She gave it to me traducir turco
307 traducción paralela
She thought I needed background, so she gave it to me with southern exposure... ... and a fine view of the Mediterranean.
Biraz deneyime ihtiyacım olduğunu düşündü ve beni Akdeniz'e götürdü.
she gave it to me yesterday...
Dün bana verdi.
But she gave it to me the night before when we had dinner.
Ama akşam yemeği yediğimiz gece vermişti.
She gave it to me, ma'am. At the opening night of a play that I wrote at Millfield College about eight years ago.
Yaklaşık sekiz yıl önce, Millfield Kolejinde yazdığım bir oyunun açılış gecesinde bunu bana o verdi hanımefendi.
And subsequently, she gave it to me.
Sonra, o da bana verdi.
Of course she tried to put me off, but after a week or so she gave it to me and I sent it along to be insured and... She'd had the bloody thing copied... hadn't she?
Ama yaklaşık bir hafta sonra bana verdi ve ben de... sigorta ettirmeye gönderdim ve... lanet olası şeyi kopyalamış öyle değil mi?
These are undeniably, er... cliffs. Here it is. She gave it to me.
İşte burada bana hediye etti.
She gave it to me.
O verdi bana bu ceketi.
Gail bought me this watch. She gave it to me.
Bu saati bana Gail vermişti.
She gave it to me willingly
O bana isteyerek verdi.
Besides she gave it to me.
İşe yarayacak hiçbir şey yok burada. Üstelik günlüğü bana verdi.
" She gave it to me one morning.
"Bir sabah bana vermişti."
I admired it, and she gave it to me.
Çok beğenmiştim o da bana verdi.
Yes. She gave it to me to hold.
- Evet, tutmam için vermişti.
This pen... she gave it to me.
Bu kalem... Bunu bana o vermişti.
I can't remember when she gave it to me.
Ne zaman vermişti bana bunu, hatırlamıyorum.
- She gave it to me.
- Bana kendisi verdi.
Isn't there a Babli in my class, she gave it to me.
sınıfımızdaki babliden aldım.
She gave it to me for a birthday present.
Bunu bana doğum günümde hediye etmişti.
She gave it to me on my wedding day.
Evlendiğim gün bana vermişti.
No, she gave it to me.
Hayır, kız verdi.
She said it didn't go with her stuff... so she gave it to me.
Eşyalarına uymadığını söyledi bu yüzden bana verdi
She gave it to me for this purpose.
Onu bana bu amaçla verdi.
- l gave it to my little sister, so she doesn't end up like me.
Sonu benim gibi olmasın diye hepsini küçük kardeşime verdim.
She stole it off our old clothesline and gave it to me.
Bizim eski çamaşır ipini çalıp, bana verdi!
- She gave me $ 50 to copy it for her.
- Şapka için bana 50 dolar verdi.
Some guy gave it to her, but she'd never take anything from me.
Bir adam vermiş. Ama benden hiçbir şey almadı.
Well, sir, it used to be that she gave me trouble. Argued with me and tried to withhold what was rightfully mine.
Bir sürü sıkıntı çıkarırdı tartışırdı ve para vermek istemezdi.
You gave it to me, she called me by my name...
Sen bana çantayı verdin, Sonra o beni ismimle çağırdı...
She gave it to me, boy.
Onu bana verdi, oğlum.
Miss Heyndrich gave it to me when she attended the Psychology class which I took for Police work.
Psikoloji dersine katılan Bayan Heyndrich polis çalışma şeklini anlattığım derste vermişti bunu bana.
She gave it to me.
O da verdi.
One day that my mother was cleaning the house, she took a metal box out of the wardrobe and gave it to me saying :
Bir gün, annem evi temizlerken gardolaptan metal bir kutu çıkardı ve bana verip dedi ki :
I paid her two dollars, and she gave me some uncooked turtle heart to bring me luck for the lottery, and I swallowed it whole!
Ona iki dolar verdim, o da bana piyangoda... şans getirsin diye birkaç çiğ kaplumbağa... kalbi verdi, ben de hepsini yuttum!
My mother gave it to me before she died
Annem bunu bana ölmeden önce vermişti
She would only return it to me if I gave her a kiss.
... ve eğer ona bir öpücük verirsem -... geri vereceğini söyledi.
But before they wheeled me in this nurse gave me this blindfold to put on and she told me never to take it off.
Ama içeri girmeden önce bir hemşire bana takmam için bir göz bağı verdi ve asla çıkarmamamı söyledi.
I showed it to Lee and she gave me some good pointers.
Lee'ye gösterdim ve o da bana bazı güzel tavsiyelerde bulundu.
She gave it to me!
Kendisi verdi!
- She just gave it to me.
Kaçmış?
My grandmother gave it to me when she was dying.
Onu büyükannem ölürken vermişti bana.
She said I wouldn't wanna see it. She was gonna give it to you. - She never gave me a tape.
Onu korumanı falan istiyordu... diski de sana verecekti.
So you... you used me to figure out who it was and then you killed her, but, you know, you were too late, because Korenna gave me the Iast of her memories before she died.
Ve siz... Kim olduğunu anlamada beni kullandınız ve sonra onu öldürdünüz,... fakat biliyordunuz ki artık çok geçti, çünkü Korenna ölmeden önce son hatıralarını bana vermişti.
She gave me a knitting lesson once... and by the end of it, I wanted to impale myself.
İlk olarak bana örnek bir ders verdi... Ve dersin sonunda, Kendimi aşmak istedim.
My grandmother gave it to her when she was 1 3. My grandmother gave it to her when she was 1 3. When I turned 1 3, my mom gave it to me.
Anneannem ona 13 yaşındayken vermiş ve ben 13 yaşına basınca, annem bana verdi.
Lola gave it to me before she died.
Bunu ölmeden önce bana Lola verdi.
Your mother gave it to me, she wanted me to have it as a souvenir.
Onu bana annen verdi. Hatıra olarak almamı istedi.
She actually took mine away from me, gave it to you.
Benimkini sana verdi.
Oh, boy. - She gave me this one shot one shot in my life to do this, and you have destroyed it!
- Bana bir çekim hakkı vermişti tüm yaşamımda bu bir çekim ve sen onu harap ettin.
She gave me a ride last night with her car, we went to the theater together, and since it was late, she stayed here for the night.
Beni arabasıyla sinemaya götürdü. Dönüşte de geç olduğu için bende kaldı.
She doesn't have to know you gave it to me because she left it on my machine.
Bana numarayı verdiğini bilmesine gerek yok, zaten bana mesaj bıraktı.