Semi traducir turco
1,399 traducción paralela
Ack, I'm getting a semi-stiffy.
Yoksa yumuşamaya mı başlıyorum?
- KGB men summoned you?
- KGB semi emretti doğru mu?
- Semi-professional footballer. - Yeah?
- Yarı profesyonel futbolcu.
It means he's semi-pro.
Onun yarı profesyonel olduğu anlamına geliyor.
Recently he seems to have given up mathematics completely and retreated to live as a semi-recluse in this very modest housing estate with his mum.
Son yıllarda matematiği tamamen bırakmış ve annesiyle birlikte bu oldukça gösterişsiz evde yarı inzivaya çekilmiş gibi yaşamaya başladığı görülüyor.
Seven kids, comatose, each with a semi-rictus of the facial muscles.
Yedi çocuk komada, hepsinin yüzü yarı felç olmuş.
We moved into the semi.
Yarı müstakil eve taşınmıştık.
No, I think it was the semi.
Hayır, sanırım yarı müstakil evdi.
AH! That's when we moved into the semi.
İşte o zaman yarı müstakil eve taşınmıştık.
Mike used to own a semi-pro hockey team with some other guy.
Mike, yarı profesyonel bir hokey takımının ortağıydı.
It's all the tools needed to convert a semi into an auto and then cover your tracks.
Bir yarı otomatiği tam otomatiğe dönüştürüp izleri kaybetmek için gerekli olan tüm donanım.
Service issued AR-15 semi-automatic gas-operated shoulder-fired rifle.
Hizmet dışı AR-15. Yarı otomatik, gazla çalışan....... omuzdan ateşlenen tüfek. Şarjör kapasitesi, 5 ila 40 mermi.
The semi jack-knifed over there.
Kamyonun enkazı işte orada.
But only I'm going, because you're going to come down with something semi-serious that requires bed rest and fluids.
Ama sadece ben gideceğim, çünkü sen dinlenmeni gerektirecek ama fazla ciddi olmayan bir şeylerle karşımıza çıkacaksın.
- I'm actually semi-upset.
- Ona kızgınım şu anda.
Okay, so over here by this semi-polluted brook... you will find large, scary spiders... and a fascinating display of poison ivy.
Tamam, burada, az kirletilmiş derede büyük, ürkütücü örümcekler ve etkileyici bir zehirli sarmaşık göreceksiniz.
You're semi-famous now.
Sen Yarı ünlüsün artık.
Thanks to our semi-mummy, I was able to get a match for our victim.
Mumyalaştığı için kurbanın parmak izini alabildim.
No one else was jamming clips into semi-nines, asshole.
Çocuklara şarjör dolduran başka kimse yoktu.
They gotta replace her colon with a semi-colon.
Sütunu iki sütun yapacaklar.
And then it was beatings on a semi-regular basis.
Ve sonra, düzenli olarak dayağa dönüştü.
The autopsy said that she had a seizure at the wheel... and her car drifted over three lanes before she was hit by a semi.
Otopsi, arabadayken nöbet geçirdiğini söylemişti ve bir tır çarpmadan önce, 3 şerit sürüklenmiş.
It's not that I'm not into risky, semi-public sex, it's just that I am starting to resent your attitude.
Riskli ve halka açık yerlerde seks yapmaktan.. ... hoşlanmıyor değilim. Ama tavrına sinirlenmeye başladım.
One of the most heavily armed cities in the gun-loving world... Why should those ignorant motherfuckers care... about one goddamn semi-auto more or less?
Silah seven dünya içerisinde belki de en fazla silahlanan şehir neden bu artiz g.tverenler bu kadar. ilgileniyorlar ki, ha bir eksik ha bir fazla?
Shotgun, semi-auto.
Tüfek. Yarı otomatik.
Sawed-offs, semi-autos, MAC-11s.
Kesici aletler, yarı otomatikler, Mac-11'ler.
Semi-automatic hand-gun.
Yarı-otomatik tabanca.
It was my job inform about the St. Louisianas local semi-professional teams and leagues.
işimin gereği de olduğu için, gerçekten iyi oynarken görmüştüm
The first training match against the team the semi - Brooklyn was a disaster. The right foot did not know what the left foot was doing.
İlk çalışma oyununda, Brooklyn takımı ve birçok takım berbattı.Ama elbette yapılması gereken iyiyi seçmekti
He's a semi-half brother...
Yarı-yarım kardeşimdir...
This is my semi-half-brother Ix, I'm sorry, Ford.
Bu benim yarı-yarım kardeşim Ix, Afedersin, Ford.
I saw a trucker, a semi trucker.
yarım bir kamyon şoförü.
We've got some semi-decent accounts.
Yarı-temiz hesaplarımız var.
We don't do semi-decent accounts.
Yarı-temiz hesaplar yapmayız.
First rank, semi-pro, South-eastern League.
Birinci sïnïf, yarï profesyonel, Güneydogu liginde.
Mister Crewe, what do you think of semi-pro ball?
Bay Crewe, yarï profesyonel futbol hakkïnda ne düsünüyorsun?
Semi-pro's a joke.
Çocuk oyuncagï.
They're semi-pro, you said yourself.
Dedigin gibi benimkiler yarï profesyonel.
I don't even know if these clowns played high school football, and we're playing a semi-pro team.
Bu palyaçolarïn lisede futbol oynayïp oynamadïklarïnï bile bilmezken, yarï profesyonel bir takïmla maç yapïyoruz.
Three semis, ma'am.
Üç semi, bayan.
That Peggy is gonna be doing - some semi-nude posing today. - All very tasteful, of course.
Peggy bugün yarı çıplak bir şekim yapacak.
And, first he thinks it's a truck or a semi-trailer or something coz the light's really bright, like glowing orange and shit.
İlk başta kamyon veya TIR sanmış, ışıklar o kadar parlakmış ki. Öyle parlak turuncu ışıklar işte.
This is a 9-millimeter semi-automatic handgun.
Bu bir 9 milimetre yarı otomatik tabanca.
If I did have any kind of communication with my friends or my family, he was on the extension with a.45 or an M-16 semi-automatic machine gun pointed at me.
Arkadaşlarım veya ailemle bir şekilde irtibat kurmam durumunda, bir 45'lik ile karşıma dikiliyor veya M-16 yarı otomatik bir silah üzerime doğrultuluyordu.
And get a semi.
Üstünü de değiştir.
Using the semi-auto this time, are we?
Bu kez yarı otomatik kullanıyoruz, değil mi?
Those semi-nude girls!
Ben onu bunu bilmem.
Take a semi-private room here or go to another hospital? Another?
Yarı özel oda tut, ya da başka bir hastaneye git.
Okay, a semi-private room. Now listen Ambar, I'm really-really sory about everything.
Yarı özel oda güzel.
- That's the semi-oniric activity.
- Semi - onirik bir olay.
Biggis damn near raised me... kept me out of trouble, showed me how to hustle... put money in my pocket... and the occasional semi-automatic weapon... in my hitting'hand.
Beni Biggis yetiştirdi. Beladan uzak tuttu. Nasıl mal satılacağını öğretti.