English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sixteen

Sixteen traducir turco

1,506 traducción paralela
I had computer sex with a sixteen-year-old!
On altı yaşında bir çocukla bilgisayarda seks yaptım!
Sixteen, Your Honor. Here he is.
- On altı Sayın Yargıç, İşte burada.
Which is good'cause he turned out not to be seventeen, he was sixteen.
ki bu iyi çünkü on yedi değil on altı yaşında olduğu ortaya çıktı.
And that is all - - dinner with a nineteen-year-old, who as I said was really sixteen.
Ve hepsi bu - -- aslında on altı yaşında olduğu söylenen, on dokuz yaşında bir oğlanla akşam yemeği.
But I never knew that he was sixteen when I talked about sex.
Ama seks hakkında konuşurken onun on altı yaşında olduğunu asla bilmiyordum.
Oh, um... the, the, the sixteen-year-old is going to testify this afternoon, an-and the judge will rule from there.
Oh, ım... on altı yaşındaki bu öğleden sonra ifade verecek, ve-ve yargıç, burdan yola çıkarak karar verecek.
Sixteen, 17, 18, 19.
16,000, 17,000, 18,000 19,000.
Have you ever dated sixteen-year-old boys for money?
Hiç 16 yaşında birisi ile para için çıktın mı?
But sixteen is as low as we go.
Ama 16 bizim en fazla düşebileceğimiz yaş.
You're only sixteen
Sen sadece 16 yaşındasın
He's gotta be sixteen.
On altı civarında olmalı.
Sixteen-year-old driver, MVA, crashed into a guardrail.
1 6 yaşında sürücü, araba kazası, bariyerlere çarpmış.
Sixteen, people, get out of the way!
Onaltı vakası, çekilin yoldan millet!
- How old is he? - Sixteen.
- Kaç yaşındaymış?
You're basing all your dance opinions on one viewing of Sixteen Candles.
"Sixteen Candles" filmine dayanarak karar veriyorsun.
So the mother has a stripper perform at her kid's sweet-sixteen party dressed as, get this, a cop.
Annesi kızın 16. yaş günü partisinde bir striptizci çağırmış. Striptizci, polis kılığındaymış.
Sixteen thousand.
On altı bin.
- Sixteen.
- 16.
Sixteen hours.
On altı saat.
Sixteen?
16?
I mean, sixteen, sure.
16 diyorum kesinlikle.
You're the one, Thursday... three-sixteen in the AM.
Sen osun, Perşembe günü sabah saat 03 : 16.
"Munch." Sixteen points.
- Yemek! 16 puan!
Sixteen.
- 16 mı?
Sixteen-point match, Mr. Verger.
Parmak izi uyuyor, Bay Verger.
Random House page sixteen hundred and ten between'Bellamy'and'Ben Hur'.
Petit Larousse, sayfa 670 Bellamy ve Ben Hur arasında bir yerde. - Doğrusu çok şaşırdım.
Sixteen months I spent in Germany at the school in Zossen.
Hayatımın 16 ayını Zossen'deki okulda tükettim.
Sixteen!
On altı.
One year, ten months, sixteen days.
Bir yıl, on ay, on altı gün sonra.
If you could pay cash I could drop that down to seven... Sixteen each.
Nakit verebilirseniz fiyatı on yediye on altıya indirebilirim.
I've got a sixteen year oid boy in my ship.
Gemimde 16 yaşında genç bir çocuk var.
We're almost sixteen weeks.
16 hafta oldu.
Like, they want to make me do all these things... that I shouldn't be doing at sixteen... paying bills and shit... but they still treat me like a sixteen-year-old...
16'sında yapmamam gereken tüm bu şeyleri... yapmamı istiyorlar... faturaları filan ödememi... ama hâlâ bana 16 yaşımdaymışım gibi davranıyorlar...
When I was sixteen, I used to paint a pack...
Ve ben onaltı yaşındayken, resim çizmekle uğraşırdım.
God, I hope no more sixteen-year-olds show up.
Tanrım. Umarım 16 yaşlarında başka kimse gelmez.
And my sixteen-year-old boy, could not find any other way to rid himself... Of the pain.
Ve 16 yaşındaki oğlum... bu acıdan kurtulmanın... başka bir yolunu bulamamıştı.
He's sixteen.
16 Yaşında!
She wouldn't even fucking go out with me until she was sixteen.
16 yaşına gelmeden benimle çıkmadı bile.
She was sixteen, I was eighteen.
Kiz 16 yasindaydi... Ben ise 18.
That ´ s sixteen faces or tens per deck...
Her destede onaltı yüz vardır.
You ´ re hitting sixteen?
16 ya mı kart aldın?
It ´ s all numbers and logic and you don ´ t hit on a goddamn sixteen!
Bu sayılarla ve hesaplarla ilgili. 16 ya kart isteyemezsin.
Sixteen.
15. 16.
Sixteen-year-olds make absolutes.
Ancak on altı yaşındakiler bu kadar katıdır, Ally.
- Sixteen seconds.
Onaltı saniye, onbeş.
He's the product of sixteen centuries of selective breeding.
Onaltı yüzyıl boyunca uygulanan seçici üremenin sonucu.
I'm almost sixteen.
Neredeyse onaltı yaşımdayım.
When I was sixteen, after I'd lost my family, I was captured by slavers and sold to the diamond mines on Zokotl.
16 yaşımda ailemi kaybettikten sonra köle olarak Zokotl elmas madenlerine satılmıştım.
How come your film geek looks like Tom Cruise and the one who worships me looks like the kid in Sixteen Candles?
Senin film manyağın Tom Cruise'a benzerken, neden bana tapan film manyağı "16 Mum" daki ucubeye benziyor?
Sixteen.
- 1 6.
Eighteen. Seventeen. Sixteen.
Onsekiz, onyedi, onaltı onbeş, ondört onüç, oniki onbir, on dokuz, sekiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]