Selena traducir turco
428 traducción paralela
When your pa died, you, Selena and Joey had to have some kind of father.
Baban ölünce sana, Selena ve Joey'e bir baba gerekti.
Selena, don't you ask me to stay.
Benden kalmamı isteme, Selena.
Selena... I'm going to try harder than I ever tried anything.
Selena her şeyden daha fazla çaba göstereceğim.
How did Selena take it?
Selena nasıl karşıladı?
Vice-president, Selena Cross?
Başkan yardımcısı Selena Cross.
- What about it, Selena?
- Ne oldu, tatlım?
Selena will be out in a couple of minutes. - Thank you.
- Selena bir kaç dakikaya çıkar.
No, she and Selena have just gone over to Kathy Ellsworth's house.
Hayır, Selena'yla birlikte Kathy Ellsworth'un evine gittiler.
Selena, let's get married.
Selena, haydi evlenelim.
Selena, you know how long it takes to become a lawyer?
Avukat olmak ne kadar sürüyor biliyor musun?
- Good night, Selena.
İyi geceler, Selena.
Selena Cross.
Selena Cross.
Only Selena.
Sadece Selena.
The tests confirm you're pregnant...
Testler gebeliğini doğruluyor, Selena.
Selena, tell me who he is. Who is he?
Selena, söyle bana.
- l've got Selena in my office.
Selena muayenehanemde.
- Selena?
Selena mı?
- It's your child Selena's carrying.
- Karnındaki çocuk senin.
It was just Selena, Doc.
Sadece Selena'ydı, doktor.
It was just Selena.
Sadece Selena'ydı.
- Bye. Bye, Selena.
Hoşçakal, Selena.
Gee, Selena, I don't want to wait that long.
O kadar beklemek istemiyorum.
I don't know how Selena and me can keep on working and and take care of Joey.
Selena'yla hem çalışıp hem de Joey'e bakabilir miyiz, bilmiyorum.
I guess I'd better tell Selena.
Selena'ya söylesem iyi olacak.
- Good-bye, Selena.
- Hoşçakal, Selena.
Mother's always been alone.
Annem hep yalnızdı. Ah, Selena.
Nothing in this world is going to stop me from coming back.
Hiçbir şey dönmemi engelleyemez. Seni seviyorum, Selena.
- I love you, Selena. - I love you, Ted.
Seni seviyorum, Ted.
Selena wrote me often about Peyton Place.
Selena sıkça Peyton Place'ten söz ediyordu.
Oh, Selena, don't get upset.
Selena, üzülme.
What's wrong, Selena?
Sorun nedir, Selena?
Selena... you've got to call the State Police.
Selena, eyalet polisini aramalısın.
- Listen to me, Selena.
Dinle beni, Selena. Dinle.
Vacation? - Haven't you heard about Selena?
- Selena Cross'u duymadın mı?
- I'll have to, Selena.
- Söylemem gerek, Selena.
All right, Selena.
Pekala, Selena.
Selena, you don't seem to realized. You face a possible life sentence!
Müebbetle karşı karşıya olduğunun farkında değil gibisin.
The State is sending a prosecutor for one purpose : to convict Selena.
Devlet tek amaçla bir savcı gönderiyor : Selena'yı mahkum etmek.
Selena, have you told me the whole story?
Selena, bana her şeyi anlattın mı?
The recess in the trial of the State versus Selena Cross is over.
Selena Croos dava arası sona erdi.
Did you see Selena hit him the first blow?
Selena ilk darbeyi vururken gördün mü?
I wish to recall Selena Cross to the stand.
Selena Cross'u tekrar çağırmak istiyorum.
Miss MacKenzie, how long have you known Selena Cross?
Bayan MacKenzie, Selena Cross'u ne zamandır tanırsınız?
Ms. MacKenzie, you've testified that when you saw Lucas beating Selena... you thought that your presence prevented things from going further.
İfadenizde, Lucas'ı Selena'yı döverken gördüğünüzde sizin devamına engel olduğunu söylediniz.
How many times did Lucas hit Selena?
Lucas, Selena'ya kaç kez vurdu?
As hard a blow as Selena Cross stepfather gave her?
Selena Cross'un üvey babasının attığı kadar sert mi? - Hayır.
Did Selena ever complained that her stepfather had beaten her... at any time?
Selena üvey babasının onu dövdüğünü hiç söyledi mi?
- Selena's all right now, isn't she?
Selena daha iyi, değil mi?
Oh, Selena... I cried all the way to New York... and my eyes were the color of the oak leaves... that had started to fall back home.
New York'a kadar ağladım. Gözlerim, memleketimde düşmeye başlayan meşe yaprakları rengindeydi.
Selena.
Selena.
Evening, Selena.
- Merhaba, Selena.