Smoker traducir turco
614 traducción paralela
The first time Alvin came across a black smoker, it was piloted by Dudley Foster.
Alvin bir siyah duman bacasıyla ilk karşılatığında, pilot Dudley Foster'dı.
I loved the coming and going... picking up an umbrella... giving a smoker a light just in time... indicating the clock to a man without a watch... going... coming... going up... coming down... opening the door 50 times... "Goodbye, sir!"... "Come in, madam!"...
Gelişler ve gidişler çok hoşuma gidiyordu düşen bir şemsiyeyi kaldırmak tiryakinin birinin sigarasını yakmak saati soranlara söylemek gitmek dönmek yukarı çıkmak aşağı inmek günde 50 sefer kapıyı açmak "Güle güle bayım!" "Buyurun hanımefendi!" "Güle güle hanımefendi!" "Hoş geldiniz beyefendi!"
It isn't a smoker.
- Burada içilmiyor.
You're not at a smoker, Mr Cook.
Dost toplantısında değilsiniz Bay Cook.
After all, when you did that imitation last year of Mr. Baldwin at the smoker... in Los Angeles, I was impressed then by your amazing resemblance.
Geçen sene Los Angelas'ta sizi gördüğümde ona ne kadar benzediğinizi gördüğümde çok şaşırmıştım.
And, well, you know, after the smoker I had an hour... to study Mr. Baldwin more closely... and, well, I just added a few touches.
Bu son olaydan sonra çalışacak çok fazla saatim oldu. Ve bende buna birkaç yeni şey ekledim.
Then I remembered you and that smoker.
Sonra sen ve sigara içen adam aklıma geldi.
But she was a heavy smoker, 60 cigarettes a day, coughing'all the time.
Ama çok fazla içiyordu. Günde 60 sigara. Sürekli öksürüyordu.
Smoker's cough.
Sigara öksürüğü.
If it isn't the smoker.
Bu sigara içen değilse.
Yeah. A heavy smoker and a devotee of the afternoon nap, a habit he picked up in his native Vienna.
Öğleden sonra kestirmeyi seven sigara tiryakisi bir dindar alışanlıklarını Viyana'da kapmış.
She was with that old woman, you know, the cigar-smoker.
Hani şu puro içen yaşlı kadınlaydı.
He'll think I'm a smoker.
Sigara içtiğimi zannedecek.
Personally, I was a smoker, and it was awful not having cigarettes.
Şahsen ben tütün tiryakisiydim ve sigara bulamamak korkunçtu.
I only realized he was a smoker, too when I saw him one night cleaning up the ashtrays and smoking my cigarette stubs.
Sigaranın Fransa'da çok nadir olduğunu bilmiyordum. İngiltere'de çok vardı. Ama bana günde 20 sigara veriyordu :
I found out Mrs Unkstadder is a chain-smoker.
Bayan Unkstadder'ın tiryaki olduğunu öğrendim.
I'm a failure as a pot smoker.
Bir esrar içicisi kadar başarısızım.
In those days I was a cigarette smoker.
O günlerde sigara kullanıyordum.
Practically opposite every smoker, there was a line of hungry-looking men - hungry for tobacco - waiting until the doors opened.
Hemen hemen her içenin karşısında, aç gözlerle bakan adamlardan bir kuyruk vardı. Tütünsüz kalanlar yani. Kapıların açılmasını bekliyorlardı.
Oh. hello, mrs. smoker.
Merhaba Bn.
Hello, mrs. non-smoker.
Dumanlı. Merhaba Bn.
We know that there was a smoker there.
Orada sigara içen birinin olduğunu biliyoruz.
How would you know there was a smoker there?
Orada sigara içen birinin olduğunu nereden biliyordunuz.
We know the following, we know that there was a smoker there... a person who was not included in Nadia Donner's story.
Bildiklerimiz şunlar : biliyoruz ki, orada sigara içen biri bulunuyordu ve bu kişi Nadia'nın anlattıklarında yer almıyordu.
Listen, as Del told you, we're putting a smoker together.
Dinle, Del'in söylediği gibi sıkı bir şey düzenleyeceğiz.
We put a smoker in the cabin.
Körüğü kulübeye attık.
The old lady must've thrown the smoker in the fireplace and the kerosene went up.
Yaşlı kadın körüğü ocağa atmış olmalı ve gaz yağı patladı.
- Smoker or Non-smoker?
- Sigara içilen bölüm yada içilmeyen?
- Non-smoker.
- İçilmeyen.
The only way to catch a doper is when you yourself become a smoker.
Bir keşi yakalamanın tek yolu, içmektir onunla aynı otu.
Sir, I notice that you're a smoker.
Bayım, sigara içtiğinizi fark ettim.
I notice that you're a smoker.
Sigara içtiğinizi fark ettim.
I've been a smoker for a long time.
Uzun zamandır sigara içiyorum.
You know, when he died... And by the way, he died the death of a salesman, in his green velvet slippers in the smoker of the New York, New Haven and Hartford going into Boston.
Biliyor musun o öldüğünde, bir satıcının yolculukta nasıl öleceğini gösterdi yeşil terlikleriyle New York Boston treninde giderken...
You're still a non-smoker, aren't you?
Sen hala sigara içmiyorsun değil mi?
Twenty-six, a non-smoker!
Yirmi altı saniye, sigara da içmiyor!
- God, another smoker.
- Bir tiryaki daha.
Treacherous, malicious, unprincipled cad, preferably non-smoker, wanted to be King of Sardinia.
"Hain, art niyetli, ahlaksız, aşağılık, " tercihen sigara içmeyen biri aranıyor... "...
Just a smoker.
Sis bombası.
Non-Smoker, Own room, private bath, Cooking facilities ;
sigara içmeyen, kendine ait odası, özel banyosu, yemek yapma imkanları ;
Truculent : "A smoker? I suppose..." The fumes gush out from that nose like a chimney on fire. "
Birader, şu koskocaman burnunla tütün içince komşu yangın var demiyor mu?
Someone's either a smoker or a nonsmoker, there's no in-between.
Biri ya sigara içer, ya da içmez, ikisinin arası yoktur.
I'd probably give vegetarians a better rate for life insurance than a smoker, though.
Vejetaryenlere sigara içenlerden daha iyi prim veririm.
Shit. And he's nothing but a dope smoker, and all he does is smoke dope.
Ve kendisi bir bok değil, ama uyuşturucu içiyor.
I'm gonna show you a picture of a smoker's lung sometime.
Sana bir ara sigara kullanıcısının ciğerinin resmini göstereceğim.
I didn't know your husband was a smoker.
eşinizin sigara içtiğini bilmiyordum.
For a non-smoker, you're good at it.
Sigara içmeyen biri olarak fena değilsin.
I'm a heavy smoker, I go through about two lighters a day now and uuh... is that a lot?
Sigara tiryakisiyim ve bir günde iki çakmak bitiyorum. Çok mu?
You can't imagine how thrilled I was - any smoker to be - to find out that there's a different warning on each pack.
Her sigara paketinin üzerinde farklı uyarılar gördüğümde nasıl heyecanlandığımı bilemezsiniz - tiryakiler anlar -
I'm as happy as a smoker... taking that first puff in the morning.
Sabahleyin içine ilk dumanı çekmiş bir tiryaki kadar mutluyum.
The smoker!
Sigara tiryakisi!