Sidney traducir turco
2,180 traducción paralela
Sidney's share goes to his niece.
Sidney'in payını yeğenine vereceğiz.
Where is Sidney?
Sidney nerede?
I'm thinking about Sidney.
Sidney'i düşünüyordum.
What are you doing in Sydney?
Sidney'de ne işin var?
Maybe Sydney.
Belki Sidney'e giderim.
.. became Eddy Teddy for the kids of Sydney.
Sidney'li çocuklar için Eddy Teddy oyuncağını yarattı.
Do more than two photos, because you stuff up the only photo you took and you're going to be looking for me when you get back to Sidney.
İkiden fazla fotoğraf çekin çünkü elinizde sadece çektiğiniz fotoğraflar olacak ve Sidney'e geri döndüğünüzde beni arıyor olacaksınız.
Agent Sidney Leach, human metal detector.
Ajan Sidney Leach, insan metal detektörü.
'Tonight, Sidney my Cherry o'Baby,'you present Mr Happy with the keys to the Furry City.
Bu gece, Sidney, benim bakire bebeğim. Furry City'nin, Bay Mutlu'su olacaksın.
! - Hello, Sidney.
- Merhaba, Sidney.
- I know, I know, I know, but, er, if there's no funds in young Sidney's coffers or if Sidney has made the schoolboy error of giving me the wrong number... then you need to understand how dreadfully upset that is gonna make me.
- Biliyorum, biliyorum. Ama eğer Sidney'in kasasında hiç nakit yoksa ya da bu velet bana yanlış numara vermek gibi bir hata yaptıysa bunun beni ne kadar sinirlendireceğini anlaman gerekiyor.
Pas de probleme, Sidney.
Sorun değil, Sidney.
"Buy two ounces of weed, Sidney." "Oh, yes, sir!"
"İki ons mal al, Sidney." "Peki, efendim."
"Shove a bag of pills up your arse, Sidney." "Oh, right away!"
"Kıçına bir torba hap sok, Sidney." "Başüstüne!"
What have we learnt, Sidney?
Ne öğrendik, Sidney?
Sidney?
Sidney?
Look around, Sidney.
Etrafına bir bak, Sidney.
You see, Sidney?
Gördün mü, Sidney?
Sidney, are you gonna tell me what's going on?
Sidney, neler olduğunu bana anlatacak mısın?
Sidney, I think, on balance, it helps.
Sidney, bence her şeyi hesaba katarsak, yardımı olur.
That way, I'm Sidney Poitier.
Öyleyse, Bende Sidney Poitier'ım.
Sent athletes to atlanta, sydney, athens.
Atlanta, Sidney ve Atina olimpiyatlarına sporcu göndermiş.
Just like Sidney Bristow on Alias, I'll use my sexuality as a weapon.
"Alias" taki Sydney Bristow gibi. Cinsel cazibem silahım olacak.
Who the fuck is Sidney Shaw?
Kim bu Sidney Shaw?
No, Sidney Shaw is a pseudonym, you idiot.
Hayır, Sidney Shaw takma adıdır aptal.
Who is this Sidney Shaw, Len?
Kim bu Sidney Shaw, Len?
- I like Sidney.
- Sidney olsun.
Sidney Shaw.
Sidney Shaw.
You're free to go, Mr. Sidney Shaw.
Serbestsiniz Bay Sidney Shaw.
You are a very dirty bastard, Sidney.
Sen çok alçak bir herifsin, Sidney.
Goodbye, Mr. Sidney Shaw.
Hoşça kal Bay Sidney Shaw.
- Hey, Sidney.
Hey, Sidney.
- But, Sidney, that`s...
Ama, Sidney, bu...
Hey, this is Sidney.
Hey, Ben Sidney.
Sidney, it`s me. I made a mistake.
Sidney, benim. Bir hata yaptım.
Sidney!
Sidney!
Sidney, it`s me.
Sidney, benim.
- Sidney?
Sidney?
- What`s happening?
Neler oluyor? Sidney!
Sidney! - l`ll be back for you.
Senin için döneceğim.
- Sidney, what about the...
Sidney, Peki ya...
Sidney is taking care of everything.
Sidney herşeyle ilgilenir.
Sidney, from this very moment, I decide what film role I take, I decide what interview I do, I decide who I want to be and I decide who I date.
Sidney, şu andan itibaren, hangi filmlerde oynayacağıma ben karar vereceğim, ne röportaj vereceğime ben karar vereceğim, kim olmak istediğimi ve kiminle çıkacağıma ben karar vereceğim.
Sidney`s gonna kill me.
Sidney beni öldürecek.
Zoe's got relations in Melbourne and Sydney.
Zoe'nin Melbourne ve Sidney'de tanıdıkları vardı.
There's no wedding planners or anything like that. It's just her and Sidney and a whole lot of their friends.
Düğün organizatörü falan yok, Sidney'yle ikisi ve arkadaşları uğraşıyorlar.
- Come meet Sidney.
- Gel, Sidney'yle tanış.
- This is my betrothed, Sidney Williams.
- İşte nişanlım, Sidney Williams. - Merhaba.
It's called Rachel loves Sidney.
İsmi Rachel Sidney'ye aşık.
The B-side is Sidney loves Rachel.
İkinci şarkının adı da Sidney Rachel'a aşık.
Sidney Poitier, everybody.
Sidney Poitier, herkes.