Side note traducir turco
77 traducción paralela
Interesting side note :
İlginç bir not :
A side note.
Bu arada.
As reported by the coroner, Delmer died of a heart attack... somewhere between the lake and the tree... but most curious side note... is the suicide the next day of Craig Hansen... volunteer firefighter, estranged father of four... and a poor tendency to drink.
Savcı'nın belirttiğine göre... göl ve ağaç arasında bir yerlerde, kalp krizinden ölmüştü. Ama olayın tuhafı, ertesi gün... Craig Hansen intihar etmişti.
No, but I thought it was an interesting side note.
Hayır, fakat ilginç bir detay olduğunu düşündüm..
An interesting side note :
İlginç bir nokta daha var.
Interesting side note :
Enteresan taraf şu ki :
First, an interesting side note.
Ama önce ilginç bir not :
A side note :
Dip not :
Nice side note, they might think,
İşin iyi yanı.. "Michael'a daha iyi davranmalıyım."
But on a small side note,
Ama ufak bir dip not,
- As a side note.
Bir dip nottu.
All right, just a quick side note here :
Pekala, hemen hızlıca not düşelim.
Just a quick little side note, I don't think that some of the girls in this house have even seen their own bodies naked, so they probably don't really want to see your perfectly engineered boobs.
Sana küçük bir dipnot, bu evdeki bazı kızların kendi vücutlarını bile çıplak gördüklerini sanmıyorum o yüzden muhtemelen senin estetik harikası göğüslerini görmek istemezler.
Quick side note.
Hemen araya giriyorum.
Side note, it's fajita night downstairs in the cafeteria, so you might want to grab yourself a little bite down there after Mom dies.
Ek bilgi, kafeteryada bu akşam fajita var, annen öldükten sonra bu fırsatı kaçırma derim.
Interesting side note, it's still the only case of hypothermia in Woodland Hills.
Ek bilgi olarak Woodlan Hills bölgesindeki tek hipotermiya vakasıdır.
As a side note, I would like to ask for a moment of silence for the recent mass killings in Darfur.
Darfur'da son dönemde yaşanan kitle katliamları için bir dakikalık saygı duruşu istirham ediyorum.
By the way, you guys, can I just say, as a side note,
Bu arada arkadaşlar, bir şey ekleyebilir miyim?
Just on a side note, I had an idea today.
Bir dipnotu okurken, aklıma bir fikir geldi bugün.
Hey, Cunningham, on a side note, how's the fam?
Hey, Cunningham, aile nasıl?
And on a side note, they are one of the few mammals whose scrotum is in front of the penis.
Ayrıca dip not olarak da, tavşanlar testis torbası penisinin önünde olan birkaç memeliden biridir.
Side note : We're very good friends with a couple named Lewis and Clark.
Bu arada isimleri Lewis ve Clark olan çok yakın arkadaşlarımız var.
Side note, that guy would have killed me.
Kenar notu : o adam beni öldürecekti.
And as a side note, private parts are private
# Ek olarak, kimsenin mahrem yerlerini elleme. #
And on a side note, I may have crushed an ostrich getting here.
Bir de ayrıca bir deve kuşunun belini kırmış olabilirim.
And side note... I'd appreciate it if you'd close your kimono.
Ve dipnot olarak... bornozunun önünü kapatırsan sevinirim.
You know, on a side note, I'm not feeling too bad today.
Biliyor musun, diğer yandan, bugün pek kötü hissetmiyorum.
Side note : you no longer have a working microwave.
Ek not, artık çalışan bir mikrodalgan yok.
Side note... true love is not found on TV.
İlave olarak, gerçek aşkı TV'de bulamazsınız.
Ooh, side note.
Ek bilgi.
On a side note, Saunders guided me to a very kind broker who happily deposited our money in Baylor Zimm.
Ufak bir not düşmek gerekirse Saunders beni paramızı Baylor Zimm'e yatırma konusunda yardımlarını esirgemeyen, nazik bir aracıya yönlendirdi.
Side note - - don't order the spinach.
Dipnot - - ıspanak siparişi vermeyin.
Side note - - I'm now the proud owner of a racehorse called backstretch Louie.
Şu anda Backstretch Louie adındaki bir yarış atının gururlu sahibiyim.
Oh, and as a side note, he arrested Wo Fat.
Küçük bir not, Wo Fat'i tutuklamış.
The fact that my mother lost her life for this, for me, is probably just a side note.
Annemin bunun için hayatını kaybetmiş olması gerçeği, benim için muhtemel bir kenar notuydu.
Side note :
Not :
Well, your note said 10 : 00, side entrance, Miss Julie.
Notunuzda "10.00'da yan kapıda" yazıyordu.
You're going to stop on the main road to Contention, one mile this side, and you're going to give that note to somebody passing in.
Contention'a giden ana yolun bir 2 km kala bu tarafında durup, bu notu yoldan geçen birine verceksin.
Note how the section of hair is flat on one side then arced on the other... -...
Baksana, buradaki saçlar bir yanda düz, öteki yanda da kıvrık.
General Hammond gave me a note and told me to keep it in my pocket until I got to the other side.
GeneraI Hammond bana bu notu vermişti..... ve öbür tarafa geçene kadar bana bunu cebimde tutmamı söylemişti.
Make a note to stay on their good side.
Onlara iyi davranmaya çalış,
Side-note :
Bir dip not :
Take note of any symptoms that could be side effects of the Tretonin.
Tretoninin yan etkisi olabilecek her türlü belirtiyi not edin.
The searing pain was just a side note.
Yakıcı acı yan etkiydi.
I note that neither side disputes that Sophie Hartley was found in the household of Mara Toufiey and Jim Middleborough.
Görüyorum ki iki taraf da Sophie Hartley'in Mara Toufiey ve Jim Middllebrough'un... evinde bulunduğuna dair karşı çıkmıyor.
The note instructs you guys to be on the east side and wait for Amanda, me and Nick to be at the clearing by the edge with the money.
Nottaki talimata göre ; siz Doğu yakasına gidip Amanda'yı bekliyorsunuz, Nick'le ikimiz de uçurumun kenarındaki açıklıkta parayla bekliyoruz.
Nice side note...
İşin iyi yanı..
You just stumbled onto Larue's contraband side business and her affair with Chef Boyardee, and then you killed her in some God-fearing rage and left this fake break-up note hoping that her boyfriend wouldn't suspect foul play,
Larue'nin neler işler çevirdiğini ve Şef Boyardee ile ilişkisini duydun. Sonra onu inanç öfkesiyle öldürdün ve sevgilisinin bu suikastten şüphelenmemesini umarak ona sahte bir ayrılık mektubu bıraktın.
1,000 euros for five hours with me, if that could help with the material side. One last rendezvous. We'll end on a high note.
Maddi açıdan 1000 euro kadar sana destek olmam karşılığında benimle geçireceğin beş saat, işleri tatlıya bağlayacak son bir buluşmaya ne dersin?
And when you do, you'll find me dead by my own hand, a smoking Navy Colt Revolver by my side, and a note of farewell, to no one in particular.
Geldiğinde de elimde dumanı tüten bir silah ve kimseyi sorumlu tutmadığımı yazan bir veda notuyla birlikte beni ölmüş olarak bulacaksın.
Which, side-note, was a terrible movie.
Bu arada, bir not, berbat bir filmdi.
note 183
notebook 23
notes 105
noted 237
note to self 55
notebooks 17
side up 19
side door 25
side by side 69
side pocket 20
notebook 23
notes 105
noted 237
note to self 55
notebooks 17
side up 19
side door 25
side by side 69
side pocket 20