Slower traducir turco
1,411 traducción paralela
WELL, THEY SAY IN THE VAST EMPTINESS OF SPACE, THE FASTER YOU MOVE, THE SLOWER YOU AGE.
Uzay için ne derler bilirsin, daha hızlı hareket eder ama daha yavaş yaşlanırsın.
It's good coverage, but less bodies. Things are gonna move slower.
- İşler yavaş ilerler.
Can you move any slower?
Daha yavaş olamaz mısın?
Thanks to that, we're going slower than a snail's pace.
Bu şeyin sayesinde salyangozdan yavaş gidiyoruz.
Slower.
Daha yavaş.
Slower!
Daha yavaş!
Because the bullet is slower than a satellite signal.
Çünkü kurşun, uydu sinyalinden yavaştır.
Speak slower, please.
Yavaş konuşun lütfen.
If you sailed slower, the war would be over.
Biraz daha yavaş seyretseydiniz savaş bitmiş olurdu.
He's a black athlete. Black athletes age slower.
O bir siyah, siyah atletler daha yavaş yaşlanır.
And things were a lot slower.
Ve herşey çok daha yavaştı.
Slower.
Yavaşça.
Oan you drive slower?
Daha yavaş kullanır mısın?
That strong, slower one is yours, mom.
Güçlü ve daha yavaş olanı seninki, anne.
I can do it faster, I can do it slower, I could do it as a rap.
Daha hızlı ya da daha yavaş yapabilirim. Rap gibi bile yaparım.
Robbie, the youngest, who's a little slower, has trouble being alone.
Robbie, biraz yavaş düşünüyor. Yalnız kalmaktan korkuyor.
If I'm faster than others, it means others are slower than me.
Eğer ben başkalarından daha hızlıysam, bu demektir ki, başkalar benden daha yavaş.
The more you look at the clock, the slower the times goes.
Saate ne kadar bakarsan zaman o kadar yavaş geçer.
Okay, slower. Stop.
Tamam, daha yavaş.
- i can speak slower.
- Daha yavaş konuşabilirim.
Come on, Mabelita, slower.
Hadi, Mabel'ciğim, daha yavaş.
Esmaeel, slower!
İsmail, yavaş ol!
We're getting slower.
Yavaşlamaya başladık.
Why didn't i go slower...
Neden daha yavaş sürmedim ki...
Okay, if you could all walk slower, that'd be great.
Eğer biraz daha yavaş yürüyebilirseniz harika olur.
You work at a slower pace. - I don't.
Sen daha ağır çalışıyorsun.
I don't think I can go any slower.
Daha yavaş gidebileceğimi hiç sanmıyorum.
If I go any slower I'll be going backwards, Jeffrey.
Yavaşlarsam, hapse geri dönerim Jeffrey.
Feel the energy pulsing through you... as you touch and tease yourself... back and forth... faster and slower... harder and softer.
Kendine dokunurken enerjinin... nasıl dolaştığını hisset. Öne arkaya... daha hızlı, daha yavaş... daha sert, daha yumuşak.
A little slower, s'il vous plaît.
- Daha yavaş, s'il vous plait.
Slower.
Yavaş...
I wonder if a slower transition wouldn't be...
Sadece, daha yavaş bir geçiş daha akıllıca...
Yes, but can we have some slower numbers this time?
Evet ama bu sefer biraz daha yavaş rakamlar bulabilir miyiz?
I guarantee you, the more you hit this bastard the slower he's gonna get.
Emin ol, bu piçe ne kadar vurursan o kadar yavaşlayacaktır.
Even if it's slower than a gun.
Silahtan daha yavaş olsa bile.
Yep, basically everything down here moves a little bit slower unless, of course, your last name is Duke.
Evet, aslında burada her şey biraz daha yavaş işler tabii eğer soyadınız Dük değilse.
The slower this chase, the better.
Yavaşça takip etmen daha iyi görünüyor.
I can't go any slower. What's up, Daniel?
Ne oldu Daniel?
Overnight, they become heavier, lighter, darker, slower, tenser, sweeter, harder or more human.
Bazen daha katı, bazen daha yumuşak. Daha karanlık ya da aydınlık. Daha sinirli, daha sakin.
Die slow or die slower.
Yavaş ölmek veya daha yavaş ölmek.
And he said, when he drove, he found everything else getting slower and slower
Sadece araba kullanırken... olduğunu söyledi.
The FC seems to be slower entering the corner
FC'nin Driftleri iyi değil!
Let's move slower!
Daha yavaş gidelim!
We go at a slower pace.
Yavaş adımlarla gideriz.
It touches something different, faster, slower, but they already did it.
Ya biraz farklı çalarsın, ya tersten, ya da daha hızlı veya yavaş. Ama onlar hepsini önceden yapmıştır.
I'm slower! I'm clumsier!
Yavaşladım, hantallaştım.
Kwangshik, slower man...
Kwangshik, biraz daha yavaş.
Dirt road is slower because you can only roll with one dice,
Toprak yol yavaştır, çünkü tek zar atma hakkın var.
Will you back it up and play it again slower.
Geri alıp yavaş, yavaş oynatabilir misin.
If I stand any slower, I'll be standing still.
Biraz daha yavaşlarsam olduğum yerde duruyor olurum.
He told you to drive slower.
Yavaş sür, dedi.