English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She's not mine

She's not mine traducir turco

128 traducción paralela
She's not mine.
Sadece benimle değil.
She's a friend of mine but Madame de Guemene is not a pleasant person.
Arkadaşlarımdan biri... Ancak Madame Guemene hoş biri değil.
She's not mine either, if that's what you're driving at.
Benim ki de değil!
And, for I should not deal in her soft laws... she did corrupt frail nature with some bribe... to shrimp mine arm up like a withered shrub... to heap an envious mountain on my back... to shape my legs of an unequal size... to disproportion me in every part... like to a chaos or an unlicked bear whelp... that carries no impression like the dam!
İnsanlıktan nasibimi almayayım diye, tabiat anayı rüşvetle ayarttı, kolumu kurumuş bir fidan gibi çarpıtması, sırtıma dalga geçilecek iğrenç bir kambur yüklemesi, bir bacağımı uzun, diğerini kısa yaratması, bedenimi bir karmaşa, anasını hiç andırmayan, biçimsiz bir et yığını hâline sokması için!
- She's not in mine, either!
- O da benle yapmadı!
She's looking out for her son's interests, not mine.
Oğlunun çıkarlarını gözetiyor, benimkini değil.
She's not mine.
Sahibi değilim ya.
Not this one, she's mine
Bu olmaz, o benim.
And if she was your eldest son's wife, her son is Lord Fauntleroy. And mine is not.
Ortanca oğlunuzun eşi, oğlu Lort Fountleroy benimki değil
She's not yours, but mine.
O senin değil, benim.
- She's not mine.
- Bu bana ait değil.
She's not up to anything, she's a friend of mine
Dolap çevirdiğ falan yok, o sadece benim bir arkadaşım.
She's not mine to give.
- Benim değil ki vereyim.
She's my mom's friend. Not mine.
Annemin arkadaşı, benim değil.
She's not mine, is she?
O benim kızım değil, öyle değil mi?
She's never gonna get out of Traffic, so I'm fulfilling her dreams, not mine.
Hep Trafik'te kalacak. Yanı onun hayalini gerçekleştiriyorum. Kendiminkini değil.
Her name is Glory, and she's your god, you little scab, not mine.
Onun adı Glory. O senin tanrın, kabuklu surat. Benim değil.
She's not mine-a no more-a.
Artık benim değil.
And she's not mine.
... ne de benim sorunum değil.
She may not be real... but she's all mine.
O gerçek olamaz... fakat tamamen bana ait.
- She's not mine!
- O benim annem değil!
She was Al Johnson's girl. Not mine.
Önce Al Johnson'un kadınıydı.
No she's not, she's mine.
Hayır o benim.
- She's not mine to keep or yours.
- Kendime saklamıyorum, yada sana.
Technically, she's not really mine.
Teknik olarak benim köpeğim değil.
What a beautiful woman, and what pain I feel that she's not mine,
Bu kadının güzelliği benim için bir acı. Çünkü ona asla sahip olamam.
Well, she's not exactly mine... it's a little complicated.
Aslında benim değil... Mesele biraz karışık...
- She's not mine.
- Benim değil.
She's not really a big fan of mine. Or mine.
- Beni pek sevmiyor.
HEY, IF SHE'S STILL MAD ABOUT SOMETHING, IT'S HER JOB TO BRING IT UP THE NEXT DAY, NOT MINE.
Hala bir şeye kızgınsa, ertesi gün konuşmak onun işi, benim değil!
i hope that someday my wife will learn to live on her allowance, which is ample, but if she does not, that is her problem, not mine, just as the rug is your problem, just as every bum's lot in life
Umarım bir gün karım da hiç de az sayılmayacak harçlığıyla geçinmeyi öğrenir. Ama eğer öğrenmezse, bu onun sorunu, benim değil. Tıpkı halının senin sorunun olması gibi.
She's not mine.
Benim değil.
they're martha's words, not mine. i just hope she shows up in time to hear me say them.
Bunlar Martha'nın sözleri, benim değil. Umarım bu gece gelir de beni bu sözleri söylerken dinler.
She's not mine.
Benim kızım değil.
She's YOUR daughter, not mine.
Senin kızın, benim değil.
She's into sports, but not so much so that her legs are, like, more muscular than mine.
Spor yapmalı ama onun bacakları benimkilerden daha kaslı duracak kadar fazla değil.
You know, I'm sorry about what happened to you, but that's your fault, not mine,'cause she shouldn't have come near me.
Sana olanlar için üzgünüm ama bu senin hatandı benim değil Onu buraya getirmemeliydin
She's very self-actualized - - her words, not mine.
Kendini gerçekleştirmiş. Onun sözleri, benim değil.
She's not mine, Tyrus.
O benim değil, Tyrus.
She's yours, not mine.
Kate senindir, benim değil.
I mean, not the'holding Alicia'thing. She's your girlfriend, not mine.
Kastettiğim,'Alici'yı kucaklamak'gibi bir şey değil, o senin kız arkadaşın, benim değil.
- She's not mine, so it's no problem.
- Çocuk benim değil, bir sorun yaratmaz.
She knows what ´ s mine. She ´ s not like that.
O da her şeyin bana ait olduğunu biliyor.
She's not even mine.
Benim bile değil.
if she's not mine, then whose is she?
Benden değilse, kimden?
She's not a spider, the dad yours and the mum mine.
O bir örümcek değil ki, erkeği senin dişi olanı da benim olsun.
She's not my girlfriend, she's a cousin of mine.
O, benim sevgilim değil. Benim kuzenim.
She's your punishment, not mine.
O senin cezan, benim değil.
Dude, she's not mine anymore.
Koçum, o artık benimle değil.
If she's not getting a kidney, I am not giving mine to some stranger.
Bugün böbreğine kavuşamayacaksa ben de benimkini bir yabancıya vermeyeceğim.
Not really, she's mine.
Pek sayılmaz. O benim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]