She took her own life traducir turco
74 traducción paralela
She took her own life.
Kendi canına kıymış.
Even Lollia, whom you could find nothing against, you degraded and humiliated till she took her own life!
Hatta, Lollia... onun aleyhine bir şey bulamadın intihar ettirene dek onu aşağılayıp, küçük düşürdün!
[Prime minister] she took her own life.
Kendi canına kıydı.
I know she was a telepath and that she took her own life.
Telepat olduğunu ve kendi canına kıydığını biliyorum.
But she took her own life.
Ama intihar kendi tercihiydi.
It wasn't until later that I found out that she took her own life.
İntihar etmiş olduğunu daha sonra anladım.
All right, then, I was gonna wait to tell you this but last night, Susie... She took her own life.
Tamam, ama, ben de size şunu anlatmayı bekliyordum dün gece, Susie intihar etti.
She took her own life.
O kendi hayatını sonlandırdı.
They say she killed herself, she took her own life.
İntihar ettiğini söylediler. Kendi canını kendi almıştı.
I'm writing a few things down here, and as to the cause of death, did you want us to list that she took her own life, or would you prefer we leave that unmentioned?
- Evet. Burada haberi ben yapıyorum ve sıra ölüm nedenini yazmaya geldi. İntihar ettiğini yazayım mı, yoksa siz aksini mi tercih edersiniz?
She took her own life.
Canına kıydı.
She took her own life.
Kendi hayatına kıydı.
She took her own life.
Kendi canına kıydı.
She had ovarian cancer, then it spread to her stomach and liver, and she took her own life.
Yumurtalık kanserine yakalandı. Midesini ve karaciğerini sarmıştı. İntihar etti.
If she took her own life...
Kendi elleriyle hayatına son verdiyse...
She couldn't handle it, and she took her own life.
Bunu kaldıramamış ve intihar etmiş.
She took her own life.
İntihar etti.
Sadly, Natalie's parents told me she was so disaught over yet another relationship ending, that she took her own life.
Ailesinin anlattığına göre bir ilişkisinin daha bitmesini kaldıramamış ve kendi hayatına kıymış.
She never forgave herself and apparently consumed by guilt and depression, she took her own life shortly thereafter.
Kendini asla affetmemiş ve suçluluk hissiyle kendini harap etmiş ve kısa süre sonra da hayatına kendi elleriyle son vermiş.
She took her own life.
Annesi öldü.
So you don't think she took her own life?
- İntihar ettiğine inanmıyor musun?
It appears that she, um... she took her own life.
Görünüşe göre, kendi... eee... -... kendi canına kıymış.
And ultimately she took her own life in a- myka, i spent some serious time in the bell jar.
Myka, ben de o dönemlerden geçtim.
And she took her own life?
Ve intihar etti.
She ended the relationship and she took her own life.
İlişkiyi bitirdi ve... Kendi canına kıydı.
You said that you were in love with her, that she broke up with you, that she took her own life by jumping off a high bridge.
Ona aşık olduğunu, onun senden ayrıldığını yüksek bir köprüden atlayarak intihar ettiğini söyledin.
And one week after the final email, in her guilt, she took her own life.
ve son e-mailinden bir hafta sonra, kendini suçlu gördüğünden intihar etti.
In the dark days when all seemed hopeless... in our country, when men refused to hear her resonant voice, she took her own life.
Ülkemizde herkesin umutsuz göründüğü karanlık günlerde,... adam, kadının çınlayan sesini duymak istemediğinde kadın kendi canına kıydı
- And months later she took her own life.
- Ve aylar sonra intihar etti.
Is it possible she took her own life?
Kendi canına kıyması muhtemel mi?
And when she did what she did, she was so ashamed, she took her own life.
Aklındakini yapınca da çok utandı ve kendi canını aldı.
As a result of which, she took her own life.
Bunun sonucunda da kendi canına kıydı.
He thinks she took her own life and he says you know this.
Onun intihar ettiğini ve senin bunu bildiğini düşünüyor.
She was devastated and she took her own life.
Harap olmuş bir haldeydi ve kendi canına kıydı.
So d-devastated was she..... she took her own life.
Kız öyle yıkılmıştı ki kendi canına kıydı.
Strong indications she took her own life.
Kendi canına kıymış olması kuvvetle muhtemel.
Where she took her own life.
Annemizin intihar ettiği yere.
She took her own life.
- Kendi canına kıydı.
The suicide took place at the same location where she took her own life earlier this year.
İntihar bu senenin başında kızın kendi canına kıydığı yerde gerçekleşti.
She took her own life.
İntihar etmiş.
She took her own life because of you.
Senin yüzünden kendi canına kıydı.
Are you sure she really took her own life, my dear?
Sahiden canına kıydığına emin misin, canım?
When she saved my life and took out Terek's brother, She did it knowing she would be drawing a death sentence tied around her own neck.
Terek'in kardeşinin üzerine atlayıp hayatımı kurtardığında, ölümün boğazına sarılmış olduğunu biliyordu ve bunu yaptı.
I think when Nicole's mother took her own life, Nicole decided then and there that she would never, ever trust anyone again.
Nicole`un annesi intihar ettiğinde sanırım orada ve o anda bir daha asla kimseye güvenmemeye karar verdi.
Her wedding veil took on a life of its own and rebelled, and she had to claw her way out.
Çok üzücüydü, düğünle ölmek gibiydi.
And I guess after a while, she believed them. Al, we're talking about a murderer here, somebody who took the life of her own child.
Al, biz bir katilden bahsediyoruz.
One of the victims took her own life when she realized the rapist got her pregnant.
Kurbanlarından biri, tecavüzcünün onu hamile bıraktığını fark edince kendi canına kıydı.
Like Lisa did after she took Todd's life, and before she took her own.
Aynı Lisa'nın yaptığı gibi, Todd'un hayatını aldıktan sonra, kendi hayatını almadan önce.
She's the one who took her own life, and that is a mortal sin.
O kendi yaşamına son veren biri ve bu büyük bir günahtır.
She was humiliated publicly, as a result of which, she tragically took her own life.
Halkın önünde küçük düşürüldü, sonucunda da, trajik biçimde intihar etti.
You'll have to accept she was very unhappy and took her own life.
Kabul etmen gerekir ki, o çok mutsuzdu ve kendi canına kıydı.