She's a cop traducir turco
289 traducción paralela
A couple of mobsters might have killed that cop... and threatened her for not playing ball... or maybe she's trying to keep in good with the law, I don't know.
Bir gurup çete üyesi o polisi öldürmüş ve oyuna katılmaması için tehdit edilmiş olabilir ya da belki de yasalarla iyi geçinmeğe çalışıyor, ne bileyim.
She has four children, her husband is a miserable garbage collector, he earns just about enough to buy their food.
Dört çocuğu var. Kocası zavallı bir çöp toplayıcısı. Ve ancak karınlarını doyurabilecek kadar kazanıyor.
She's with a cop named Brown.
Brown adında bir polisle birlikte.
If she's really guilty, she's not gonna put that paper in a garbage can, is she?
Gerçekten suçlu olsa, o kâğıdı çöp kutusuna koyar mıydı?
I got a feeling she's a cop.
Bana sanki o da polismiş gibi geliyor.
She's as thin as a stick.
Çöp gibi zayıf.
She's not a woman, she's a cop.
O bir kadın değil, o bir polis.
She's a pal of the cop's too.
Polislerin de dostuymuş.
You hear the one about the cop whose wife left him a note saying she'd fallen in love with anyone else?
Karısının kendisine bir not bırakıp,... başka birini sevdiğini söyleyen bir polis duymuş muydun?
She's a good cop and a good friend.
İyi bir polis ve iyi bir dosttur.
I'm a genuine countess with a Iot of dough... and if that's your wife, she's a tub of guts.
Ben çok paralı, hakiki bir kontesim. Senin karın ise bir çöp kutusu.
She looked so damn adorable in that cop's uniform, putting on a tough act.
O polis üniformasıyla, sert hareketleriyle çok çekiciydi.
She's friendly with a cop that knows Mac.
Mac'i tanıyan bir polisle dost.
She's a rapper and a cop
Hem rap'çi hem polis
She's a cop too.
O da bir polis.
How am i supposed to really judge her? She's out there on the streets being a cop.
Gerçek anlamda onu nasıl yargılayabilirim ki?
She's pretty smart and a good cop.
Çok akıllı ve iyi bir polis.
She tossed a brick at a cop to join her girlfriend
Sevgilisine kavuşmak için bir aynasızın kafasında tuğla kırmış.
She's a cop.
O bir polis!
I know she's a cop.
O'nun polis olduğunu biliyorum.
well known among her colleagues as fearless, opinionated and brash. In recent months she'd earned the nickname Maniac Kate, a nod to another cop with a knack for overkill.
Arkadaşları arasında korkusuz, dik kafalı ve atılgan olarak bilinen Kate son aylarda adam öldürme sayısı arttığı için bir de "Manyak Kate" lakabını almıştı.
Is she crazy? He's a cop!
Delirdi mi?
If she made me as a cop, I'd be tonight's meat loaf.
Polis olduğumu anlarsa bu gece ölmüş olurdum.
She's with a cop. And he's good.
Kız bir polisle beraber ve adam çok iyi.
She's a good cop.
O iyi bir polis.
He's a cop. She was helping him to work a case.
Kız adama bir davada yardım ediyordu.
She's been meeting with a cop.
Bir polisle görüşüyor.
She's up for it... because she's seen him as a featured killer... on several cop shows... and she's been very impressed by his work.
Buna hiç itiraz etmedi. Çünkü onu bazı polisiye filmlerde katil rolünde izlemiş... ve gördüklerinden epeyce etkilenmiş.
She's a cop.
O bir polis.
She's a cop?
Polis mi?
She's married to a cop, but he's not a cop anymore.
Evet, bir polisle evli. Gerçi artık polis değil.
She's dead because I'm a cop.
Polis olduğum için öldürüldü.
She's dead because I'm a cop and I...
Ölmesinin tek nedeni benim polis olmamdı ve...
If she told me to lick a cop's asshole, I'd probably do it.
Eğer bir polisin g * t deliğini yalamamı söylese, Muhtemelen yaparım..
- She's a cop.
- Polismiş.
Carmel received blunt trauma to the head. She was asphyxiated with a bag and left in a sexualised position.
Carmel başından sert bir darbe almış çöp torbasıyla boğulmuş ve bir seks pozisyonunda bırakılmıştı.
I bet she's proud of you, too. Being a cop and all.
O da polis olduğun için seninle gurur duyuyordur.
She could strip-search me, but she's still a fucking cop.
Beni soyup arayabilir. Ama yine de kahrolası bir polis.
- She's a cop.
- Polis!
She met youngsters who had had a brush with the law for damaging the trash bins of a supermarket because the contents had been doused in bleach.
Süpermarketin çöp bidonlarına zarar vermekten kanunun pençesine düşmüş gençlerle tanışmış. Çünkü bidonların içi çamaşır suyuyla ıslatılmış.
She tell you she's a cop?
Polis olduğunu söyledi mi?
She's seeing a cop now?
Şimdi de bir polisle mi görüşüyor?
She's a cop, too?
İşte senin ki. Bilgisayar.
She tried to call me. She was in a panic, like she was in trouble, and I tried to get her, but we were stopped by a cop...
Beni aramaya çalıştı, panik halindeydi, başı beladaymış gibi, ben de oraya gitmeye çalıştım, sonra bizi polis durdurdu...
She's a good cop.
İyi bir polis.
Client offers me an extra $ 500 cash... to spend the night, how do I know she's a cop?
Müşteri tüm gece için fazladan 500 $ önermişti. Polis olup olmadığını nereden bilecektim?
Isn't she something? She's better than a garbage disposal.
Çöp öğüücüsünden daha iyi çalışıyor, öyle değil mi?
Bullshit. She's a cop.
Lanet olsun.
And as she's dragging that one out, she sees a cop, so she yells, "Help me!"
Onu da dışarı çekerken, bir polis görmüş. İmdat! diye bağırmış.
I woke up with a tiki dancer in my bed six days ago... then I found out she was my fiancée's cousin... then I got mugged by her psycho cop ex-boyfriend. That's right--cop.
Yatakta bir dansçıyla uyandım, anladım ki nişanlımın kuzeniymiş eski polis olan, manyak bir eski sevgiliden dayak yedim.
Now she's a cop.
Şimdi polis oldu.
she's a teacher 19
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's a student 17
she's a bitch 68
she's a nurse 43
she's awesome 57
she's a good person 54
she's an actress 46
she's angry 20
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's a student 17
she's a bitch 68
she's a nurse 43
she's awesome 57
she's a good person 54
she's an actress 46
she's angry 20