English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Skinny

Skinny traducir turco

3,562 traducción paralela
If they want a skinny person, why don't they just get someone skinny?
Madem zayıf birini istiyorlar niçin zayıf birini seçmiyorlar?
It's not really about skinny or fat, it's just...
Bu yalnızca zayıflık şişmanlık meselesi değil...
Give him the skinny?
Bilgi vermek için.
That skinny bitch wasn't even supposed to be there.
O sıska sürtüğün aslında orda olmaması gerekiyordu.
Black, muy flaco... skinny.
Zenci, zayıf... sıska biriydi.
So, Andrew, how does your skinny brunette girlfriend Jessica feel about you visiting your ex-girlfriend?
Peki Andrew, eski kız arkadaşını ziyaret etmen hakkında cılız-esmer kız arkadaşın Jessica ne düşünüyor?
What's a skinny guy like Toby know about cookies?
Toby gibi sıska bir adam kurabiyeden ne anlar ki?
Or because we all got duped by some crazy, skinny, white girl.
Ya da beyaz tenli çırpı bacaklı bir deli tarafından tufaya düşürüldüğümüz için.
My man here, this skinny Green Lantern, wants to fight Bumpy.
Buradaki sıska Yeşil Fener arkadaşım, Bumpy ile kavga etmek istiyor.
If skinny here loses, we forfeit our lives.
Eğer buradaki sıska kaybederse biz hayatlarımızı kaybedeceğiz.
Or skinny jeans.
Ya da dar kot pantolonlar.
If I didn't have you, I'd be lying in a bush, dead, In a pair of half-pulled up skinny jeans.
Eğer sen olmasan çalılara yatmış ve yarısı çekilmiş bir dar pantolon içinde ölü bulunurdum.
Skinny brim, about 25 vueltas, classic ribbon.
İnce şapka siperi, yaklaşık 25 dönme klasik şerit.
- Skinny bitch.
- Sıska sürtük.
Tall, skinny blonde.
Uzundu, sarışındı.
Yeah. When I was your age, I had a skinny ponytail and I think I was living off of selling my own blood.
Senin yaşındayken ince bir at kuyruğum vardı ve kanımı satarak yaşamayı düşünüyordum.
You're getting too skinny.
Çok zayıflamışsın.
Have you ever noticed how many skinny brunettes go to this school?
Bu okula ne kadar çok zayıf ve esmer kız gidiyor,... bunu fark ettiniz mi?
I saw some news report About a skinny guy who got hit by a garbage truck,
Çöp kamyonunun çarptığı sıska bir çocuk hakkında bir haber görmüştüm,
Silk scarves over white shirts and skinny, tight jeans.
Beyaz gömlek üzerine ipek eşarp takmışlar ve sıskalar, dar kot giymişler.
Come on, skinny stack.
Hadi ama cılız şey.
It's skinny, not slender.
İnce değil ya sıska.
Skinny!
- Kilo vermişiz.
It's just I-I used to be this, like, super skinny, hot front man lead singer, you know?
Ben eskiden süper zayıf, seksi solistleriydim, anlıyor musun?
You acted like you were interested in what I do so you could get the skinny on my relationship status.
Ne yaptığımla ilgileniyormuş gibi yaptın. Böylece ilişki durumumu sorgulayabildin.
I was, like, this short kid, and I was, like, super skinny.
Kısa boylu ve acayip sıska bir çocuktum.
Your TA said you couldn't give a lecture without your skinny caramel macchiato.
Öğrencin kahve içmeden ders anlatamadığını söyledi.
So why don't you turn around? Let me watch you walk that skinny little ass the hell out of my club.
Şimdi arkanı dön de o küçücük götünün kulübümden çıktığını göreyim.
Probably a sale on skinny jeans someplace.
- Muhtemelen bir yerde dar kot pantolon satıyordur. - Ne?
Like child soldier skinny.
sıska asker çocuk gibi.
Was one of them kind of skinny, slicked-back hair?
Onlardan biri zayıf, saçları geriye doğru jöleli miydi?
With that skinny sword...
Öyle küçük bir kılıçla...
Okay, Rachel had a skinny section and a fat section.
Tamam, Rachel'ın hem zayıf hem şişman kıyafetleri var.
How do you know about "skinny-fat" clothes?
Zayıf-şişman kıyafetlerini nereden biliyorsun?
Skinny is not a shape.
Çırpı gibi olmak formda olmak değildir.
Bend down, you skinny punk.
Kır belini seni süzme.
Nice work, Poong tall skinny bastard.
İyi iş, Poong. Kazık boylu aptal.
He was a skinny kid who snapped and stabbed a bully at school.
Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu.
This is skinny pants and a fitted shirt.
Dar pantolon ve bedenime uygun gömlek sadece.
So, Dean, give me the skinny.
Dean anlat bakalım.
Skinny, too. You'd all but flatten him.
- Dikkatli olacağım Richard.
Anyway, I had skinny arms, so I got up there elbow deep.
Neyse, cılız kollarım olduğundan dirseğime kadar sokabiliyordum.
" I followed the skinny guy for two more blocks before he turned
" Ona burada ne aradığını sormadan önce...
What did the skinny guy say?
Zayıf adam ne dedi?
I want to be so skinny that people are like,
O kadar zayıf olmak istiyorum ki, insanlar...
Skinny, little white dude.
Sıska, beyaz bir adam.
Uh, oh yeah, right,'cause skinny brits on the back of motorcycles is what really turns my crank.
Tabi ya motor sırtındaki zayıf İngilizler en çok ilgimi çeken şey...
This thing has a skinny little neck.
İncecik bir boynu var.
Skinny arm-havers!
Zayıf kol sahipleri!
I showed Russell Brand 100 pairs of skinny jeans today.
Bugün 100 parça Russell Brand sıska kotu gösterdim.
Helping me out of my skinny jeans... Telling me which berries are safe to eat.
Hangi meyvelerin yemek için güvenli olduğunu söylersin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]