Sit tight traducir turco
1,451 traducción paralela
Sit tight!
Kımıldama!
Would you just sit tight?
Öylece oturamaz mısın?
Yeah, um... sit tight, won't take long.
Evet... siz oturadurun. Fazla uzun sürmez.
Evan. Sit tight.
Evan, sen git otur.
Best chance of catching him is find Meredith Dale's body and sit tight.
Yakalamak için en iyi şansımız Meredith'in Dale'in cesedini bulmak ve oturup beklemek.
Sit tight
Sıkı dur.
And that won't happen until you're back in Fox River, so sit tight.
Fox River'a dönene kadar, hiçbir hakkınız yok. Otur yerine.
All right, sit tight.
Tamam, otur.
Unfortunately, we can't do it until her fourteenth week, so I guess it looks like you and I'll just have to sit tight and wait.
Maalesef gebeliğin 14. haftasına dek bunu yapamıyoruz, yani sanırım birlikte sabredip bekleyeceğiz anlaşılan.
You sit tight.
Sakın bir yere ayrılma.
Alright, sit tight, don't do anything, I am sending help.
Pekala, sıkı tutun, birşey yapmayın, yardım gönderiyorum.
I told him we got to dig in. Sit tight.
Bir yere gizlenip olduğumuz yerde kalmamız gerektiğini söyledim.
Can you sit tight? You just sit tight.
Bir yere ayrılma.
Sit tight. I'll get back to you as soon as I can.
En kısa zamanda geri geleceğim tamam mı?
You just stay. Sit tight where you are.
Sen orda kal ve nerdeysen oraya sıkıca otur.
Sit tight till it comes out.
Akana kadar gergin dur.
Just sit tight.
Sadece biraz sabret.
Sit tight for a day, forget about Rincon and you'll get your justice.
Bir gün bekle, Rincon'u elleme adalet yerini bulacak.
Sit tight, I will get right back to you.
Orda kal, Sana geri döneceğim.
All right, sit tight.
Tamam, olduğunuz yerde kalın.
I guess they just want me to sit tight here until I'm reassigned, so.
Yeniden atanana kadar burada beklememi istiyorlar sanırsam...
Not a doubt it's what the adic had in mind when he told me to sit tight, though, huh?
ADIC'in bana bekle derkenki niyetinden biraz kuşkum var yine de.
Just sit tight.
Sadece bekleyin.
Billy, we'll just sit tight, be good citizens and won't be out of here * *, understand?
Billy, iyi vatandaş olup, uslu duracağız ve buradan ayrılmayacağız, anladın mı?
We know where the mercury is. Just sit tight, Adam.
Civanın nerede olduğunu biliyoruz.
You just got to sit tight, ain't ya, Fagey?
Sadece beklemek zorundasın Fagin, tamam mı?
Sit tight.
Sen otur.
- Sit tight.
- Sadece biraz dayan.
Well, just sit tight, asshole.
Pekala, sen bekle pislik.
Everybody sit tight, and, uh... All right. I'll get the keys.
Pekâla, kimse yerinden kımıldamasın ben anahtarları alacağım.
- Sit tight.
- Sıkıca oturun.
You just sit tight, relax.
Olduğun yerde kal, sakin ol.
Just fucking relax, sit tight. I know him.
Gevşeyin, adamı tanıyorum.
Okay, now he thinks I'm coming alone so I need you to sit tight.
Tamam, şu an benim yalnız geldiğimi sanıyor Bundan dolayı senin burada oturmanı istiyorum.
Sit tight, okay?
Öylece otur, tamam mı?
Just sit tight.
- Sen otur.
Sit tight. I'll be right back.
Pekâlâ, sen otur usluca, hemen dönerim.
I need you to sit tight and...
Sizin dayanmanızı ve...
Sit tight.
- Sen burada kal.
- Just sit tight. - Hello..
- Biraz sabret.
We just sit tight until reinforcements get here.
Takviye kuvvetler gelene kadar sakince oturup beklemeliyiz.
Okay, okay. But we've got to sit tight.
Tamam, anladım, moralimizi bozmamalıyız.
Sit tight, okay?
Rahatça otur olur mu?
Sit tight.
Sıkı tutun.
Sit tight.
Sıkı durun.
I'm just asking you to sit tight.
Sadece beklemeni istiyorum.
We have been caught up in a cataclysm, and during the immediate crisis, until some light gets thrown upon future events, it is absolutely essential to sit tight.
Bir felakete yakalandık, ve bu gibi kriz durumlarında, gelecekteki meseleler aydınlanana kadar, yılmadan devam etmek elzemdir.
Listen, sit tight and I'll find out where Vargas is steering this and I'll let you know.
Dinle, sen bir yere kıpırdama, ben Vargas'ın nerede olduğunu öğrenip sana haber veririm.
I told you sit tight, you dig up some book half the fucking city will kill you for?
Sana rahat durmanı söyledim, sense uğruna şehrin yarısının seni öldürebileceği bir kitabın peşinden gittin.
No, just sit tight.
Hayır, sen yerinde kal.
Why don't we just sit back, hold tight, wait for backup?
Yerimizde kalıp dayanmaya çalışsak ve destek beklesek ya?