English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She doesn't know anything

She doesn't know anything traducir turco

299 traducción paralela
She doesn't know anything about it.
Bu konuda hiçbir şey bilmiyor o.
She doesn't know anything about it either.
Onun ruhu bile duymadı.
She doesn't know anything.
O hiçbir şey bilmiyor.
She's so in love with me, she doesn't know anything.
Bana öyle aºik ki, hiçbir ºey bilmiyor.
She doesn't know anything about me.
O hakkımda hiç bir şey bilmiyor.
Why, you - She doesn't know anything about this.
O bu konuda hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything either.
Karım da tanımıyor.
She doesn't know anything about it.
Bu konuda bir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about it.
- Hayır. Onun konudan haberi yok.
She doesn't know anything about that. She doesn't know that I'm her Daddy -
Bu konuda hiçbir şey bilmiyor.
She says that she doesn't know anything.
Hiçbir şey bilmiyorum diyor.
She doesn't know anything.
O, hiçbir şey bilmiyor.
- She doesn't know anything.
- Hiçbir şey bilmiyor.
And if she doesn't, remember there isn't anything about her I don't know.
Beceremezse hakkında bildiğim hiçbir şey kalmayacak.
- She doesn't know anything.
- Hiç bir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about the "Arisation".
Arileştirme ile ilgili bir şey bilmiyor.
Why, she doesn't even know anything about the whole idiotic mess.
Bu karmaşadan haberi yok.
- Ah, she doesn't know anything.
- Hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about Grandma.
Büyükannem hakkında hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything.
Hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything.
Birşey bildiği yok.
She doesn't see or hear anything from me, doesn't even know where I am.
Benden hiçbir şekilde haber alamadı nerede olduğumu bile bilmiyor.
- She doesn't know anything, neither does Knight.
- Ne o ne de Knight, hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about this.
Olanlar hakkında hiç bir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about it. She's telling the truth.
O bu konuda bir şey bilmiyor, doğruyu söylüyor.
Doesn't she know anything about working with grown-ups?
Yetişkinlerle çalışmak hakkında bir şey bilmiyor mu?
Ah, no, she doesn't know anything yet.
Hayır, henüz hiç bir şeyden haberi yok.
She doesn't know anything...
Hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about men, you know.
Erkekleri hiç tanımıyor, bilirsin.
She doesn't seem to know much of anything.
Kadının bir şey bildiğini sanmıyorum.
She doesn't know anything that could hurt me or the Corps.
Bana veya birliğe zarar verecek hiçbir şey bilmiyor.
- She doesn't know anything.
- O birşey bilmiyor.
She can't tell them anything..... because she doesn't know anything.
Onlara hiçbir şey anlatamaz çünkü hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything.
O da olur. Beyim nasıl isterse.
But if they do get wed, she won't learn anything she doesn't know.
Ama eğer evlenirlerse, bilmediği yeni bir şeyi öğrenmiş olmayacak.
And she doesn't know anything about this?
Ve kız bu konuda hiçbir şey bilmiyor öyle mi?
Dr Jackson, see what you can find out... but don't tell her anything she doesn't know.
Dr Jackson, birşeyler öğrenmeye çalışın... ama bilmediği birşeyi de söylemeyin.
It's not her fault, she doesn't know anything.
Onun hatası değil, hiç bir şeyden haberi yok.
She doesn't know anything.
Son derece saf.
Nothing. But you know her, when she doesn't say anything.
Hiçbir şey. ama onu bilirsin boş konuşmaz.
Doesn't she know that I would do anything for her?
Onun için her şeyi yapacağımı bilmiyor mu?
She doesn't know anything about your investigation.
Senin soruşturman hakkında hiçbir şey bilmiyor.
She doesn't know anything about Eve being missing.
Eve'in kayboluşu ile ilgili hiçbir şey bilmiyor.
They're going to torture her, and she doesn't know anything.
Ona işkence yapacaklar ve hiçbir şey bilmiyor.
Look, Doc, I don't know anything about this woman, or why she doesn't appreciate you, and I may not be an expert on music, but I'm a pretty good Engineer.
Bak Doktor, bu kadın hakkında hiçbirşey bilmiyorum, yada seni neden takdir etmediğini, ve ben bir müzik uzmanı da değilim ama sevimli iyi bir mühendisim.
No, but I dove in, both feet first, like a fucking idiot. People have your fantasies, the little girl who doesn't know what she'll do and ends up doing just about anything.
Senin gençlik hayallerini gerçekleştirmene hiç birşey demedim.
That means she doesn't know anything.
Bu demektir ki birşeyden anlamıyor.
I'm not labelling Amy Randall anything she doesn't know.
Amy Randall'a zaten bilmediği bir şey söylemiyorum.
She doesn't know anything about marriage.
Evlilik konusunda hiçbir şey bildiği yok.
- Get rid of her. - She doesn't know anything about this.
- Bu konuda bir şey bilmiyor.
I'm starting a new job, and she doesn't know anything.
Yeni bir işe başlıyorum, ve hiçbir haberi yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]