English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Smell that

Smell that traducir turco

4,521 traducción paralela
You can smell that?
- Bunu nasıl hissettin?
Smell that?
Kokuyu alıyor musun?
You smell that?
Kokuyu alıyor musun?
- Smell that?
Kokuyu aldın mı?
Or smell that old aftershave.
Ya da o eski tıraş losyonu kokusunu alamayacağım.
I can smell that beast all over you.
O yaratığın kokusu hâlâ üzerinde.
Oh good god, I can smell that from here.
Aman tanrım, Kokusu buraya kadar geldi.
Do you smell that?
Kokuyu aldınız mı?
Smell that. Holding my, okay, bug boy?
Nefesimi tutuyorum, tamam mı, böcek çocuk?
Oh... Oh, do you smell that?
Kokusu geliyor mu?
You started walking across the room to me, stepping over the bodies, coming right for me, like you could... Smell that there was still somebody alive in the room.
Sonra bana doğru gelmeye başladın sanki havada yaşam kokusu almış gibi indirdiğin cesetleri eze eze tam bana doğru yürüyordun.
You smell that?
Şu kokuyu aldınmı?
You smell that, right, that reek?
Kokuyu aldın değilmi, pis kokuyu?
No, but there's that smell again.
- Hayır ama yine aynı koku var.
What's that smell?
- Parijat kabuğu suyu.
My God, what's that smell?
- Aman Tanrım, bu koku da ne böyle?
Mmm... Doesn't that smell good?
Ne hoş kokuyor, değil mi?
And he might make a pop-in so I was thinking maybe we should do something about that weird smell in the kitchen.
Haftaya birden bire gelebilirmiş. Mutfaktaki kokuyla ilgili bir şeyler yapmalıyız.
And what is that smell?
Bu koku da ne ayrıca?
- What's that smell?
- Bu koku da ne?
He also said that you smell, which I didn't really wanna say but...
Gerçekten söylemek istemedim ama koktuğunu da söyledi.
And the person who took care of that all was his wife. When he's practicing he hates the smell of food, so he only eats the pecan pie which has a very strong scent.
Ve bu arada ona yardım eden kişi eşiymiş. bu yüzden sadece güçlü kokusu olan pekan cevizli tarttan yermiş.
Do I smell like that?
Ben de mi böyle kokuyorum?
It's that smell.
- Şu koku yok mu.
What in the name of all that is holy is that smell?
Bu lanet koku da neyin nesi böyle?
- That doesn't smell like Hawaii.
- Hawaii gibi kokmuyor.
Sometimes when I smell dust in like an attic or something, like that mothy, dusty, I think about my mother.
Bazen tavan arası gibi güveli, tozlu yerlerde toz kokusu aldığımda aklıma annem geliyor.
I love that smell.
Bu kokuyu seviyorum.
Is that cornbread I smell?
Mısır ekmeği mi kokuyor?
What's that smell?
Bu koku da nedir?
Is that a Jumpin'Jack with cheese I smell?
Burnuma peynirli Jumpin'Jack kokusu mu geliyor?
Oh, that wouldn't be yak butter parfait I smell, would it?
Bu kokusunu aldığım öküz yağıyla pişmiş pasta değil, değil mi?
Yeah. That doesn't smell right.
Bu hiç güzel kokmuyor.
Their sense of smell is four times as powerful as that of a dog.
Koku alma duyuları köpeklerinkinden dört kat fazla gelişmiştir.
This compound is like that bell except instead of a ding your body will salivate at the smell of vampire blood.
Bu bileşen işte o zil gibi. Ama bunun etkisiyle vücudun vampir kanına salya akıtacak.
It's the same scent that you used to smell on the chairman, isn't it?
Başkan'dan gelen koku buydu değil mi?
I know that pussy smell all the way over here.
Kadın kokusu üzerine sinmiş.
That smell.
- Bu koku.
I know that smell.
Bu kokuyu tanıyorum.
I show you all-a the things I do all day that make-a me smell like this.
Sana böyle kokmak için gün boyunca yaptığım her şeyi göstereceğim.
I'll just do a search for a vegetarian restaurant within a three-miles radius that doesn't smell like B.O.
5 km civarda eroin kokmayan bir vejetaryen restoranı ararım. Tamam, kapatmam lazım.
W-w-w-what is that horrible smell? You mean the Panda Express?
- Panda Express'ten mi bahsediyorsun?
Oh! I'm stepping over her leg, and what is that smell?
Bacağının üzerinden geçiyorum ve bu koku da ne?
I want something I can wear on the street that a broad can smell on a fire escape.
Yolda yürürken yangın merdivene kadar etkili koku yayabilecek parfüm istiyorum.
That's a very nasty smell.
Ne iğrenç kokuyor!
- That smell!
- Şu koku!
What's that smell?
Bu koku da ne?
No wonder you smell like that.
- O kokuyu iyi bilirim.
Is that weed I smell?
Bu ot kokusu mu?
We knew, every once in a while, that there was a hidden fire because of the smell or the smoke. But...
Arada bir gizli bir yangın olduğunu biliyorduk duman kokularından bunu anlayabiliyorduk.
- Why you smell like that.
Neden böyle kokuyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]