürü gözlemci de gelecek.
The Scouts are thrilled, especially the deaf and blind ones.
Gözlemciler de etkilenmiştir. Özellikle kör ve sağır olanları.
Girl Scouts!
İzci kızlar!
None of us murdered any Girl Scouts in the process.
Hiçbirimiz izci kiz öldürmedi.
Caesar's scouts are only 30 miles from Rome.
Sezar'ın gözcüleri Roma'dan 45 kilometre uzaktalar.
Normally that would be true but the men are raw recruits like those who fled from the scouts.
Normalde bu doğru olurdu, ama adamlar gözcülerden kaçanlar gibi çaylak.
And they took the gold north on the Via Flaminia, ran slap into Caesar's scouts.
Kuzeyde Via Flaminia'daki altınları almışlar Sezar'ın gözcüleri ile karşılaşmışlar.
Left the gold to the scouts.
Altınşarı gözcülere bırakmışlar.
If Caesar does not have it, his scouts must have kept it.
Eğer Sezar almamışsa, gözcüleri altınları vermemiş olmalı.
- Go find these scouts.
- Gidip o gözcüleri bul.
You are not chief of scouts, 13th legion?
13. lejyonun gözcülerinin başı değil misin?
Scouts are meant to relay information.
Gözcüler bilgi vermek amaçlıdır.
If it's Girl Scouts, get the mint cookies.
Kız izcilerse naneli kurabiye al.
But you better get your game up before the scouts show up.
Ama izciler gelmeden önce oyunu bitirsen iyi edersin.
I always thought that that was the only way I could get noticed by college scouts and stuff, is if I scored a bunch of points, and...
Bu üniversite gözlemciler tarafından fark edilmemin tek yolu diye düşündüm, eğer fazla sayı yaparsam...
Scouts have been exploring the neighbourhood and they've decided on a new place.
Keşif kolu çevreyi araştırıp, yeni yer için kararını verdi.
The chemical trails laid down by the first scouts have now been strengthened and broadened by the passage of many, many more workers.
İlk keşifçilerin bıraktıkları kimyasal işaretler bir sürü işçinin geçişiyle artık daha da pekiştirilmiş ve genişletilmiştir.
Remarkably, almost as soon as these workers return with food, scouts begin to search for a new bivouac site.
Çok ilginçtir ki, bu işçiler yiyecekle daha yuvaya döner dönmez keşifçiler yeni bir yerleşim yeri aramaya başlıyor.
Luckily, if thats a good deed.. I'm glad, uncle found out the scouts mate!
Eğer bu hayırlı bir işse, tam da adamlarını buldun.
- Oh, the Girl Scouts are here.
- Oh! İzci kızlar da gelmiş!
These hills swarm with our scouts.
Bu tepeler, gözcü askerlerimizle dolup taşıyor.
And with a little Spartan help your Persian scouts supplied the mortar.
Ve biraz Spartalı yardımıyla Persli gözcü askerleriniz harca katkıda bulundu.
Well, I'll give you a hint. He waxes his forearms, and he lost his virginity in the Boy Scouts.
O bileği ile dirseği arasını mumlar, ve bekaretini izcilerin içinde kaybeder.
- Gather round, young scouts.
- Toplanın, genç gözcüler.
Foragers, scouts, drones, nurses, regurgitators all are different, but an essential part of the whole.
Toplayıcılar, gözcüler, erkek karıncalar, hemşireler, çiğneyiciler, hepsi birbirinden farklı, ama bütünün vazgeçilemez bir parçası.
New leotard might distract, you know, the judges and scouts from your lack of talent.
Yeni kıyafet ilgiyi başka yöne çeker, bilirsin, kurallar ve bağrışmalar senin kendi uydurmandır.
Now college scouts won't even get to see us play.
Üniversitenin gözlemcileri bizi izleme imkanı bile bulamayacaklar.
Enough ammo to hold off a troop of girl scouts.
Ancak bir kız izci grubunu püskürtmeye yeter bu cephane.
We ain't in the Boy Scouts.
İzci olmadığımızı ikimiz de biliyoruz.
Fuck, we're not boy scouts.
Hasiktir, izci miyiz neyiz, anlamadım ki?
- Girl Scouts.
- Kız izciydim.
Girls Scouts are pretty tough around here, huh?
Buralarda kız izciler oldukça sert, ha?
- Girl Scouts hate Brownies.
- İzci kızlar kakaolu keklerden nefret eder.
There's gonna be college scouts at our game next week, Troy.
Gelecek hafta üniversite takımlarından sizi izlemeye gelecekler.
What d'you think we are, the boy scouts?
Bizim izci olduğumuzu mu sanıyorsun?
What are we, the fucking Boy Scouts all of a sudden?
Neyiz biz, izci çocuklar mı olduk?
Coach says all the big college scouts gonna be at the game.
Koç, üniversiteler için büyük yetenek avcılarının tamamının... -... maça geleceğini söyledi.
You think if you don't impress those scouts, you're gonna end up working with your dad in spatula world.
Bence, yetenek avına çıkanları etkileyemezsen sonunun babanla Spatül Dünyası'nda çalışmak olduğunu düşünüyorsun.
Advance scouts report no rebel contact in the inland valley.
Öncüler vadi yatağında isyancılarla temas olup olmadığını bildirin.
Walter's at the Pinewood Community Center working with the boy scouts.
Walter Pinewood Sosyal Merkezi'nde, izcilerle çalışıyor.
Scouts furniture in the fucking catalogues morning and night.
Gece gündüz mobilya kataloglanna bakıyor.
Paramedics, cops, boy scouts.
Sağlık görevlileri, polisler, izciler.
There's gonna be scouts there.
Gözlemciler de orada olacak.