English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sexism

Sexism traducir turco

98 traducción paralela
Do you write to a fixed pattern? Or do your publishers tell you this kind of sexism sales copies?
Sabit bir ilkeyle mi yazıyorsun, yoksa yayımcılarının satışları bu tip cinsiyet ayırımı yaptığın için satışları patlatıyor mu?
We can discuss sexism in survival situations when I get back.
Acil durumlarda kadın erkek ayrımcılığını dönünce konuşuruz.
sexism. cronyism.
Cinsiyet ayrımcılığı, dost ayrımcılığı...
Down with sexism!
Cinsiyet ayrımına son!
It's the most archaic display of ageism, racism and sexism known to man.
Toplumdaki ırkçılığın ve cinsiyet ayrımcılığının bir yansıması.
I levied an accusation of sexism at you and you took it three times around the dance floor.
Sana karşı bir seksizm suçlamasında bulundum - - Sen ise lafı ağzında geveleyip durdun.
- Sexism. - What?
- Cinsiyet ayrımı.
Fight sexism, support feminism!
Cinsiyet ayrımına karşı koyun! Feminizmi savunun!
Fight fe... sexism.
Cinsiyet ayrımına karşı savaş.
Although Chief Bates has categorically ruled out... the possibility of racism or sexism in the Los Angeles Police Department... outsiders have felt that the predominately white male police force... has in general ignored minority communities and women's issues.
Şef Bates Los Angeles pollslnde ırkçılık ya da clnslyet ayrımcılığı... olma lhtlmallnl düşünmese de, yabancılar... polls teşkllatındakl beyaz erkek çoğunluğun... azınlıklar ve kadın sorunlarını görmezden geldlğlnl hlssedlyor.
And this was blatant sexism.
Ve bu apaçık bir cinsiyetçilikti.
She had a high position in the Panther Party, which was unheard of, because there was sexism, even in the Panthers.
Annem Panter Partisi'nde üst düzey yetkiliydi. Bu nadir bir şeydi, çünkü Panterlerde bile cinsiyet ayrımcılığı vardı.
She starts in, saying, "Even here, you can feel the sexism."
"Burada bile, cinsel ayrımcılığı hissedebilirsin" diye söze başladı.
There is no sexism, no racism or speciesism in the term earthling.
Earthling teriminde, seksizm, ırkçılık veya tür ayrımcılığı yoktur.
By analogy with racism and sexism, the term "speciesism" is a prejudice or attitude of bias in favor of the interests of members of one's own species and against those of members of other species.
Irkçılık ve seksizm gibi, tür ayrımcılığı da bir grubun üyelerinin menfaatini korumaya karşın diğer grupların menfaatini kısıtlayacak davranışlar veya önyargılardır.
Racism, sexism, pollution, the collapse of the environment and thus lend these social issues some of the weight that fantasy fiction could offer.
Böylelikle de, bu sosyal meselelere fantezi kurgunun sunabileceği ölçüde bir ağırlığı kısmen verebilirdim.
The logic of multicultural struggle, of anti-racist struggle, of struggle against sexism, is again the logic of recognizing differences.
Çokkültürlü mücadelenin,... ırkçılığa, cinsiyetçiliğe karşı mücadelenin mantığı yine farkları tanımanın mantığıdır.
Sexism.
Cinsiyet ayrımcılığı.
And before any of you have me up on sexism charges, do not forget this is my daughter.
Yanlış anlamadan bunun benim kızım olduğunu hatırlayın.
It's not a sexism thing, the only thing I have against women is that men aren't more like them.
Bu seksi bir şey değil, kadınlara karşı sahip olduğum tek şey... erkekler çok fazla benim gibi değiller.
and it's the same bullshit sexism I put up with when I was in charge.
İşin başındayken bu tarz bir cinsiyet ayrımcılığıyla ben de karşılaşmıştım.
Oh, come on. She took that football team to court for institutional sexism, won massive damages, and now she's Head CEO at BHDR Industries.
Şu futbol takımını toplu seks nedeniyle mahkemeye verip kazanan kadın var ya artık BHDR Industries'in CEO'su olmuş.
I'll put you in your place with my blatant sexism
# Yaygaracı seksizimimle seni olduğun yere göndereceğim
It's full of sexism.
Ben bayağı seksiyim.
And I mean, if you're gonna talk about sexism and homophobia and reproductive rights, and all the other stuff I heard you talking about last week on "The Look", then, I mean, you've gotta accept this, you've gotta
Seks ayrımcılığı ve homofobiyi konuşacaksan ve haklarını ve senin geçen hafta "The Look"'ta dediklerini diyorum ki bizi kabul etmek zorundasın.
And this is why we see bigotry, racism, sexism, and every other form of discrimination possible that leads to crime, violence, wars, and eventually the global destruction of the organism.
Bağnazlık, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı ve bunun gibi kişiyi suça iten ayrımcılıklar, bu yüzden varlar şiddet, savaşlar ve nihayet, organizmanın global yıkımı..
Reverse sexism, dude.
Cinsiyet ayrımcılığı ahbap.
I've got a lot of time invested here, but if she leaves, we're into this whole sexism thing of whose job is more important.
Ben bu ekipte daha çok zaman geçirdim. Ama eğer o giderse, kimin işinin daha önemli olduğuna dair cinsiyet ayrımı meselesine bulaşacağız.
Just out-and-out sexism in the work place.
İş yerinde her zaman olan cinsiyet ayrımcılığı.
That's the first time sexism made me hungry, but she is something.
İlk defa cinsel ayrımcılık karnımı acıktırdı, ama gerçekten güzel.
"According to a disgruntled source," "sexism is to blame for the security lapse " at 39 Division.
Hoşnutsuz bir kaynağa göre 39.Bölge'deki güvenlik açığının sorumlusu cinsiyet ayrımcılığı.
Look, racism, sexism, anti-semitism?
Bakın, ırkçılık, cinsiyet ayrımı, bir de Yahudi düşmanlığı.
The sexism angle will come better from you.
Cinsiyet ayrımı senden gelirse daha iyi olur.
I mean, isn't that just like reverse sexism?
Yani bu da ters taraflı cinsel ayrımcılık olmuyor mu?
For every Irish woman who is sick and tired of the fish-stenched mouth of sexism.
İrlandalı kadınların her biri balık kokulu cinsel ayrımcılık ağızlarından bıkıp usandı.
No sexism on the boys'night.
Erkekler gecesinde sekscilik yok.
- It's, like, sexism or something.
- Cinsiyet ayrımcılığı var bu işte
Sexism. Right-wing fanaticism. Misogyny.
Cinsiyet ayrımı, fanatik sağ... kadın düşmanlığı, ırkçılık.
In your profile you go into great detail about the sexism Durant faced early on in her career.
Hazırladığın yazıda ayrıntılı bir şekilde ZOE BARNES RÖPORTAJI Durant'ın kariyerinin başında yaşadığı cinsiyet ayrımcılığını ele aldın.
Are you accusing me of sexism?
Beni cinsiyet ayrımcılığıyla mı suçluyorsun?
Sexism, racism, the class struggle?
Cinsiyetçilik, ırkçılık, sınıf mücadelesi?
I've never seen such overt sexism.
Hiç böyle cinsiyet ayrımcılığı görmemiştim.
The way she addresses issues of identity marginality, sexism, and racism is is awe-inspiring.
Ele aldığı konular kimlik, marjinallik, cinsiyetçilik, ırkçlık ilham verici.
The... the way she addresses issues of identity, marginality, sexism, and racism is... is awe-inspiring.
Ele aldığı konular kimlik, marjinallik, cinsiyetçilik, ırkçlık ilham verici.
Hey, you know that's sexism right there, blud.
İşte buna cinsel ayrımcılık denir!
Point out his sexism.
Cinsiyet ayrımcılığını vurgulamamı.
He's worried he's not doing well, but he can't go negative on Kresteva's sexism without hurting himself with women.
Durumunun iyi olmadığından endişe ediyor,... ancak kadınlarla birlikte olup kendisine zarar vermeden Kresteva'nın negatif cinsiyet ayrımcılığıyla devam edemez.
And look, to get to Hallie's piece about the epidemic of sexism, you have to scroll past two stories on side boobs,
Hem bak, Hallie'nin cinsel ayrımcılık hastalığı haberine ulaşmak için memelerle ilgili yan haberlerin ikisine tıklaman gerekiyor...
- That's sexism.
- Ona cinsiyet ayrımı deniyor.
( STUTTERS ] Sexism.
Seksizm.
- Sexism.
- Cinsel ayrımcılık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]