Shook traducir turco
1,459 traducción paralela
The old woman shook her rug
Yaşlı kadın silkti kilimini
"It's done thousands of operations, but it never shook."
Bu eller binlerce ameliyat yaptı ama asla titremedi!
- I'm all shook up.
- Ben sallantıdayım.
- "All shook up" are the words.
- "Ben sallantıdayım" şarkı sözleri.
I carried on lowering him, until I reached the knot, then shook the rope.
Düğüme gelene kadar onu indirmeye devam ettim. İp değiştirecektim, ama ip oldukça gergindi
These people barely got a pocket to turn out and I'm not gonna let'em get shook down by no carnies.
Bu insanların cepleri neredeyse bomboş Ve onların karnavalcılar tarafından soyulmasına izin vermeyeceğim.
Yossarian laughed with buoyant scorn and shook his head. 'l'm not running away from my responsibilities.
... Hayalperestlik.'Yossarian ona küçümser bir tavırla güldü ve kafasını salladı.
And at the rally, when we shook hands... you had a vision of me doing something bad... and now you want to make it right.
Kampanyada el sıkıştığımızda beni kötü bir şey yaparken gördün ve şimdi bunu düzeltmek istiyorsun.
I saw the look in your eyes the first time we shook hands.
İlk el sıkıştığımızda yüzündeki ifadeyi gördüm.
I mean, this really shook'em up, man!
... tutucu hayatına çok kaptırdılar. Bu haber onları çok sarstı.
I'm a little shook up.
Ben biraz sarsıldım da.
Fact is, we shook things up down there snatching all them cameras.
Aslında şu kameralarla ilgili biraz şok geçirdik diyebilirim.
- He's in the back. He's pretty shook up.
Şok olmuş durumda.
The whole jungle shook from that bombing.
Bütün orman bombalardan sallanmıştı.
last time I talked to Sam she was still pretty shook up.
Oraya gideceğim.
He was pretty shook up about that fire.
Yangın yüzünden oldukça sarsılmıştı.
- Your mother was a stripper, and your father was a bouncer in a club, where she shook her moneytree.
- Annen bir striptizciydi, ve baban da bir klüpte fedayiydi, annenin para ağacıda burdan geliyordu.
If day-old shit shook like an AK-47.
Eğer pislik AK-4 7 gibi titreseydi.
So anyway, the ex confessed after we shook him a little.
Onu biraz zorlayınca itiraf etti.
It really shook last night.
Gece gerçekten sarstı.
Little Sammy Sosa's a bit shook up, but she'll be okay.
Küçük Sammy Sosa sinirlendi ama düzelecek.
Folks... you know... a little while ago a person who has been with me for years... a person who I trust like no one else... reminded me of my principles. Shook some sense into me.
Millet biraz önce, yıllardır benimle beraber olan herkesten çok güvendiğim birisi bana prensiplerimi hatırlattı aklımı başıma topladı.
Then the earth shook and trembled...
Dünya sallandı ve ürperdi...
With elections in 3 months, it shook up the politicians.
3 ay içindeki seçimlerden dolayı, bu politikacıları da etkilemiş.
Fucking shook everyone up a bit.
Ortalık biraz sallanmıştır.
Mr. Krauzenberg, to shook hands on our agreement.
Bay Krauzenberg, anlaşdığımız için el sıkışalım.
The whole building shook.
Bütün bina sallandı.
After I gave him the brieftcase he shook the spot
Çantayı ona verdikten sonra ordan ayrıldı.
He just looked at a few pages and shook his head.
Patron şöyle bir baktı sayfalara ve kafasını salladı.
I shook hands... with a leper.
Bir cüzzamlının elini sıktım.
I shook his hand.
Hala elimde hisediyorum.
"I think we should have a chat," he said, as he shook me.
Beni sarsarak, "Sanırım konuşmamız gerek." dedi.
I shook it off, but then I met this guy with a towel over his head and something exploded.
Ondan kurtuldum, ama sonra başına havlu örtmüş bir adam gördüm. Bir şey patladı.
It shook the windows in my squad car.
Ekip arabamın pencerelerini salladı.
My body shook with tremors of lust
Bedenim şehvetli bir titreme ile sarsıldı ve merakla damladı.
- Yeah, she's a little shook up, but...
- Evet, biraz sarsıldı ama...
You're still too shook up.
Sen hala şoktasın.
I was straight up with you from the moment I shook your hand.
İlk karşılaştığımız andan beri sana karşı düzgün davrandım.
Papa Russ shook hands with Andrew Cuomo.
Papa Russ Andrew Cuomo'yla el sıkıştı.
The boy shook with anger! He broke a sweat and fell ill
Çocuk sinirden titredi, hasta gibi terlemeye başladı.
Then you know the president wanted to make sure you were settling in before he came and shook your hand and endorsed you as the leader of this base.
Bilirsiniz, Başkan buraya gelip bu üssün lideri olmanız konusunda desteğini vermeden önce sizin burada tam anlamıyla yerleştiğinizden emin olmak istedi.
Didn't you say that this building shook?
Binanın sallandığını söylemedin mi?
We shook that spot, son.
Orda olayı bitirdik, oğlum.
It's like someone took America by the East Coast and shook it and all the normal girls managed to hang on.
Sanki Amerika'nın Doğu Sahili'ni alıp sallamışlar ve bütün normal kızlar tutunmayı başarabilmiş gibidir.
"Then, as Kabumpo shook his head again"....
"Sonra, Kabumpo başını tekrar salladı"...
Oh. Then as Kabumpo shook his head again...
Sonra Kabumpo başını tekrar salladı...
I shook, but she's not spilling.
Ağzını aradım ama bir şey çıkmadı.
Shook things up last time she testified, huh?
Son defa ifade verdiğinde işleri epey karıştırmış, öyle mi?
I shook hands with one.
Dilini onun boğazına kadar sen sokmadın.
I bet that shook him up.
Sinir olmuştur.
You know, the laughing just shook it on up for you.
Gülerken sallanmıştır.