See a movie traducir turco
864 traducción paralela
If you're serious... come with me to see a movie.
Rüyada değilsem benimle film izle.
You want to see a movie?
Film izlemek ister misin?
Let's go to see a movie.
Sinemaya gidelim mi?
See a movie and go window shopping.
Sinemaya gitmek, tezgahları izlemek.
Went to sleep, but if you want to see a movie...
Eğer geceyarısı filmini seyredeceksen, ben yatağa gitmek üzereydim.
Actually, me and my wife went to see a movie.
Aslında karımla sinemaya gittik.
Two or three times a week, Max would haul up that enormous painting... that had been presented to her by some Nevada chamber of commerce... and we'd see a movie, right in her living room.
Haftada üç gün Max duvarda duran Nevada ticaret odasından hediye edilen tabloyu kaldırırdı. Oturma odasında film izlerdik.
I thought maybe you'd want to go see a movie or rent a movie or something.
BeIki benimIe sinemaya gitmek veya fiIm kiraIamak istersin sanmıstım.
- Would you like to see a movie?
- Film seyretmek ister misiniz?
I was figurin'on takin'in a movie tonight and I was wonderin'if you and your friend would care to see a movie tonight with me and my friend.
Bu akşam sinemaya gitmeyi planlıyordum, seninle arkadaşın da bu akşam ben ve arkadaşımla sinemaya gelmek ister misiniz diye merak etmiştim.
Maybe we'll go see a movie.
Belki sinemaya gideriz.
How would you like to go for a drive, see a movie?
Arabayla gezintiye çıkmak nasıl olur, bir film izlemek?
See a movie with me?
Sizi sinemaya götüreyim.
We meet, we see a movie, we eat, we have sex.
Buluşuruz, bir film izleriz, yemek yeriz, sevişiriz.
"We meet, we see a movie or something, we eat, we go to bed, maybe we have sex."
"Buluşuruz, bir film seyrederiz, yemek yeriz yatağa geçeriz, belki sevişiriz."
We see a movie, we eat, we have sex.
Bir film izleriz, yemek yeriz, sevişiriz.
We could go see a movie or two.
Gidip bir iki film izleyebiliriz.
See a movie? Is there anything worth seeing?
- İyi bir film var mı?
If you want to see a movie, you have to stand on line.
Bir film izlemek için bile kuyrukta beklemek zorundasınız.
If they won't let me in, we can go see a movie or something.
İçeri girmeme izin vermezlerse, sinemaya gidebiliriz. Tamam mı?
You really want to see a movie?
Sinemaya girmek istiyor musun?
You know, when you see a movie and you hear a door slam or a bird chirp or wind,
Bilirsin işte, bir film izlersin, mesela kapının çarptığını, kuşun öttüğünü ya da rüzgarı duyarsın.
- Let's go see a movie.
- Sinemaya gidelim.
Why don't you two get out of here... and go see a movie or something?
Neden ikiniz buradan çıkıp... sinemaya filan gitmiyorsunuz?
I came to see a movie and I'm gonna see a movie!
Ben buraya film izlemek için geldim ve filmi izleyeceğim.
Or you can try and forget the whole thing, go back to work, later go home, clean the apartment, and see a movie.
Veya her şeyi unutmayı deneyebilirsin, İşine dön, sonra eve git, daireni, temizle ve bir film izle.
You want to see a movie?
Sinemaya gitmenin de tam sırası zaten.
Want to go see a movie?
Filme gidelimmi?
- Let's go see a movie instead.
Git bir film izle.
See, brother Heidelberg, in a play or even in a movie a fellow never sees or hears anything.
Gördün mü Heidelberg'li kardeş, bir oyunda, hatta bir filmde... bir adam hiçbir şey görmez ve duymaz. Böyle işte.
"I like to see a good movie... " with Roy Rogers. "
Roy Rogers'ın içinde olduğu bir film izlemek isterdim.
- Did you see a good movie, Eric?
İyi bir film seyrettin miEric?
They never see a play or a movie.
Ne bir oyun, ne de bir film görürler.
Honey, if its all the same to you, theres a movie Id like to see.
Tatlım, hepsi sana göre öyle. İzlemek istediğim bir film var.
Ever see a gangster movie?
Zahmet edip bir polisiye film bile izlememişsiniz. İzleseydiniz öğrenirdiniz.
For as long as I can remember I wanted to go to Hollywood, see the movie stars.
Kendimi bildim bileli Hollywood'a gidip film yıldızlarını görmek istedim.
It's a movie, see.
Bu bir film.
As I look back on it, I see our life together as a wonderful old silent movie.
Bugün geriye dönüp baktığımda o günlerimizi harika bir eski sessiz film gibi hatırlarım.
You know, sometimes when I see a sad movie, I want to see the end again, just hoping it'll all come out better the second time.
Bazen acıklı bir filmin sonunu tekrar göresim gelir, ikinci seyredişimde daha iyi biter umuduyla.
You see a lot of movie stars on the Strip.
Sunset Bulvarı'nda bir çok film starına rastlarsın.
If... I guess if we'd both see such a scene in a movie, we'd break up.
Böyle... bir sahneyi bir filmde görseydik, ikimiz de kopardık.
Yeah, I can see where that would louse up the movie, but I can't see how one frame of a hamburger, going by so fast...
Evet, onun nerede filmi berbat edebileceğini görebiliyorum, fakat bir tek hamburger görüntüsünün o kadar hızlı geçerken... göremiyorum.
Yeah, but we got a movie, we gotta see.
Peki, ama bir filme gideceğiz.
Want to see me in a movie?
Rol aldığım filmi görmek ister misin?
Nowadays in every city you will find a standard movie theatre "Rocket", where you can see a standard film.
Günümüzde, her şehirde standart filmler izleyeceğiniz, "Rocket" adlı standart bir sinema bulabilirsiniz.
You see, to me a great movie is with WC Fields.
WC Fields'in oynadığı o filmi çok beğendim.
When you see something like that in a movie, you weep.
Böyle bir şeyi sinemada izlediğinde, gözlerinden yaş gelir.
I record those actual sounds, and then I put them in a movie, and then you see the movie.
Ben bu sesleri gidip kaydediyorum ve sonra filme yerleştiriyorum. Ve sonra sen de filmi izliyorsun.
I've always wanted to see what a movie star's villa is like
Her zaman bir sinema yıldızının evinin nasıl olduğunu merak etmişimdir.
I mean, I'd hate to see it show up as a Movie of the Week and not get paid for it.
Haftanın fılmi seçilip de, para alamamaktan nefret ederim.
You know, they show a brand-new movie in a theater just to see the reaction of the public.
Halkın tepkisini görmek için yepyeni filmleri sinema salonunda gösteriyorlar.