English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sensual

Sensual traducir turco

432 traducción paralela
Ah, you're the sensual type!
Ah, şehvetli bir tipsin!
"You wake foul dreams... of sensual life."
hislerimin yasak düşlerini uyandırıyorsun. "
He would examine with minute care the hideous lines that scarred the wrinkling forehead or crawled around the heavy, sensual mouth, wondering which were more horrible - the signs of sin or the signs of age.
Kırışık alnındaki çirkin izleri ve yayvan ağzındaki ifadeyi dikkatle inceliyordu. hangisinin daha korkunç olduğunu düşünüyodurdu. günahın izleri mi, yaşlılığın izleri mi.
See how life hoods itself like a cruel and sensual arc, from birth to death.
Hayat ; acımasız ama duygusal bir yol doğumumuzdan ölümümüze kadar yol aldığımız...
That life is a cruel and sensual arc that hoods itself from birth to death.
Hayat ; acımasız ama duygusal bir yol, doğumumuzdan ölümümüze yol aldığımız...
AMOUR MAGAZINE SENSUAL THRILLS
AMOUR DERGİSİ AŞK SKANDALI
He was captivated by the way she walked her childlike sensual face her slightly gaudy elegance and her divine waist
Kadının yürüyüş tarzı ilgisini çekmişti çocuksu, duygusal yüzü, az biraz gösterişli zarafeti ve muhteşem beli.
Everything sensual, everything physical.
Şehvetli her şey, fiziksel her şey.
With Cheri-Bibi you're about to discover all the savage sensual delights of the Amazon.
Cheri bibi ile keşfetmek üzeresiniz. Amazonun tüm vahşi zevklerini.
I know we are all men and we are aware of certain things... her pose is so obviously erotic, sensual...
- Şimdi tut! Tavrı açıkça erotik, teşvik edici! Bir skandal!
I am very sensual.
Çok şehvetliyimdir.
This woman is a sensual one.
Bu kadın çok şehvetli bir kadın.
But to me, she didn't look at all like he described her. Not a bit worldly or sensual.
Fakat bana göre kadın hiç de onun tanımladığı gibi dünya zevklerine düşkün ya da şehvetli değildi.
Her lips sensual and ripe seeming to silently cry for protection and his embraces proving his affection.
Dudakları şehvetli ve olgun sessizce bağırıyor sanki, korunmaya muhtaç adamın kollarıysa kızın o sıcacık sevgisine aç.
It's so sensual and evocative. Mm-hmm.
Pek çok şeyi çağrıştırıyor.
Towards a sensual reconquest of life.
Hayatı yeniden fethetmek için.
women... Anything that can refresh my master's sensual pleasures.
Kitaplar, eşyalar, kadın... sahibimin tensel zevklerini tazaleyebilen herhangi birşey.
You're 18, and it's a sensual spring evening.
18 yaşındasın ve şehvetli bir bahar akşamındasın.
Once the tension's gone sleep can be a very sensual experience.
Gerginlik bir kez geçince uyku fazlasıyla tatmin edici olabiliyor.
So beautiful, sensual, so gentle.
Güzel, şehvetli ve nazik.
- Blind gentleman... - sensual, wishes to wed... - interested in matrimony...
21 yaşında ahlaklı, sevimli, iyilik sever yüksek tahsilli bir kız,... mühendis, doktor, eczacı, dişçi, Katolik biriyle evlenecek.
Because you haven't got any real body... any dark, sensual body of life!
Peki neden? Çünkü senin gerçek bir bedenin yok. Karanlık, duygusal, yaşam dolu bir beden.
How can you... not think me sensual?
Ne cüretle benim duygusuz biri olduğumu söylersin?
Initiation games... full of esoteric understanding... and fearful, sensual secrets.
Ergenlik oyunları,.. ... belirli bir grubun anlayabileceği türde korkutucu ve duygusal sırları olan.
The whole point of a lover... is to reach a complete understanding of sensual knowledge.
Sevgili için en önemli şey, duygusal bilgiye tamamıyla ulaşmış olması.
Women like that are extraordinarily sensual.
Onun gibi kadınlar aşırı derecede duygusaldır.
Her thick lips were so sensual.
İnce dudakları çok hoştu.
They make me feel wildly sensual.
Bana şehvet veriyorlar.
A very sensual melody, you'll see.
Çok şehvetli bir melodi, göreceksin.
Yes. She's also sensual.
Evet, aynı zamanda şehvetli.
Here the traveler experiences the sensual, relaxed morality that existed at the peak of the Imperial Roman Empire.
Gezginimiz burada Roma İmparatorluğunda tavana vuran zevk-i sefayı ve geniş ahlakı tecrübe edecek.
It's a cult of sensual pleasures?
- Duyuların zevk ayini? - Hiç de değil.
I mean the sinful, disgusting pleasures of the flesh... and unusual sensual... excitation.
Bedenin utanç verici, iğrenç zevklerinden olağan dışı şehvetten ve uyarılmadan bahsediyorum.
He believes that this meeting of similar poles sensual contact with another male is so unbearable and horrible that the normal man would often, even prefer, death,
Benzer uçların bu karşılaşmasının başka bir erkekle hissi temasa geçmenin son derece dayanılmaz ve korkunç olduğuna ve normal bir erkeğin ölümü bile tercih edebileceğine inanıyor.
The newspaper Aftenposten attacks The Life Frieze as being "a number of sensual fantasies," the hallucinations of a sick mind, "
Aftenposten gazetesi eleştirisi Efriz Hayat'ın çok fazla erotizm içeriyor, bir ruh hastasının sanrılarını bulunduruyor.
Vey sensual handwriting.
Çok hisli bir el yazısı.
Intellectual, spiritual and sensual.
Entellektüel, duygusal ve şehvetli.
But I tell you, I feel as though my life would be wasted if I didn't love deeply with a man whose mind I respected, whose spirituality equaled mine and who had the same, oh, lustful appetite for sensual passion that drives me insane.
- Ama inan, eğer zekâsına saygı duyduğum, ruhu benim ruhumun eşi olan ve beni deli edecek şehvetli bir tutku için duyduğum açIığın aynısını duyan bir erkeğe aşık olmazsam, hayatım boşa geçmiş olacak.
- So soft, so sensual.
- Çok yumuşak, çok şehvetli.
So sensual.
Çok şehvetli.
You're as sensual as a pencil
Bir kalem kadar duyarlısın
And sensual daydreams
Ve şehvetli hayalleri bedenin
Amelia was a very warm woman, affectionate and sensual.
Amelia çok sıcak, sevgi dolu ve çekici... bir kadındı.
The lethal agony your victims experience, is my sensual climax.
Zavallı kurbanlarında yaşadığın ölümcül ızdırapların benim orgazmım oldu!
Put yourself in his shoes : he goes to bed with a woman who's very loose, very sensual.
Kendini onun yerine koy : çok gevşek bir kadınla yatağa gidiyor çok şehvetli bir kadınla.
What a beautiful and sensual view!
Ne mahrem ve şehvetli bir manzara!
You look at her and feel a delightful sensual charge in your pelvis.
Birden bire bu güzelliği gördüğün zaman ona bakıyorsun ve kasıklarının tarafında çok farklı bir şey hissediyorsun.
Vegetables are sensual.
Sebzeler şehvetlidir.
Right. "Sensual." That's what I meant.
Doğru.'Şehvetli'. Ben de onu kastetmiştim.
It was very sensual.
Çok tenseldi.
Hm... very sensual!
Enfes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]