So do me a favor traducir turco
245 traducción paralela
Besides, you ain't supposed to be in here. So do me a favor and not stay here.
Ayrıca, burada olmaman gerekirdi, bana bir iyilik yap ve git, ha?
So do me a favor and get off my ass.
Bana iyilik yap ve beni rahat bırak.
So do me a favor, okay, bud?
Öyleyse yüzün biraz gülsün.
So do me a favor.
Bana bir iyilik yap.
So do me a favor and tell Mario Ruoppolo... who's learnt a lot from you... that he must never see my niece again for the rest of his life.
O halde bana bir iyilik yapıp o sizden çok şey öğrenen Mario Ruoppolo'ya... hayatı boyunca yiğenimi bir daha asla görmemesi gerektiğini söyleyin.
So do me a favor, do yourself a favor, cut the shit.
O yüzden bana bir iyilik yapın, kendinize bir iyilik yapın. Saçmalamayı kesin!
So do me a favor. Order me several thousand hot wings.
Bana bir iyilik yapın ve birkaç bin acılı kanat söyleyin.
So do me a favor... indulge them, for once
O yüzden bana bir iyilik yap... onları şımart, bir kereliğine
So do me a favor and keep your fucking mouth shut.
şunları artık kes.
So do me a favor, if you're upset, please, shoot the messenger.
Ara vermeden. Bana bir iyilik yap ; kızgınsan ulağı vur!
See, this is politics. It's not medicine. So do me a favor and stay out of it.
Anlasana, bu politika, ilaç değil ki, bu yüzden bir iyilik yap da bu konunun dışında kal.
I don't want her to die in a place like this, so do me a favor, get me the VIP list for tonight.
Böyle bir yerde ölmesini istemiyorum. Bir iyilik yap da, bu geceki VIP listesini ver. Biraz da akıllı ol.
So do me a favor, just stay away from him.
Şimdi bana bir iyilik yap ve ondan uzak dur.
So do me a favor, huh?
Ve sende bana bir iyilik yap, huh?
So do me a favor, huh, don't make me worry.
Bana bir iyilik yap. Beni endişelendirme.
So I says to him, " Do me a favor.
Trafikte sıkıştım. Ben de ona dedim ki "Bana bir iyilik yap."
You'll be doing me a huge favor if you do discover these so-called infractions and these despicable irregularities.
Eğer şu sözde suçları ve usülsüzlükleri.. .... ortaya çıkarabilirseniz, bana büyük bir.. .. lütufta bulunmuş olacaksınız.
He's a pretty important person with pretty important friends. So, do me a favor.
O oldukça önemli kişilerle arkadaşlık eden oldukça önemli biri.
Then do me a favor and don't be so damn cheerful.
O zaman bana bir iyilik yap ve neşeli gözükme.
Now that you're so in with him, you can't do me a favor? Don't bother.
İçeride onunla birlikteyken bana bir iyilik yapamaz mıydın?
So, do me a favor.
Bana bir iyilik yap.
So as a friend, would you do me this favor?
Arkadaşım olarak benim için bu iyiliği yapar mısın?
I'm really feeling guilty about hiding that money from Marcy, so could you do me a favor and spend yours so I can share mine?
Parayı Marcie'den sakladığım için kendimi çok suçlu hissediyorum. Onun için bana bir iyilik yap ve kendi paranı harca ben de benimkini paylaşabileyim.
So did I, but if you want to do me a favor, drive me to the station.
Ben de öyle. Bana faydan dokunsun istiyorsan beni istasyona bırak.
So, do me a favor, just go away.
Bana bir iyilik yap ve git.
Do me a favor. Sing us a song today. So we know how you feel.
Bana bir iyilik yap. bugün bize bir sarki söyle.Bu nedenle nasil hissettigini bize göster.
So anyway, she's kind of upset about it so I need you to do me a favor.
Neyse, Kristen buna üzüldü ve bana bir iylik yapmanı istiyorum.
So will you just do me a favor and evacuate?
Şimdi, bana bir iyilik yap ve kaybol buradan.
HE'S THE HEAD OF THE SANITATION WORKERS UNION, AND HE DOESN'T WANT TO TALK TO US, SO YOU'RE GOING TO HAVE TO DO ME A FAVOR.
O, temizlik işçileri sendikası başkanı ve bizimle konuşmak istemiyor bu yüzden bana bir iyilik yapmalısın, tamam mı?
THAT'S NOT GOING TO WORK ON MR. SABATINO, SO YOU GOT TO DO ME A FAVOR, ALL RIGHT?
Bu, Bay Sabatino üzerinde işe yaramayacak bu yüzden, bana bir iyilik yapacaksın, tamam mı?
do me a favor and hold that up so I can see your cock.
Bana bir iyilik yapın ve yazıyı görebilmem için biraz yukarıda tutun.
So, do me a favor...
Öyleyse benim için bir iyilik yap.
So I want you to do a favor for me, ok?
Bu yüzden senden benim için bir iyilik yapmanı istiyorum. Tamam mı?
So, do me a favor, just don't give her a reason- - be cool, be cool, be cool.
Hayır. Bana bir iyilik yapın, ona bahane yaratmayın. Sakin olun, sakin.
So do this for me... a favor for a friend.
En azından benim için yap. Arkadaşına yap şu iyiliği.
But do me a favor. Next time you're gonna do something weird... gimme a little more warning, so I can brace myself.
Ama bana bir iyilik yap, bir dahaki sefere, böyle garip bir şey yapacağın zaman beni uyar da ben de kendimi hazırlayayım buna.
So do me a favor, stop asking all these fucking questions, please.
- Bilmediğin çok bok var Sean
So do yourself and me a big favor.
Hem kendine hem de bana bir iyilik yap.
So, do me a favor...
Bu yüzden bana bir iyilik yap.
So, while you're here, do me a favor... don't be a detective.
Burada olduğun sürece, bana bir iyilik yap... dedektiflik yapma.
Listen, do me a favor You're the only one who knows about this, so if anyone asks, just tell them I did it, ok?
Kimin incindiğini umursamaz çünkü kendinden başkasını sevmez! Tamam, dur.
So do me a little favor.
Bana ufak bir iyilik yap.
So if I decide to bust out a solo, do me a favor and give me the freedom to rock out.
Eğer solo yapmak istersem, bir güzellik yap ve şarkı söylemem için özgürlük ver.
Hi. Hi. So, um, can you do me a favor?
Peki, eee, bana bir iyilik yapabilir misin?
So do me a big favor and remove yourselves from the crime scene. Thank you.
Bu yüzden lütfen olay yerini terk edin.
So please, do me a favor- - don't be horrible today.
Bu yüzden bana bir iyilik yap, bugün korkunç olma.
So, do me a favor and call me back, will you?
Bana bir iyilik yap ve beni ara.. Olur mu?
Just so it doesn't happen again, could you do me a favor... and confirm that you have the correct forwarding address?
Tekrar olmaması için, bana iyilik yapıp elinizdeki yeni adresi doğrular mısınız?
So I need you to do me a favor.
Bu yüzden bana bir iyilik yapmalısın.
I know this is probably a tall order, but I need you to do me a favor and try not to be so perfect, all right?
Herhalde zor bir durum, ama bana bir iyilik et ve kusursuz olmamaya çalışma, tamam mı?
I can not mourn to my friends because Zorro has a knife and he wants to fuck my wife. Do me a favor. Pretend nothing going on and keep him busy on the reef so I can mourn.
Ben sadece arkadaşlarımı kaybettim çünkü bu Zorro her yeri ateşe verdi şimdi bize iyi adamı oynuyor, senden sadece ona biraz daha az güvenmeni istiyorum lütfen orda benim için bekle belki ben seni oradan alırım