So that's why traducir turco
5,455 traducción paralela
From the wait list, so that's probably why you didn't get my e-mail address.
Yedeklerdeydim. Bu yüzden e-mail adresimi almamışsınızdır.
That's why it works so well.
Her şey bu yüzden bu kadar iyi.
That is the chicken. So, why, why you eating frogs before the chicken's run out?
Tavuklar bitmeden niye kurbağa yiyorsunuz o zaman?
So that's why I'm smiling.
Ben de gülümsüyorum bu yüzden.
And so now we're so afraid of women, that's why- -'cause women are really kept down, uh, even today.
Ondan beri kadınlardan korkuyoruz. Kadınlar o kadar hor görülmüş ki, günümüzde bile.
So when Donnie and Shelby showed up, there was a third person hiding in the closet. Yeah, that's why the...
Donnie ve Shelby buraya geldiğinde, dolapta saklanan üçüncü bir kişi vardı.
So that's why they couldn't find you.
Demek o yüzden seni bulamadılar.
So that's why you and my dad sheltered me away.
Demek o yüzden sen ve babam beni her şeyden uzak tutmaya çalıştınız.
Oh. That's why you're so clever.
Bu yüzden çok akıllısın.
So am I, and that's why I'm giving him my best.
Ben de seviyorum ve bu yüzden ona en iyi teklifi veriyorum.
So that's why everyone's freaking.
Demek herkes bundan korkmuş.
Why is it so hard for you to believe That it's just using you
Seni kullandığını kabullenmek neden bu kadar zor geliyor?
That's why they were so weirded out when she made that virginity pact with Griffin.
Bu yüzden kızlarının Griffin'le yaptığı bekaret anlaşmasını duyduklarında çok gariplerine gitti.
That's why their country stays so poor.
- Bu yüzden ülkeleri gelişemiyor.
That's why it's so tough.
Bu yüzden bu çok sağlam.
When I cut him off from Gianopolous, I stuck it in his face, and I told him that people hold grudges, and I- - he must have known your history with Forstman, and that's why he went to him, so...
Gianopolous'u ondan aldığımda gidip yüzüne çarptım ve insanların kin tuttuklarını söyledim ve ben Fortsman ile olan husumetinizi biliyor olmalı bu yüzden ona gitmiş onun için...
- [Laughs] Well, that's why I was so glad to hear you're going on the trip too.
Bu yüzden senin de geziye geleceğini duyunca mutlu oldum.
So that's why you became more man.
Sen de bu nefret yüzden daha da erkekleştin.
Yeah. Maybe that's why you're so sweet on me.
Belki de bu yüzden bana karşı çok naziksin.
So that's why nobody knew about Brett.
O yüzden Brett'ten kimsenin haberi yoktu.
Uh, so we went down to Mexico to drive them back from Mexico and that's why we all missed practice.
O yüzden onları almak için Meksika'ya gidip geldik. Antrenmanları da o yüzden kaçırdık.
You must be wondering why Akshay Kumar.. ... that's me, is so interested in three old perverts of Delhi?
Emin ki, Akshay Kumar'ın yani benim bu üç Delhi yaşlısıyla ne işim olur merak ediyorsunuzdur.
That's why he was staged to look like a suicide, so the police would conclude that he was the guilty party.
Bu oyunu sahneleyen bunu intihar olarak göstermek istedi ki polis de bu olaydan kendi kendine vicdan azabı duysun istedi.
If it's a death certificate that Mr. Lembeck wants, so why don't we give it to him?
Madem Bay Lembeck bir ölüm belgesi istiyor, neden ona bunu vermiyoruz?
So, that's why you met him on the street, to talk about a public-relations problem?
Bu yüzden mi sokakta buluştunuz? Bu halkla ilişkiler sorununu tartışmak için?
That's why they're worth so much.
O yüzden bu kadar değerliler ya zaten.
So that's why no one sizzled?
Bu yüzden kimsede etkili olmadı.
Oh, my God, that's why I had so many friends in high school.
Aman Tanrım, bu yüzden lisede çok fazla arkadaşım vardı.
Why do you think I'm leaving? So that's it?
Niye ayrıldığımı zannediyorsunuz?
Yes, that's why I wanted to meet here, so there was no misunderstanding my intentions.
Evet. Niyetimle ilgili yanlış anlaşılma olasın diye... burada buluşmak istedim.
.. and that happy part of my life's over now, so why not?
Ve hayatımın bu mutlu kısmı artık sona erdi, neden olmasın o zaman?
And I think that's why you - - you were so conflicted About what to do.
Ve bence bu yüzden, ne yapman gerektiği konusunda kafan karıştı.
MATT : Well, if it's so... easy, why don't you give me the headline to that?
O kadar kolaysa bana manşeti söylesene.
Now, I'm not mad at you. But that's why this is so hard for me. Do you understand?
Sana kızgın değilim ama bu yüzden benim için zor oluyor işte.
That's why I left my black knight, so you'd know I was here.
- Bu yüzden taşımı bıraktım. Buraya geldiğimi anla diye.
So that's why you didn't invite me.
Demek beni bu yüzden davet etmedin?
So that's why you're doing this to me?
Bana bunu bu yüzden mi yapıyorsun yani?
And that's why they get together, so they can worry each other out.
O yüzden bir araya gelip, birbirlerini endişelendiriyorlar.
That's why school's so important.
Okul bu yüzden çok önemli işte.
And so, once again, we get more insulin and it dips down, and that's why you get the fluctuations in your mood, from that sugar spiking and falling.
Bu nedenle de tekrar daha fazla insulin üretiriz ve sonra yeniden düşüşe geçer işte bu nedenle duygu halinizde değişimler yaşarsınız ; şekerin zirve yapması ve düşüşe geçmesi nedeniyle.
Like, nine calories per gram of fat whereas sugar's only got four calories, so I can see why we're told that sugar's OK and don't eat fat,'cause there's less calories.
Bu da her gram yağda dokuz kalori varken şekerde yalnızca dört kalori var yani bize neden şekerin iyi ancak yağı yememizin iyi olmadığını söylediklerini anlayabiliyorum çünkü daha az kalori var.
So now that he's back, why don't you collude with that fraud and get us the hell out of this?
Şimdi o geri döndü. Neden o sahtekarla bir iş çevirip bizi bu durumdan kurtarmıyorsun?
So, if that's the case, why make such a fuss about it?
Tamam madem öyle o zaman niye bu kadar yaygara yapıyorsun?
That's why it hurts so much when he throws you away when he's done with you.
Bu yüzden seninle işini bitirip attığında çok acı verir.
Well, and that's why we invited you over here, so that you could have a chance to say goodbye.
Sizi buraya bu yüzden davet ettim yani veda etmek için bir şansınız olması için.
That's why he killed him so quickly.
O yüzden doktoru o kadar çabuk öldürdü.
So that's why you're here.
Demek ki onun için buradasın.
So that's why the bees, they need to go through the winter thinking the world outside...
İşte bu yüzden, kışı atlatmak için arılara gereken, dışarıdaki dünyanın...
Why are you so sure that Malcolm's guilty?
Malcolm'un suçlu olduğuna neden bu kadar eminsin?
So that's why you took the money?
- Bu yüzden mi parayı aldınız?
Do you think maybe you cut out so much strength out of the back that when you were slamming this thing around, trying to be Mr. captain rally, that that might have been why that hub ripped off?
Acaba buralarda dolanıp dururken yani Kaptan Rali olmaya çalışırken tekeri sen koparmış olabilir misin?
so that's why you're here 22
so that's it 702
so that's how it is 38
so that's it then 31
so that's good 117
so that's a yes 42
so that's a no 42
so that's something 28
so that's a 20
so that's that 41
so that's it 702
so that's how it is 38
so that's it then 31
so that's good 117
so that's a yes 42
so that's a no 42
so that's something 28
so that's a 20
so that's that 41
so that's 181
so that's what happened 22
so that's what i did 29
so that's what we're gonna do 16
so that's what this is about 48
so that's what 16
so that's what this is all about 17
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
so that's what happened 22
so that's what i did 29
so that's what we're gonna do 16
so that's what this is about 48
so that's what 16
so that's what this is all about 17
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i came to you 33
that's why i like you 22
that's why i chose you 19
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i came to you 33
that's why i like you 22
that's why i chose you 19