Shard traducir turco
315 traducción paralela
ere the bat hath flown his cloister'd flight, ere to black Hecate's summons the shard-borne beetle with his drowsy hums hath rung night's yawning peal, there shall be done a deed of dreadful note.
Yarasa fır dönmeye başlamadan dehlizinde, gübre böceği, Kara Hekate'nin emrine uyup, sağır sesiyle, uyku serpmeden karanlığa, yaman bir iş görülecek dünyada.
But without a shard of evidence, your husband framed me... just because my father, my grandfather were bandits
Ama hiçbir delil olmadığı halde kocan beni suçlu gösterdi. Sadece büyükbabam ve babam haydut olduğu için.
Molded from the cold shard and fired with a soul warmed in thy presence comes forth man, to struggle and move unbowed through this harsh world alone, to be tested by life... to be confused by passion... to be tempted and brought down by evil... to seek for the light that the soul knows
Ne ölümün soğuk kucağı ne de yeryüzünde yanan ruhların ateşli elleri bu adamı hayata döndüremez. Zorluklarla dolu dünyada verdiğimiz savaşların sonunda yalnızız. Hayatta verdiğimiz sınavı tutkularımızla kaybederiz.
Ere the bat hath flown his cloistered flight ere to black Hecate's summons the shard-borne beetle with his drowsy hums hath rung night's yawning peal there shall be done a deed of dreadful note.
Yarasa karanlıklar içinde uçmadan kara böcek, Hecate'nin çağrısıyla uyku veren kanat sesiyle uyku çanlarını çalmadan korkunç bir iş yapılmış olacak.
He took a shard and scraped himself.
Eline bir çömlek parçası alıp bacağını kazıdı.
For a single piece was lost a shard of the Crystal.
Çünkü bir parça kayboldu. Kristal'den kopan bir parça.
The Skeksis will vow to destroy you for the prophecy says you must find the Shard the Crystal Shard.
Skeksisler seni yok etmeye ant içecekler. Çünkü kehanete göre sen Parça'yı bulmalısın. Kristal Parçası'nı.
The Crystal Shard?
Kristal Parçası mı?
To save our world, Gelfling you must find the Shard before the three suns meet.
Dünyamızı kurtarmak için, Gelfling Parça'yı bulmalısın üç güneş buluşmadan önce.
Aughra holds the Shard.
Parça, Aughra'da.
Dear, dear master I'll find the Shard.
Çok sevgili ustacığım Kristal Parçası'nı bulacağım.
A Shard.
Bir Parça.
A Crystal Shard.
Bir Kristal Parçası.
A Crystal Shard?
Bir Kristal Parçası?
Better have your Shard before that, Gelfling.
Kristal Parça'nı ondan önce alsan iyi olur, Gelfling.
Aughra, what do I do with the Shard?
Aughra, Parça ile ne yapacağım?
Do you want a Shard?
Kristal Parça'sı mı istiyorsun?
Now I've got the Shard but what do I do with it?
Parça'yı aldım ama onunla ne yapacağım?
What's so special about this Shard?
Bunu bu kadar önemli yapan ne?
He told me that I must find the Shard and that everything must be done before the three suns join in one.
Parça'yı bulmamı ve her şeyin üç güneş kavuşmadan önce yapılması gerektiğini söyledi.
Jen, what's the Shard for?
Jen, Parça ne için?
I found the Shard.
Parça'yı buldum.
I wish I'd never heard of this Shard.
Keşke bu Parça'yı hiç duymasaydım.
Here's the Shard.
Kristal Parçası burada.
- That looks just like the Shard.
Bu tıpkı Kristal Parçası'na benziyor.
The Shard.
Kristal Parçası.
The Shard!
Kristal Parçası.
The Shard is mine.
Parça benim.
She has the Shard.
Parça'yı o aldı.
Give us the Shard and you can go free.
Parça'yı bize verirsen seni bırakırız.
A big shard of glass or something like that.
Büyük bir parça cam ya da bunun gibi bir şey.
And this jagged shard of calcium pushes its way through the ureter into the bladder.
Ve bu kırık çentinmiş kalsiyum parçası idrar yolundan sidik torbasına doğru itiliyor.
SHARD : We're fading away!
Storm, artık Jean'i hissedemiyorum.
When will you learn it cannot be done?
Kimsin sen? Adım Shard.
Pick up the shard.
Bir kirik al.
I said pick up the shard.
Bir kirik al dedim.
Great, and while we're on the subject... That ceramic shard he sent you - You've already got one?
- Güzel, hazır konu açılmışken gönderilen seramik çömleğin bir benzeri sende zaten vardı değil mi?
Well, take my shard,
Çömleğimi alabilirsin.
Blackmail you for the shard,
Çömlek parçası için şantaj yapacaktık.
And i want your shard, abelard,
Sendeki çömlek parçasını istiyorum Abelard.
You can't give your shard to zeus.
Çömlek parçasını Zeus'a veremezsin.
I'll give them the shard and get peder back safely.
Çömlek parçasını vereceğim. Böylece Peder güvende olacak.
He'll take your shard, He'll kill you, peder, and me.
Çömlek parçasını alınca seni, Peder'i ve beni öldürecek.
And they had a pretty good idea - Blackmail you, get the last shard.
Sana şantaj yapıp elindeki çömlek parçasını almak onların fikriydi.
All right. Abelard's shard, Your shard,
Pekala, Abelard'ın parçası senin parçan ve Konstantine'in parçası.
I know how you got your shard, dylan.
Sendeki parçayı nasıl aldığını biliyorum Dylan.
We sliced the shard into layers of 100 microns to measure the level of oxidation.
Paslanma seviyesini ölçmek için böcek kanadı zarfını 100 mikron katmana ayırdı.
And I bet under all that makeup, you're just a shard off the old pot.
Bahse varım bütün bu yaptıklarından, eski bir çömlekteki kumlar sorumludur.
Glass shard was from a Mercedes Benz, S Series.
Cam kırığının kaynağı S serisi bir Mercedes. Bu binyılda üretilmiş.
Not a shard of evidence is going to be left here
Onlar, ateşi bu değirmeni koyacak
Is that a shard of glass, Alexx?
Şuradaki şey cam kırığı mı Alexx?