She didn't traducir turco
27,384 traducción paralela
I didn't know she was capable of being angry.
Kızabildiğini bilmiyordum. Gelenler var.
You didn't know she told me.
Bana söylediğini bilmiyor muydun?
Laurel talked to you, didn't she?
Laurel seninle konuştu değil mi?
Oh, because she didn't want to?
Çünkü istemedi mi?
No, there was this guy she met online, but that didn't pan out.
Hayır, internette görüştüğü biri vardı ama yürümedi.
She clearly didn't want to talk about it.
Konuşmak istemediği çok belliydi.
I also spoke with the Mexican government- - I figured maybe there was something she was into over there that followed her over here, but they said they didn't know anything about that.
Meksika Hükumetiyle görüştüm. Orada bulaştığı bir iş onu buraya kadar takip etmiştir belki dedim ama bu konuda bir şey bilmiyorlar.
I'm sure Gabriel didn't tell Vanessa where he is, okay, but what if, what if she knows how to get in touch with him?
Gabriel, Vanessa'ya yerini katiyen söylemez ama ya kadın onunla nasıl bağlantı kurulacağını biliyorsa?
No. She didn't have any food allergies.
Hayır, hiçbir yiyeceğe alerjisi yoktu.
Maybe those were the times she didn't see eye-to-eye with the DA?
Belki de onlar Bölge Savcısı ile aynı fikirde olmadığı davalardır.
She didn't think anyone on the team should take it.
Takımdaki hiç kimsenin yapmaması gerektiğini düşünürdü.
- She said Meyerism was the part of me that mattered and that she didn't want to take that away.
- Söylediğine göre Meyerizm benim önemli olan parçammış ve onu benden alıp götürmek istemezmiş.
She didn't invite any of us.
Hiçbirimizi davet etmedi.
She's wondering why the police and her husband didn't find her.
Kocasının ve polisin, onu neden hala bulmadığını merak ediyordur.
I just didn't like the way she said that.
- Söyleyiş tarzı hoşuma gitmedi.
She didn't mean it, huh?
Öyle demek istemedi, değil mi?
Maybe she didn't ask because you advocated she call off her engagement.
Belki sormamıştır. Çünkü sen nişanını atmasını savundun.
But she didn't.
Ama o değildi.
She didn't abandon him.
Onu terketmedi.
She didn't want to adopt us.
Bizi evlat edinmek istememiş.
You didn't see what she looked like before she fed on the flesh of 87 victims.
87 kurbanı yemeden önceki halini görmedin.
She didn't deserve to die.
O ölmeyi hak etmemişti.
She didn't like that country-club asshole.
O şerefsiz kulüp çocuğunu beğenmedi.
I didn't even realize she was outside.
Emma'nın dışarıda olduğunun farkında bile değildim.
Why didn't you remove the bag for her if she lost consciousness?
Bilincini kaybetmiş ise neden poşeti siz çıkarmadınız?
Well, I-I'm sure she didn't mean it that way, Arizona.
Öyle demek istemediğine eminim Arizona.
But she didn't.
Fakat yapmadı.
While she didn't serve, she's always been willing to pitch in, to help.
Orduda hizmet etmediği için yardım edecek bir yol bulmak istemişti.
You know when the kids were babies, he used to call me all the time when Sofia would cry or she got soap in her eye and he didn't know what to do.
Eskiden çocuklarımız bebekken Sofia ne zaman ağlasa ya da gözüne sabun kaçsa ne yapacağını bilmediği için beni arardı.
She woke up really early and then she didn't have breakfast, so...
Çok erken uyandı. Kahvaltı yapmak istemedi.
She didn't know it was me.
Ben olduğumu bilmiyordu.
She didn't know.
Beni tanımadı.
She didn't fill a job at a corporation that trades on the NASDAQ.
NASDAQ ile olan ticaretlerde kurumda bir görev almamıştı.
She didn't made this.
Bunu o yapmadı.
She didn't tie your legs back up.
Bacaklarını tekrar bağlamamış.
She didn't even get on the damn plane.
Uçağa bile gelmedi.
Is she home? Is she home? Well, she... she went out... she went out late and I didn't hear her come in.
Dün gece geç saatte dışarı çıkmıştı ama geldiğini duymadım.
Well, she... she went out... she went out late and I didn't hear her come in.
Cam.
She didn't do this.
Bunu o yapmadı.
She didn't want a CAT scan, so she jumped out of a window.
Tomografi istemedi yani camdan atladı.
She didn't say where she went.
Nereye gittiğini söylemedi.
And she didn't tell me.
Ve bana anlatmadı.
She didn't... no.
- Etmedi, hayır.
Now, if she were awake, why didn't she brake?
Uyumuyormuş yani kesinlikle. Yani uyumuyorsa neden frene basmadı?
Ivy didn't know what she was stealing.
Ivy çaldığı şeyin ne olduğunu bilmiyordu.
If she left, she didn't take anything with her.
Eğer gitmişse, yanına hiçbir şey almadan gitmiş.
Explains why she didn't find our dead guy.
Neden bizim ölü elemanı bulamadığı belli.
When she didn't come into the office, I just... assumed she was out of town on a case.
Ofise gelmeyince bir davayı araştırdığı için şehir dışına çıktığını sandım.
She didn't deserve to be humiliated like that.
Böyle aşağılanmayı hak etmemişti.
- The Uber driver had back-to-back rides all night, and he didn't pick up Daria until 30 minutes before she died.
Şoför bütün gece arka arkaya müşteri almış ve Daria'yı ölmeden 30 dakika önce almış.
She wanted you lose weight, didn't she?
Senin kilo vermeni istedi, değil mi?
she didn't show up 18
she didn't want to 23
she didn't answer 25
she didn't do it 76
she didn't know 63
she didn't like it 21
she didn't come home last night 21
she didn't do anything 50
she didn't come 18
she didn't make it 59
she didn't want to 23
she didn't answer 25
she didn't do it 76
she didn't know 63
she didn't like it 21
she didn't come home last night 21
she didn't do anything 50
she didn't come 18
she didn't make it 59