Servants traducir turco
2,463 traducción paralela
We, more than anyone else, as His true servants...
Biz, diğer insanlardan farklı olarak,... onun gerçek hizmetkârlarıyız.
You civil servants.
Lanet hizmetçiler.
God gave his servants what will soon be showing.
Tanrı kullarını adlım yakında ne olacağını gösteriyor.
My sister's servants were then my fellows now they are my men
Kardeşimin uşakları o zamanlar benim ayarımdı şimdi ise hepsi benim adamlarım.
like they're only hunting cos it's the servants'day off.
yani hizmetçinin izin günü olduğu için avlanıyorlar.
2 will become 4 and 4 will become 8, 8 will become 16, They are my servants.
2, 4 olacak ve 4, 8 olacak. 8 de 16. Onlar, hizmetçilerim.
And we are your servants, Awesome Gulliver.
Ayrıca size hizmet etmek bizim görevimiz Muhteşem Güliver.
Dad said, policemen are civil servants.
Babam der ki polisler devlet memurudur
Your humble servants also agrees with the two minister's opinion
Hizmetkar kulunuz diğer iki Bakan ile tamamen aynı fikirde.
All the people in the whole world is one family the ministers and officers are just the servants of our kings
Tüm dünyadaki insanlar tek bir ailedir. Yöneticiler ve memurlar Kralımızın birer hizmetkarıdır.
"Women and servants are hard to educate"
"Kadınları ve uşakları eğitmek zordur."
The servants.
Hizmetçiler.
Like servants, maids, cooks, driver.
Çalışanlar, hizmetçiler, aşçılar, şoförler.
But if servants are spoiled, then one day, they forget their duty to serve.
Ama hizmetçiler şımarırsa gün gelir görev sorumluluklarını unuturlar.
Servants like Mamiya make light of their master and revolt.
Mamiya gibi hizmetçiler efendilerini küçümseyip isyan eder.
Punishing one's servants, who are certified as property by the Shogun...
Birinin hizmetkarlarını cezalandırması Shogun tarafından onaylanmıştır.
Bribe the gatekeepers and servants.
Muhafızlara ve hizmetkarlarına rüşvet ver.
Even so, a time comes when servants rise up against their Lords.
Buna rağmen, bir zaman gelir ki hizmetkarlar lordlarına isyan eder.
They could not find their heads. The servants pack my things, we go when night falls. Your Highness.
Kendi burunlarını ucunu bulamıyorlar Eşyalarımı hazırlasınlar
Our servants are not like that.
Bizim hizmetcilerimiz öyle degildir.
It's always just me and the servants.
Evde sadece ben ve uşaklar var.
One of the servants.
Hizmetlilerden biriyim.
That includes me, the servants and even you.
Bu beni, hizmetlileri ve hatta sizi de kapsıyor.
Joana, the servants!
Joana, hizmetliler!
When chaos reigns, dear Lady, Satan often forgets about God's humble servants, and we may carry on with our holy work without interference.
- Kaos başta oldukça Leydim Şeytan, Tanrı'nın sadık kullarını unutur ve biz de işimize kaldığımız yerden, sorunsuz bir şekilde devam edebiliriz.
Sure, you don't care, you're civil servants.
Tabii, sizler resmi uşaklarsınız.
He remembers that his father, when times were very poor, served crumbs to the servants, or whatever remained from their meals.
Derken babasını hatırlamış, orada bile kıtlık varken, işçilerin sofralarında ekmek bulunurmuş.
He calls his servants and says : Get the most gorgeous robes and wrap my son into them!
Hemen hizmetlilerini çağırmış ve demiş ki
We can continue to be civil servants!
Memur olarak hayatlarımıza devam edebiliriz!
If God wants to revenge from one of his servants he uses another person to punish.
Allah, intikam almak istediği kulunu bir başka kulu vasıtasıyla cezalandırır.
I should have liked to have called my servants, flogged this man to death, and throw him on the rubbish heap.
Hizmetlilerimi çağırır, onu ölene kadar kırbaçlatır ve çöpe attırırdım.
The good general was one of my most faithful servants.
Bu iyi General en sadık hizmetkârlarımdan biriydi.
Well, we'll need servants to fan us.
Bizi serinletecek uşaklara da ihtiyacımız var.
I heard the servants talking.
Hizmetçilerin konuşmalarını duydum.
So you're suggesting that the suspects are a group of civil servants and businessmen?
Yani sana göre, şüpheliler bir grup işadamı ve kamu görevlisi, öyle mi?
We're here as your security, Mr. Campos, not your servants.
Korumanız olarak buradayız, Bay Campos, uşağınız olarak değil.
You're like an evil Disney character who feeds her servants porridge and pays them in buttons.
Hizmetçilerini lapa yemeklerle besleyip, zar zor 3-5 kuruş maaş veren Disney karakterleri gibisin.
They are servants of the British government.
Onlar İngiliz hükümeti görevlileri.
As Spain mourns the loss of one of her most loyal and faithful servants, I wish to address the nation.
En sadık ve bağlı hizmetkârlarından birinin kaybına yas tutan İspanya ulusuna seslenmek istiyorum.
- People with servants, idiot.
- Hizmetçisi olan insanlar, gerzek şey.
If you don't believe me, ask the servants.
İnanmıyorsanız uşaklara sorun.
He hides his servants well.
Hizmetkârlarını çok iyi saklar.
The Mark is only bestowed upon the Keeper's most loyal servants.
O işaret ancak Gardiyan'ın en sadık hizmetkârlarına bahşedilir.
No one has slain more of the Keeper's servants than Richard.
Gardiyan'ın hizmetkârlarını Richard'dan fazla öldüren yoktur.
Richard killed the Keeper's pet, but the Keeper has many fearsome servants.
Richard Gardiyan'ın hayvanını öldürdü ama Gardiyan'ın pek çok korkunç hizmetkârı vardır.
The Sisters are my most devoted servants.
Rahibeler benim en sadık hizmetkârlarımdır.
Now that I have returned, all the servants of the Keeper will be destroyed.
Artık döndüğüme göre Gardiyan'ın bütün hizmetkârları yok edilecek.
Servants these days are hopeless, My liege,
Hizmetkârlar bu aralar çok fenalar.
When my servants drop things Or grumble or whine It's never too long Before they're back in line.
Benim hizmetkârlarım bir şeyleri düşürüp, dırdır edip, mızmızlandıklarında uzun sürmez gelmeleri hizaya.
I'm not one of your servants.
Uşağın yok karşında
" The fire of God is fallen from heaven, and hath burned up the sheep, and the servants, and consumed them ;
Koyunları ve hizmetkârlarını yaktı, yok etti onları.