Serene traducir turco
343 traducción paralela
It was so peaceful, so serene, so romantic.
Öyle sakin, huzurlu, romantikti ki.
Never in my life have I seen such sincerity... such purity, such lightheartedness... and, above all, such serene valor.
Herşeyden önce söylemeliyim ki... böylesine saf böylesine samimi... bir şey görmedim.
Nobody could lay a glove on him... till Fitzsimmons knocked him out.
Fitzsimmons yere serene kadar kimse onu yenemedi.
Restful, tranquil and serene.
Huzur verici sakin ve berrak.
Sweetly serene in the soft, glowing light
Parlak ışıklar altında sükunetle
Perhaps you... here amid this peace, this atmosphere of serene meditation, consider me guilty.
Belki de siz bu huzurlu ortamda bu dingin meditasyon atmosferinde beni suçlu olarak görüyorsunuz.
See, here we like to... establish calm and serene relationships.
Görüyorsunuz ya... biz burada huzurlu ve dingin ilişkiler kurmaktan hoşlanıyoruz.
Safe and serene, The Nautilus cruised beneath the tempest.
Nautilus ise, fırtınanın altında, güvenle yoluna devam etti.
Mohei, as well... his expression is so serene.
Mohei de öyle, sanki yüzünden ışık saçılıyor...
# A town will blossom here with all serene
Tüm yüceliğiyle bir kasaba yükselecek burada
# A town has blossomed here with all serene
Tüm yüceliğiyle bir kasaba yükselecek burada
Serene, quiet, yet strangely evil... as if it were hiding its secret from man.
Durgun, sessiz ama yine de tuhaf bir şekilde şeytani eğer insandan saklanan bir sır olmasaydı.
How serene you are.
Ne denli sakinsin.
By the way, Grand Ducal Highness, not Serene.
Bu arada "Grandük Hazretleri" de, Haşmetmeab değil.
Perhaps another visit from Your Serene Highness?
Tekrar bekliyoruz Haşmetmeab.
He's not Serene!
Haşmetmeab değil.
He has not been serene since he was regent.
Naip olduğundan beri Haşmetmeab değil.
At that time, by his own request Serene Highness was continued until he became regent.
Naip olana dek isteği üzerine Haşmetmeab deniyordu.
- Your Serene Majesty.
- Haşmetmeabları.
All around me, Abe and the rest were screaming like Apaches firing into the canyon till there wasn't anybody left to shoot.
Abe ve diğerleri etrafımda Apache'ler gibi çığlık atarak, kanyonda hepsini yere serene kadar ateş ettiler.
He's calm and serene, behaving like the soldier he is,
Sessiz ve sakin, bir asker gibi davranıyor.
His Serene Highness, Prince Rupert zu Wigenstorf.
Yüce Ekselans Prens Rupert zu Wigenstorf.
I reduce your punishment by 300 years, Don Juan, and give you a serene sleep without the knowledge of Heaven.
Cezanı 300 yıl indiriyorum, Don Juan, ayrıca, cennet bilgisine haiz olmayan sakin bir uyku da veriyorum.
everybody admires you, river wide a serene dawn and I, so lonely.
herkes sana hayran, geniş nehir sakin bir şafak ve çok yalnızım
We humans like to think of the heavens as stable serene, unchanging.
Biz insanlar, gökyüzünün dengeli, sakin ve değişmez olduğunu düşünürüz.
From a distance, our sister planet seems serene and peaceful its clouds motionless.
Belli bir uzaklıktan, kardeş gezegenimiz, huzurlu, sakin bulutları kımıldamıyormuş gibi görünür.
As handsome and serene as an archangel.
Başmelek kadar yakışıklı ve sakin.
Very... normal. Calm and... serene.
Çok... normal, sakin... durgun.
If you want to win, you must be calmer... and more serene.
Ama kazanmak istiyorsan, daha sakin olmalısın.
Then I take it you feel you have escaped from the corruption and conformity of the modern world and that your life is serene, because, like Thoreau, you live in direct communion with nature.
Anladığım kadarıyla, modern dünyanın... çürümüş ve bir örnek olan karakterinden kaçtığınızı hissediyorsunuz... ve huzurlu bir hayatınız var... çünkü, Thoreau gibi, doğayla iç içe yaşıyorsunuz.
Serene and far removed... from the false glitter... the raucous music and the neon lights of this modern world.
... sahte gösterişten, bu modern dünyanın kulak tırmalayan müziklerinden ve neon ışıklarından uzak.
Oh, it's a Serene Voice!
Oh, bu bir Serene Voice!
But His serene Highness had to marry a princess from Bernburg, and it seemed as if his musical inclination was becoming rather cool, all the more as the new Princess seemed to be an "amusa".
Ama onun o Yüce Ekselansı Bernburg'lu bir prensesle evlendikten sonra görünüşe göre Prens'in müziğe olan ilgisi gittikçe azalmıştı, dahası yeni prenses bir a-musa'ydı.
"the Old Ones walk serene and primal... " undimensioned and unseen...
Eskiler sessizce, en ilkel şekilde, boyutsuz ve görülmeden yürüyecekler.
It was not unusual to walk into our home and find my father sitting in his office... utterly serene, happily speaking to the air in this strange, foreign tongue.
Eve geldiğimde babamı çalışma odasında oturmuş yüzünde bir gülümsemeyle bu garip lisanı konuşurken bulmaya başladım.
I feel freer, more serene.
Daha serbest, daha huzurlu hissediyorum.
Let's be totally serene on the subject of police.
Polis konusunda tamamen sakin olalım.
The day was quiet and serene but I didn't notice for I was deep in thought and not even thinking about how to slip off.
Gün sessiz ve dingindi, ama ben fark etmiyordum çünkü derin düşüncelere dalmıştım ve kaçmayı bile düşünmüyordum.
There are too many faggots in Venice, so the Most Serene Republic of Venice has decided to employ this cure... tits.
Venedik'te çok fazla ibne var! Bu nedenle Yüce Venedik Cumhuriyeti çareyi bunda buldu :
Were quite serene, your hand was warm.
Soğuk olurdu mavi göz kapakların. Ellerinse sıcak.
And you, my dear, are as beautiful and serene as ever.
Sen de, hayatım, her zamankinden daha güzel ve huzur dolusun.
As a matter of fact, you're rather serene in the sack.
Ama gerçek şu ki, yatakta çok durgunsun.
A picture of a serene mother holding a beautiful happy baby.
Mutlu bir annenin güzel bebeğiyle olan resmine.
- So serene.
Çok sakin.
Of course, she seems so serene, doesn't she?
Karısı çok sakin, öyle değil mi?
[Serene instrumental music]
Pınar Batum
Diction perfect, deportment steady, temper serene.
Diksiyonum mükemmel, duruşum düzgün, ruh halim sakin.
You'll respect the warmth of your blood, your serene presence, your clear perception, your gentle feelings.
Damarlarında akan kanın sıcaklığına güveneceksin. Huzur verici sakinliğin, berrak zihnin, hassas duyguların baskı altındayken bile, melankoliye teslim olmayacağız.
Oh, they look so serene.
Öyle sakin görünüyorlar ki...
His reaction was less than serene.
Çok sinirlendi.
Ask His Serene Highness to call back in half an hour.
Eğer sizin için sakıncası yoksa Ekselans, yarım saat içinde geri arayabiliriz.