Sitters traducir turco
87 traducción paralela
Well, get those flagpole sitters of yours to find him.
- Evet. Kuluçkaya yatmış adamlarınızı toplayın ve aramaya başlayın onu.
Basil, you've said you liked your sitters to have someone to chat to.
Basil, modellerinin birileriyle konuşmasını sevdiğini söylemiştin.
It supplies baby-sitters and au pair girls to some of the most important families.
Bazı önemli ailelere bebek bakıcısı ve dadı temin ediyorlar.
And there's baby-sitters galore.
- Çok sevinirim.
I have had baby-sitters in here by the dozen, but... I'm... I'm kinda low on cash right now.
Düzinelerce bakıcı getirirdim ama şu sıralar biraz parasızım.
I sometimes feel like I'm just working to pay the sitters...
Bazen bebek bakıcısının parasını...
I don't date the sitters.
Bakıcılarla çıkmam.
In light of the testimony... from your gangsters, your father... your teachers and a seemingly endless parade... of emotionally shattered baby-sitters... this court has no choice but to...
Adamlarının, babanın öğretmenlerinin ve bitmeyecekmiş..... gibi görünen ruh sağlığını kaybetmiş bakıcılarının tanıklıkları ışığında mahkememizin pek bir seçeneği kalmadı ama...
First sign of baby-sitters, we back off.
Geri çekiliriz. Adam yarın üniversitede ders verecek.
No. I don't trust baby-sitters.
Bakıcılara güvenmiyorum.
Your dad says he hates baby-sitters, doesn't trust them.
Babanız bakıcılarından nefret ediyor.
- Any luck with sitters?
- Bakıcı buldun mu?
You know, the one with the guy in the white mask who walks around and stalks baby-sitters.
Hani şu beyaz maskeli adam oynuyor çocuk bakıcılarını öldürüyor.
He stalked the baby-sitters.
Bebek bakıcılarını öldürür.
You wake me up on a Saturday morning, tell me to be ready in five minutes. My mother is out of town, all of the dog-sitters are booked, and you know how I feel about kennels.
Bir Cumartesi sabahı beni uyandırıp, beş dakika içinde hazır ol dedin annem şehir dışında, bütün bakıcılar dolu ve köpek kulübeleri hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun.
Some sitters have told me he's a bit of a handful.
Bazı bakıcılar onun ele avuca sığmadığını söylemişti.
They need sitters, those people working all day.
Anne babaları sürekli çalışıyor.
So I always run out at 3 : 15 to meet him... then run real quick over to the sitters house
Hergün saat 3 : 15'te onu alırım... daha sonra bakıcının evine bırakırım
Ever since I can remember we've always had trouble with baby-sitters.
Kendimi bildim bileli bebek bakıcılarıyla sorunumuz olmuştur.
In LA, house-sitters are somebodies and writers are prostitutes.
Belli ki Los Angeles'ta ev bakıcıları " önemli biri ve New Yorklu yazarlar fahişe.
Place is loaded with baby sitters.
Bir dolu bebek bakıcısı var.
- Three possible sitters in good health.
- Ally, üç sağlıklı bakıcı adayı var. - Güzel.
I'll be interviewing some sitters, but I'll be here.
Bazı bakıcılarla görüşeceğim ama ben de buradayım.
Come on. Don't you have other baby-sitters you guys use?
- Başka bebek bakıcınız yok muydu?
You surround yourself with this farrago of baby-sitters, this loving-disabled sex kitten who's driving you crazy, the Jew manager, you know?
Etrafını bu değişik bebek bakıcıları kalabalığıyla çeviriyorsun. Bu, sevme özürlü küçük seks oyuncağı seni deli ediyor. Ve Yahudi menajerin, biliyorsun.
Witness Protection, baby-sitters.
Tanık koruma programı dadıları.
- They ain't nothing but baby-sitters.
- Sadece bakıcılık yapıyorlar.
- No baby-sitters? !
- Onları izleyen biri yok mu?
His teachers or a doctor, baby-sitters...?
Öğretmeni, doktoru ya da bakıcısı...? Eh, ev okulundaydı.
Eight different baby-sitters turned me down.
Beş tane bebek bakıcısı çevremi sardı.
This form here-it'll help you remember everyone who's been to your house within the last few months - baby-sitters, gardeners...
Bu forma bakın- - Son birkaç hafta içinde evinizde bulunan herkesi hatırlamanızı sağlar- - bebek bakıcıları, bahçıvanlar...
Never fear, I've hired some baby-sitters.
Korkun olmasın, ben birkaç bakıcı tuttum.
Do Catholic priests make good baby-sitters?
Katolik rahipler bebek bakıcılığında başarılı olur mu?
We don't really talk anymore, we just have arguments for money, arguments about baby-sitters, arguments about bress-feedings, schedules...
O kadar konuşmuyoruz. Anca para için kavga bakıcı için kavga. Emzirme için kavga, planlar.
They have these new crazy things called baby-sitters.
Bunun için bebek bakıcısı diye çılgınca bir fikir geliştirdiler.
And we'll be reduced to baby-sitters!
Bebek de bebek bakıcısına dönüştü!
That takes care of both sitters.
Böylece iki bakıcı da hallolur.
Now I'm not really interested in working with fence-sitters.
Şu sıralar tarafsızlarla çalışmaya pek meraklı değilim.
The world is full of fence-sitters.
Dünya "duvarda oturan" dediğimiz tarafsızlarla dolu.
We're agents, not baby-sitters.
Bizler acente çalışanıyız, bebek bakıcısı değil.
Well, I put a call into Larchmont Staffing for temp sitters today.
Geçici bir bakıcı için Larchmont'u ararım.
Sitters cost too much.
Bakıcı fiyatları ateş pahası.
Cat sitters, L.A.
L.A. kedi bakıcıları.
All four sitters and Aickman were found dead.
Gelen dört kişi ve Aickman ölü bulunmuş.
- And no baby-sitters.
- Ve bakıcı yok!
I'm working at the bakery and at one of the shelters now, and baby-sitters cost a fortune.
Fırında ve barınaklardan birinde çalışıyorum, bakıcılar da çok para istiyor.
Especially when it comes to sitters.
Özellikle bakıcılar geldiğinde.
The price you pay for using living baby-sitters.
yaşayan bir bakıcı kullanmanın bedeli böyle ne güzel.
With baby-sitters, all my money is sucked down the tubes.
Bütün paramı bebek bakıcısına vermem gerekecek.
God invented baby-sitters for a reason.
Tanrı'nın bebek bakıcılarını yaratmasının bir nedeni var.
Two sitters ago.
İki bakıcıya.